Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

‘Halid Şeyh Muhammed’

“1996’daki talebimize karşılık olarak Katarlılar, Halid Şeyh Muhammed’i teslim etselerdi bugün dünya farklı olurdu.”
Bu cümle, Bill Clinton ve George Bush yönetimlerinde Güvenlik ve Terörle Mücadele Ulusal Koordinatörü Richard A. Clarke’in, Katar’ın 1990’ların başından beri terör liderlerine yardım ve yataklık ettiğine dair yazdığı dikkat çekici makalede geçmektedir. 1990’larda el-Kaide, o günden bugüne dünyaya yayılan zehirli tabaklar hazırlamakla meşguldü.
Clarke, Doha’nın terörist Halid Şeyh Muhammed’e yardım ve yataklık etme meselesini Daily News gazetesindeki birçok yazısında dile getirdi. Al Arabiya gazetesi de bunu yayınladı.
Bugün Wall Street Journal gazetesinde hem tehlikeli hem de iğrenç bir meseleyi öğrendik. Kısacası Pakistan asıllı ve büyük terör planlayıcısı Halid Şeyh Muhammed, idam cezasının iptal edilmesi halinde 2001’de meydana gelen terör saldırısında ölenlerin aileleri tarafından açılan davalarda Suudi Arabistan’a karşı ABD’yle işbirliği yapmaya hazır.
Evet, tam olarak böyle.
Katarlı yöneticilerin cesareti gibi bir cesaret görmedim. Yani Halid Şeyh Muhammed ve kendisine yardım edenlerin özgeçmişlerinin açılmaması öngörülüyor. ABD ve Suud İstihbaratı, Doha’nın Halid Şeyh’e nasıl yardım ve yataklık yaptığını ve onu nasıl kaçırdığını iyi biliyor. ABD’li yetkililer, 11 Eylül saldırılarının düzenleyicisi olduğundan dolayı Mart 2003’te Halid Şeyh Muhammed’i tutukladı. ABD istihbaratının talep ettiği dönemde,  özellikle de 1995 yılında Filipinler yakınında ABD uçaklarına yönelik saldırı girişimine karışmasının ardından Halid Şeyh Muhammed’in Katar su şirketinde görevli olduğu biliniyor. Filipinler yakınında ABD uçaklarına yönelik saldırı girişimi, 11 Eylül saldırılarının bir provasıydı. Halid Şeyh Muhammed’e ve 100 radikal unsura Katar’daki çiftliğinde yardım ve yataklık etmekle suçlanan Vakıflar ve İçişleri Bakanı Abdullah bin Halid bin Hamad Al Sani, saldırı girişimine karışan en önemli isimlerden birisiydi.
ABD istihbaratı, Halid Şeyh Muhammed’i yakalamakta kararlıydı. ABD, bu kişinin Doha’da olduğunu öğrendi. Hatta ABD istihbaratı, Abbottabad’da Üsame bin Ladin’i yakaladıkları gibi özel bir birlik aracılığıyla bu kişiyi Doha’dan kaçırmayı bile düşündü. Dahası Amerikalılar, büyük bir askeri birlikle Halid Şeyh Muhammed’i Doha’da saklandığı yerde kuşatmayı düşündüler. Fakat Clarke’a göre siyasi ve bürokratik nedenlerden dolayı bundan vazgeçildi. Bunun üzerine ABD Büyükelçisi’nden Katar Emiri’yle konuşması talep edildi. Fakat ABD Büyükelçisi, Katar Emiri’nden sadece Katar İstihbarat Başkanı’yla konuşmasını talep etti. ABD Büyükelçisi ile Katar Emiri arasındaki görüşmeden birkaç saat sonra Halid Şeyh Muhammed tamamen gözden kayboldu.
Clarke, “O dönemde Katarlılar, Halid Şeyh Muhammed’i bize teslim etselerdi dünyanın yüzü değişirdi” diyor. Bugün Katarlılar, şeytanın avukatları aracılığıyla Guantanamo’daki adamlarının yaklaşık 16 yıllık hapsinin ardından eski dostun süngerini sıkmak istiyor.