Gassan Şerbil
Şarku'l Avsat Genel Yayın Yönetmeni
TT

Danimarkalı turist ve Körfez'in geleceği turu

Riyad'daki otelin lobisinde nazikçe, nereli olduğumu sormanın beni rahatsız edip etmeyeceğini sordu. Normal bir ülkedenmişim gibi davrandım ve itiraf ettim. Mesleğimi ve orada bulunma nedenimi sorguladı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın KİK (Körfez İşbirliği Konseyi) ülkelerine gezisine eşlik etmeye gelen bir gazeteci olduğumu söyledim. Aşırı meraklı olduğu için özür diledi ve "Sizin turist olduğunuzu sandım" dedi. Ben de ona aynı soruları tekrarlamalıydım. Danimarkalıyım ve avukatım yanıtını verdi. Hemen bir şirketin kendisini bir sözleşme hazırlaması veya denetlemesi için gönderdiğini düşündüm. Aklımdan ne geçtiğini anlayarak çabucak şöyle dedi: “Ben burada sadece bir turistim. Orada duran arkadaşımla geldim. Oğlum, Suudi Arabistan'ın korona aşısı için koyduğu şartlara uymadığı için bize eşlik edemedi.”
Ardından ekledi:” Seyahat etmek benim tutkum. Yaşadığım sürece birbirinden farklı iz bırakmış çeşitli medeniyetlerin eserlerini barındıran mümkün olduğunca fazla sayıda ülkeyi ziyaret etmek istiyorum. Ortadoğu'da Irak, Suriye, Lübnan ve Ürdün'ü gezmiş ve tanımıştım. Sizden saklamayacağım, Suudi Arabistan'ın kapısını turistlere açmasını hiç beklemiyordum. Ula ve diğer yerler hakkında bir video izledim ve çok ilgimi çekti. Sizin de turist olduğunuzu düşündüm ve burada yaşadığınız deneyim hakkında ne düşündüğünüzü sorayım dedim.” Şöyle devam etti: “Devletlerin tarihi, katman katmandır. Medeniyet bir birikimdir. Bu katmanları kabullenmek, devletleri ve kimliklerini zenginleştirir. Turistlere, yatırımlara ve rekabete kapılarını açan ülkeler, meşruiyetlerine ve vatandaşlarıyla olan ilişkilerine güvenen ülkelerdir. Ülkede bir tür kültür devrimi gerçekleştiğini okudum. Sinema, tiyatro, şarkı ve kompleksiz bir yaşam. Bir felsefe konferansı düzenlendiğini de duydum ve bu basit bir şey değil. Felsefe büyük sorulardır ve fikirlerin eleştirel bir ruhla test edilmesidir. Burada görülecek yerleri ziyaret edeceğim. Ziyaret repertuarıma esasında beklentilerim arasında dahi yer almayan bir durak ekliyorum”.
Prens Muhammed bin Selman'ın beş duraklı gezisine eşlik ederken, aklımda Danimarkalı turistle tesadüf tanışmam vardı. Yeni Suudi Arabistan artık bir hayal ya da proje değil. Her ziyaretçinin dokunduğu bir gerçeklik haline geldi. Bu uçsuz bucaksız ülkede yeni bir Suudi Arabistan rüzgarı esti. Kanatlanan düşler onun geniş yüzölçümünden daha geniş. Bu düşler, umut, bilim, teknoloji ve şeffaflıkla donanmış, gelecek savaşına korkusuzca katılmak isteyen her Arap ve Müslümanı ilgilendiriyor. Araplar, başkalarının yarattığı bir dünyada bir misafir veya yük değil, bugünün yaratılmasında doğal bir ortaktır. Geleceği yaratmaya katkıda bulunmaya istekli bir ortaktır. Körfez deneyimi bu bağlamda öncü görünüyor.
Gezisi sırasında Muhammed bin Selman'a gösterilen aşırı sıcak karşılama, güleryüz ve misafirperverliğin iki nedeni var. Körfez, Arap ve uluslararası alanda belirgin bir ağırlığı olan, Kral Selman bin Abdulaziz döneminde, ona geleceğin kapılarını açan seçimler yapan bir ülkedeki konumu ve pozisyonu nedeniyle bu şekilde karşılandı. İkincisi, Körfez hükümetleri ve vatandaşları bu ziyaretçiyi rönesansı ve değişimi ateşleyen adam olarak karşıladı. Körfez başkentlerindeki diyaloglardan, donuk ve katı zamanla bağları kesme kararının bunda belirleyici olduğu açıkça görülüyordu. Bugün her ülkenin, imkanlarına göre farklılık gösteren tarihler ve mekanizmalarla geleceği için belirlemiş olduğu bir vizyonu var.
