Sevsen Ebtah
Gazeteci ve yazar. Lübnan Üniversitesi'nde Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü Profesörü
TT

Yeni işgalcilerden Bezos

Jeff Bezos'un, kendisini, kardeşini ve diğer iki kişiyi dünya uzaya götüren ve 11 dakikadan daha kısa süren bir uçuştan sonra Dünya'ya dönerken attığı çocuksu sevinç çığlıkları, dünyanın en zengin adamının bu test uçuşlarını ticari uçuşlara çevirerek daha fazla milyarlar kazanma hırsını gizleyemez. Bezos, çocukluk yıllarından beri yıldızlara ulaşma aşkı ile hayaller kurduğunu söyleyerek masum olduğunu iddia eden tek isim değil. O, Uluslararası Uzay İstasyonu ve Karman Hattı'na ve belki de daha sonra Mars'a turizmin kapılarını açmak için yatırım yapıyor. Sahneyi yöneten üç isim Bezos, Tesla'nın sahibi Elon Musk ve Virgin'in kurucusu Richard Branson, üçü de büyük servet biriktirmiş ve ustalıkla vergi kaçırmışlar. Fon kıtlığı ve görevlerin zorluğu nedeniyle dünyadaki büyük güçlerin yavaşlamasının ardından uzayı fethetmeye hazırlanıyorlar.
Bu nedenle yeni fatihler, peri masallarına bağlı saf ve masum kimseler değiller. Uzayda henüz bir tapu ve mülkiyet olmadığı için oraya ilk giden kimsenin kar edeceği söylenip duruyor. Onlar da oraya gitmek için yarışıyorlar. Bazıları çevreyi kirleten fabrikaları oraya taşımayı, oteller inşa etmeyi, parklar ve dinlenme evleri kurmayı hayal ediyor. Bezos, uzayın kaçış olduğuna inanmamızı istiyor. O ve benzerleri Dünya'yı perişan etti. Bizim korkmamız gereken şey, onun bizden önce uzaya çıkmasıdır, yoksa bize ne gök kalır ne de yer. Her neyse, bundan sonra Bezos son yolcusuna 23 milyon dolara bir uzay bileti sattı ve bu yolculuk hala test sürecinde. Musk, vaat ettiği sonraki geziler için her biri 200 milyon dolar ve bazıları 250 milyon dolar olmak üzere 600 bilet sattı. Pazar umut verici ve talepler çok. Zenginler, fiyatların biraz düşmesi için kendilerini böyle bir maceradan mahrum bırakmıyorlar.
Ama bu ilk ve en küçük kar. Bu isimler, yeni dijital dünyanın altyapısını uzayda genişletmeye ve -bazı insanlar hala 3G kullanırken- “6G”yi nasıl çalıştıracaklarını düşünmeye başladılar. Şu ana kadar binlerce uydu fırlatıldı ve sayılarının onbinleri bulması bekleniyor. Jeff Bezos'un işini modernize edebilmesi ve rızaları ile topladığı tüm sırlarını satsa bile kendisinden yüz çevirmeyen müşterileri hakkında en doğru verileri bilmesi için bunlara ihtiyacı var. Uydular Musk için de çok acil, böylece onun sürücüsüz araçları herhangi bir engel olmadan yollarını bulabilecekler. Görevi, interneti, denizler, çorak alanlar ve kutuplar dahil olmak üzere gezegenin her noktasına yaymak olan ve 700 uyduyu içeren "Starlink" programı, şu anda başımızın üstünde bulunuyor. Şu ana kadar 70 bin aboneye ulaştı. İnsanların internet yayınına ulaşmaları için yer istasyonları kurmaya başladıklarında maruz kalacağımız dalgaların zararlı etkilerini tahmin bile edemeyiz. Uzaya yerleştirilen iki uydunun veya iki garip cismin çarpışması sonucu aniden meydana gelebilecek herhangi bir felaketi tahmin etmek de mümkün değildir. Ve yukarıda işler kızıştığında ve bu isimlerin gidişatını denetleyecek kimse olmadığında, tek istedikleri daha fazla kar, şöhret ve güç olduğunda durumlar nasıl olacak!?
Uzayı kim kontrol ediyorsa, önümüzdeki yıllarda Dünya üzerinde de güce sahip olacak. Bu sefer suyun, elektriğin ve hapishanelerin değil, uzayın, havanın ve ufkun özelleştirilmesine şahit olacağız. Zengin bir adam bir saray satın alacak ve uzayımızın bir bölümünün ve ilahi yaşam alanımızın sahibi olacak. Olanlar, birkaç hırslı yolculuktan, sıfır yerçekiminde yüzmekten, dünyanın kıvrımını izlemekten ve biraz fotoğraf çekerek alkış almaktan daha tehlikelidir. Tüm bunlar, servet yığmaya, güç biriktirmeye ve insanların ruh hallerini uzaktan kontrol etmeye meraklı bir avuç iş adamının sahip olduğu ve işlettiği, gezegenimize paralel veya alternatif bir dünya inşa etme girişimidir.
Bezos ve onun büyük şirket sahibi arkadaşları, dünyada oldukları halde insanların boğazına sarılmış durumdalar. Bizi yukarıdan izlediklerinde ise, işleri daha kolay ve daha korkunç olacak.
Bu, devletlerin ortalığı karıştırma işini kendi başlarına yatırımcılara bıraktığı anlamına gelmez. Yıldız savaşları yeniden kızışıyor. 60 yıllık gecikmenin ardından kendi uzay istasyonunu kuran ve yakın zamanda Kızıl Gezegeni kolonileştirmek için 3 astronot gönderen Çin de ekibe katıldı. Orada bir robot kurmak sadece bir başlangıçtı. Nihai amaç, Mars kaynaklarını araştırmak ve o kaynakları, kalıcı yaşam hayal eden insan toplulukları oluşturulmasını desteklemek için kullanmaktır. Ayrıca Rusya, bugüne kadar üretilmiş en hızlı uçak olan, görünmeden uçabilen ve fark edilmeden uzayda görev yapabilen MiG-41'in geliştirildiğini duyurdu. Öte yandan görev süresi dolmadan Putin'e verdiği cevapta Trump, “bizi orada bekleyen düşmanlara cevap vermek için” bir uzay ordusunun kurulduğunu duyurdu. Bunun da ötesinde NATO, üye devletlerinden birine karşı uzayda yapılacak herhangi bir saldırının 5. Madde kapsamında değerlendirilmesi ve bu saldırıya toplu bir yanıt verilmesi konusunu değerlendirdi.
Sovyetler Birliği'nin ilk Yıldız Savaşları'nı Amerika'ya kaptırdığı için yenildiği söyleniyordu. Ancak ikinci savaşın işaretleri görünmeye başladı ve yeni unsurlar, yani milyarderler ve onların sınırsız hırsları da savaşa katıldı. Dünyayı kurtarmak daha mı iyiydi? Belki! Geçen yüzyılın ortalarında aya gittiğimiz günlerinde var olan sorular aynen duruyor. Ancak bu sorular bu gelişmeleri engelleyemez. Sorun derinlerde. Dünya'daki vandallar ile yaşamı uzaya aktarmaya hazırlananların aynı kişiler olması. Bunların bazı hayalleri sadece dilek olarak kalır ama bir kısmının gerçekleşeceğine şüphe yok. O zamana kadar, açık anlaşmalar veya sözleşmeler olmadan uzayı açgözlülere yağma edecekleri bir yer olarak bırakmak, “yeni işgalcileri” on yıllar boyunca milyarlarca insanı kontrol edebilecek bir hale getirecektir.