Osman Mirgani
Şarku'l Avsat'ın eski editörü
TT

İnsanlık ve toplu intihar tehlikesi

İngiltere'nin büyük bir kısmı bu haftayı yaşanan aşırı sıcaklar nedeniyle olağanüstü bir durum gölgesinde geçirdi. Londra'nın kuzeyindeki Luton Havalimanı’nın pistleri, sıcaklar dolayısıyla bir süreliğine kapatılırken İngiltere ve Galler'de bazı havayolları uçuşları askıya aldı ve trenlerin hızları düşürüldü. Ulaştırma Bakanı, ülkenin ulaşım altyapısının geçtiğimiz günlerde yaşanan bu sıcaklıklara dayanıklı olmadığını söyledi.
Yağışlı ve soğuk havasıyla tanınan İngiltere, küresel ısınma nedeniyle yeni bir gerçeklikle karşı karşıya geldi. Uzmanlar, ilk kez 2019 yılında 38,7 santigrat derece gibi rekor bir sıcaklık kaydedildiğinde sıcaklıkların 2050 yılına kadar 40 santigrat derecenin üzerine çıkabileceği konusunda uyarılarda bulunmuştu. Ancak bunun yalnızca üç yıl içinde gerçekleşmesi beklenmiyordu. Nitekim önceki gün Lincolnshire'daki sıcaklıklar yeni bir rekora, 40,3 dereceye ulaştı.
Uzmanlar, yeni gerçekliğin bu olduğunu ve insanların iklim felaketinin sonuçlarıyla yüzleşmek ve adapte olmak zorunda olduğunu söylüyorlar. Önümüzdeki yıllarda yaz ayları daha sıcak ve daha uzun sürecek, kış ayları ise şiddetli fırtınalar ve yıkıcı sellerle birlikte iki aya düşecek. Bu bağlamda genel olarak daha soğuk havalara uygun olacak şekilde kurulan altyapı zarar görecek, yollar ve ulaşım hizmetlerinde ciddi sorunlarla karşılaşılacak. Ayrıca sağlık hizmetleri de ciddi baskılarla karşı karşıya kalacak. On binlerce yaşlının, hastanın ve bebeğin yüksek sıcaklık ve nemden zarar görmesi bekleniyor. Ülke, sıcak havayla bulaşacak, sıtma da dahil yeni hastalıkları tanıyacak.
Bu hafta İngiltere'deki hava durumu en çok konuşulan olaylar arasında yer alsa da Avrupa'daki en kötü durum bu değildi. Nitekim İspanya ve Portekiz'de sıcaklıklar kademeli olarak düşmeden önce, bu ayın başlarında 47 santigrat dereceye ulaştı. Fransa, İspanya, İtalya, Yunanistan, Portekiz, Hırvatistan ve İngiltere'de orman yangınları çıktı, on binlerce insan evlerinden tahliye edildi ve itfaiye ekipleri geniş alanlara yayılan alevlerle mücadele etti. ABD de aynı şekilde son günlerde 12’den fazla şehirde sıcaklıkların rekor rakamlara ulaşmasından muzdarip. Yetkililer güneybatı ve orta kesimlere yönelik uyarılarda bulundu. Sıcaklıkların 44 derecenin üzerine çıkmasıyla birlikte Kaliforniya, Nevada ve Arizona eyaletlerine elektrik sağlayan Hoover Barajı'nda trafo patlaması yaşandı. Buna, güney ve güneydoğudakiler başta olmak üzere çoğu eyalette kuraklıklar eşlik etti. Sıcaklıklar artmaya devam ederken Başkan Biden'ın acil bir iklim durumu ilan etmesi ve yönetimin emisyonları azaltmak için yeni adımlar atması bekleniyor. Daha önce bu adımlar, lobicilerin ve zarar gören büyük şirketlerin de etkisiyle Kongre'deki aktif muhalefet nedeniyle sekteye uğramıştı.