Diyaloglarda, terörizmin ezici ya da neredeyse ezici bir yenilgiye uğradığına dair bir güven açıkça ortaya çıkıyor. Körfez gençliğini kendine çekmeye, nefretle körüklemeye, toplumları ve dünyayla çarpışmaya sevk eden terörizm ve karanlık fikirler yenildi. Radikalizm ve nefret platformları, arterlerinde akacak kanı ve ziyaretçileri olmadığında akaryakıt istasyonlarının iflas etmesi gibi söndüler. Körfez toplumları karanlık düşünce zincirlerini kırdılar ve artık tüm ciğerleriyle nefes almaya başladılar.
Hayallerin ve sayıların iç içe geçtiği yeni Suudi Arabistan sözlüğünün, yeni bir Körfez sözlüğünün doğuşuna büyük katkı sağladığı gezi sırasında açıkça görülüyor. İlişkiler artık ortak bir tarihle ilgili söylemlerin ipeksi rahatlığında uyumuyor. Şimdi bir de ortak bir gelecek, aynı gemide yelken açma duygusu üzerine kurulu. Korku azaldı ve umut öne geçti. Maskat, Abu Dabi, Doha, Manama ve Kuveyt'i ziyaret etmek ve tüm bu duraklarda umudu görmek kolay değil. Bu ülkelerde gelecek günlere katkıda bulunması için genç nesle istisnai bir alan tanındığını görmek basit bir şey değil. Arap dünyasının bu bölgesinde artık göç etmeyi hayal eden ya da sürprizler korkusuyla yabancı bir ülkenin pasaportuyla silahlanmayı düşünen bir genç bulamazsınız. Yine kesinlikle, Avrupa cennetine ulaşmak için gizlice "ölüm botlarına” binmeye hazırlanan bir genç bulamazsınız.
Yeni bir stil ve yeni kelimeler. “Koordinasyon konseyleri” ortak çıkarları gözetiyor ve derinleştiriyor. Yolsuzluk, kötü yönetişim ve standartlarla mücadelede kontrol ve ilerleme fırsatlarını değerlendiren şeffaf ortaklıklar, gelişime açık olma, birbirini izleyen teknolojik devrimlerden hızlı yararlanma görülüyor.
Körfez ilişkilerini kurumsal ilişkiler üzerine kurmak, KİK ülkelerinin ekonomik bloklar dünyasındaki ağırlığını iki katına çıkarıyor. Ayrıca çevresindeki siyasi ağırlığını, egemenliğini, güvenliğini ve istikrarını savunma kabiliyetini artırıyor, bölgesel ve uluslararası güçlere hitap ederken konumunu iyileştiriyor. Ziyaret turu sırasındaki tartışmalar, Yemen'den Libya, Suriye, Irak ve Lübnan'a bölgedeki açık krizlerde, kabul edilen referanslara, uluslararası meşruiyet ve kararlarına saygı temelinde siyasi çözümleri destekleme konusunda büyük bir yakınlaşmayı ortaya çıkardı. İran ile ilgili nükleer müzakerelerin sonuçları ve bölge ülkelerinin Tahran'ın benimsemekte ısrar ettiği istikrarsızlaştırma politikasıyla ilgili kısmı çözmeye verdikleri önemle bağlantılı yakınlaşma aşikardı. Aslında KİK, Suudi Arabistan’ın ağırlığına ve merkezi rolüne ek olarak önemli kartlara sahip. KİK ülkelerinden her birinin bir köprü ya da pencere oluşturabilecek ekonomik ağırlığı, eski ve yeni siyasi ilişkileri bunlardan biri.
Körfez yılı, uzlaşma köprülerini açan el-Ula zirvesiyle başladı ve yarın Riyad'da düzenlenecek Körfez zirvesiyle sona erecek. Zirvenin Prens Muhammed bin Selman tarafından yürütülen Körfez’in geleceği turunun sağladığı iklimden yararlanarak, KİK kapsamındaki kurumsal çalışmaları ekonomik, siyasi ve askeri düzeylerde ilerletmesi bekleniyor. Körfez başkentlerinde Avrupa deneyimini örnek alan bir entegrasyona dair çağrılar duyuluyor. Körfez treni yeni bir kalkışa hazırlanıyor. Yolcularının kendilerine olan güvenleri iki katına çıktı, hızı arttı ve yolculuk amacının netliği derinleşti. O amaç, Danimarkalı turistin beklediğinden daha derin, kapsamlı ve geniş bir değişimdir.