İstemi Yılmaz
TT

ABD Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi mi destekliyor?

Türkiye bir süredir dış politikadan uzak gündemlerin pençesinde. Ekonomik gidişat, döviz kurları ve iç politikayı belirleyen terör tartışmaları diplomasiyi ikinci plana attı. Bunun diğer bir sebebi de bir süredir devam eden “Sorunları geride bırakalım” açılımı. Ankara, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Yunanistan’a Mısır’dan Ermenistan’a değin anlaşmazlık yaşanan pek çok ülkeyle ilişkilerini düzeltme yoluna gitti. Haliyle bu durum, çatışmalara dayalı medyatik gündemin soğumasını sağladı. Ancak son günlerde yaşanan gelişmeler, Doğu Akdeniz’deki enerji mücadelesini hareketlendirdi.
Yunan basını hafta içerisinde ABD’nin Yunanistan’a “EastMed boru hattı” konusundaki endişelerini Atina'ya ilettiğini yazdı. Söz konusu proje, İsrail’in hakimiyetindeki doğal gaz rezervlerinin denizden döşenen boru hatlarıyla önce Girit adasına ardından da Yunanistan’a taşınarak Avrupa’ya ulaştırılmasını öngörüyor. Yedi senede tamamlanması planlanan projenin 10 milyar dolara mal olması bekleniyor. EastMed’in ortaklarıysa Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail. Ancak Mısır’ın da ortaklar arasında yerini alması sürpriz olmayacak.
Peki neden Washington projeye karşı çıkıyor?
Atina’ya iletilen notaya göre Biden hükümetinin üç ana çekincesi mevcut. İlki projenin “ekonomik açıdan uygulanabilir olmaması”. ABD’ye göre, Türkiye üzerinden kolayca Avrupa’ya ulaştırılabilecek İsrail gazının rotasını değiştirmek maliyeti artırmaktan başka bir işe yaramıyor. İkinci sorun, EastMed’in bölge ekolojisi açısından bir yıkıma yol açacak olması. Elbette bu iki madde varoluşu sermayenin karını artırmak üzerine kurulu ABD’nin bahaneleri. Washington’ı gerçek anlamda rahatsız eden ise Ankara’nın itirazları. Beyaz Saray’ın Miçotakis hükümetine gönderdiği notada “EastMed’in Türkiye ve diğer bölge ülkelerini yok sayarak bölgedeki gerginliği yükselteceğine” dikkat çekiliyor. Kısacası Biden yönetimi “Ankara için Atina’yı karşısına alıyor”.
Washington’ın bu beklenmedik çıkışı, Biden kabinesinin Türkiye lehine attığı ilk adım. Proje daha önce ABD’nin eski Başkanı Donald Trump tarafından desteklenmişti. 2019’daki projeye ilişkin uluslararası toplantıya ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da katılmıştı. O dönemde Beyaz Saray, EastMed’in “Avrupa'nın Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltacağını” düşünüyordu.
Amerika’nın Yunanistan’ı yüzüstü bırakması basına yansıyınca, ABD’nin Atina Büyükelçiliği bir açıklama yayımlayarak EastMed projesine bağlılığını bildirdi. Washington’ın bölgede yenilenebilir enerji ve söz konusu boru hattını destekleyerek Atina ile ilişkilerini geliştirmeyi arzuladığı vurgulandı. Fakat ABD’nin geri adımı basit bir halkla ilişkiler çabasından öteye geçmeyecek gibi görünüyor.
ABD’nin karşı çıktığı bir projeyi devam ettirmek için Yunanistan’ın oynayabileceği tek bir kart var. O da Brüksel’i devreye sokmak. “Avrupa Birliği’ni Ankara aleyhine harekete geçirebilecek” tek odak ise Fransa. Nitekim Atina bunun bilincinde olacak ki Yunan yetkililer birinci ağızdan Amerikan silahları yerine Fransa’dan mühimmat alımını değerlendirebileceklerini açıkladı. Bir radyo programında konuşan Eğitim Bakanı Yardımcısı Angelos Syrigos, AIM-120 ve SM-2 tipi ABD menşeli füzeleri yerine Fransız yapımı Aster-30 ve Meteor füzelerini satın alabileceklerini ifade etti.
Sonuç olarak, bölgedeki gerilimi en aza indirerek diplomasiye ağırlık veren Türkiye hamlelerinin karşılığını yavaş yavaş alıyor. Araştırma gemilerini sahadan çekmesine rağmen kararlı duruşunu sürdüren Ankara’nın tezleri ABD tarafından da onaylanmış durumda. Fakat henüz peşin hükümde bulunmak için erken. Türkiye eğer Doğu Akdeniz’de değişen dengeleri lehine çevirmek istiyorsa müttefiklerinin sayısını artırmalı. Ankara’nın normalleşme siyaseti İsrail ile devam ederse kimse şaşırmasın.