Çin'de aşırı sıcaklıklar nedeniyle ülkenin doğu ve güney kesimlerinde uyarılar yapıldı. Ülkenin güneybatısında yer alan bir şehirde aşırı sıcaklar nedeniyle çatısı eriyen bir müze onarım için ziyarete kapatıldı. Son aylarda Ortadoğu’dan Güney Asya'ya, Afrika'dan Güney Amerika'ya ve ABD’den Çin'e kadar tüm dünyada rekor sıcaklıklar kaydediliyor ve dünyanın büyük bölümünü kuraklıklar vuruyor. Dünyanın birçok yerinde insanların küresel ısınmanın yaz aylarında birkaç günlüğüne sıcaklıklarda artış anlamına geldiğine ve bundan sonra her şeyin normale döneceğine inanması gerçekten şaşırtıcı. İklim felaketinin etkileri konusundaki farkındalık istenilen düzeye ulaşmış değil. Küresel ısınma hayatın her alanını etkileyecek ve yol açtığı felaketlerin insanlığa maliyeti büyük olacak. Deniz seviyesi her iki yılda bir santimetre yükseliyor. Bilim insanları 50 yıl içinde bu yükselişin bir metreyi aşacağını, bu süre zarfında birçok kıyı bölgesinin sular altında kalacağını ve dünyadaki büyük şehirlerin ortadan kalkacağını düşünüyor. Tarım ürünleri de bu iklim değişikliklerinden büyük oranda etkilenecek. Aşırı sıcaklık döngüleri, şiddetli yağış ve seller daha ılıman iklimlere sahip bölgelerde yeni haşere ve böceklerin ortaya çıkmasına yol açacak. Bunu takiben kıtlıklar ve kitlesel göçler meydana gelecek.
Dünyayı vuran sıcaklıklar, insanları durumun ciddiyetine karşı uyandırabilir ve birtakım küçük değişikliklerin iklim sorununu çözebileceği fikrini ortadan kaldırabilir. Kriz çok ciddi ve bunun çaresi iklim sorununu siyasi hesaplarının üzerine koyan politikacıların cesur adımlar atmasıdır. Sorun şu ki geniş bir kesim bunu inkar ediyor, bazı ülkeler ve birçok politikacı da bu meselede isteksiz davranıyor. Nitekim İngiltere bu hafta bunaltıcı sıcak hava dalgaları ile yüzleşirken Muhafazakar Parti liderliği için yarışan adaylar iklim sorununu görmezden geliyor ya da hafife alıyorlar. Bazı ülkeler, ekonomik krizi gerekçe göstererek taahhütlerinden geri adım atmaya ve karbon emisyonlarıyla mücadeledeki adımlarını yavaşlatmaya başlıyor. Bazıları, Ukrayna’daki savaştan kaynaklanan enerji sorunları nedeniyle kömür kullanımını artırmaya yöneliyor. Bütün bunlar karşısında hükümetlerin ilan ettiği veya insanların gönüllü olarak attığı diğer tüm küçük adımlar anlamsız hale geliyor.
Bu hafta Berlin'deki Petersberg İklim Diyaloğu Konferansı'na katılan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, 40’tan fazla bakana hitaben yaptığı konuşmada, insanlığın iklim krizi nedeniyle bir toplu intiharla karşı karşıya olduğunu söyledi. Dünyanın yarısının sel, kuraklık, şiddetli fırtınalar ve orman yangınlarının yaşanacağı tehlike bölgelerde bulunduğuna dikkat çeken ve hiçbir ülkenin buna karşı bağışıklığı olmadığını dile getiren Guterres, “Ya toplu olarak harekete geçeceğiz ya da toplu olarak intihar edeceğiz. Bu bizim elimizde” dedi.
Guterres bu konuda yalnız değil. İklim bilimcilerin çoğu birbiri ardına uyarılarda bulunuyor ve şunu söylüyorlar:
“Dünya, bir gerçeklik haline gelen ve giderek ivmelenen iklim felaketlerinden ders çıkarmazsa oğullarımıza, kızlarımıza ve torunlarımıza, kimsenin kurtulamayacağı,  ciddi bir varoluşsal krizi miras bırakacağız.”