Ali Avad Asiri
Suudi Arabistan’ın eski Lübnan Büyükelçisi
TT

İçimde yaşayan Beyrut

Beyrut Limanı’nı ve sevgili Beyrut’umuzun yarısını tahrip eden büyük trajediye sebep olan patlamadan dakikalar sonra Kral Selman Bin Abdulaziz’in emriyle Suudi Arabistan’dan havalanan ilk uçak, insani ve tıbbi yardımla birlikte kalbimizdeki acıyı, hüznü de beraberinde taşıdı. O uçak, bütün Suudi Arabistan halkı olarak bizim için Beyrut ve Lübnan’ın geniş sahaya yayılmış derin bir önemi, tarihi bağları, kardeşliği ve sevgisinin yanı sıra kalplerimizde bu güzel başkent için acıyı ve endişeyi taşıyordu.
Ey tarihin şehri Beyrut!
Ey şairlerin ve şiirin sevgilisi, kasidelerin evi!
Ey kanunların annesi!
Ey Arap aleminin büyüleyicisi, şehitlerle, yaralanmış ve paramparça olmuş, tuğlaların ve göz yaşlarının seli ile kalplerimizi kanatan şehir.
Sen acılarla, vahşice ve barbarca paramparça olurken ey kendisine aşık olduğumuz ve bize aşık olan Beyrut. Senin yaralarını ve göz yaşlarını nasıl silebiliriz?
Sevgili Beyrut ve Lübnanlı kardeşlerim sizleri çok iyi tanıdım. Nezdinizde değerli ve mutlu bir elçi olarak arkadaşlığımız geniş bir yelpazeye yayılan kardeşlik ve dostluk üzerine kurulu haliyle devam ediyor. Görevim boyunca her sabah avlumuzda, elçiliğimize ve halkımıza adeta selama duran sevginin ve sadakatin simgesi olan güvercinleri hatırladıkça burada acılar içindeyim. Beyrut ve Riyad’ın tarihe damga vurmuş adeta birbirinden kopmayan siyam ikizleri gibi olan bu ilişkilerine şaşırmamalı…
Aslında bu vahşice patlama, sevdiğimiz ve aşık olduğumuz bu şehirde gerçekleşirken yüreğimize de acılar ve yaralar bıraktı. İnsanların bir şehirde yaşamalarının gayet sıradan bir durum olduğunu çok iyi biliyorum fakat Beyrut o kadar güzel ki nereye gidersem gideyim içimde yaşayan şehir. Kendisinden ne kadar uzaklaşırsan uzaklaş sürekli aşkını derinliklerinde yaşadığın bir şehir olarak kalacaktır.
Patlamanın ailem ve benim üzerimde sarsıcı ve ağır bir etki bıraktığını söylersem mübalağa etmiş olmam. Çünkü Beyrut’ta sevdiklerimiz, dostlarımız ve kardeşlerimiz var. Bilakis ülkem ile Lübnan arasında 68 yıla dayanan kardeşlik, sevgi ve tarihsel bağlarımızla birlikte bu bağların inşası için 1952 yılında Lübnan’ın ilk başbakanı olan Camille Chamoun ülkemizi ziyaret ettiğinde, geçmiş, gelecek ve o an için sağlam bir kardeşlik tesis etmek istiyordu. Çok iyi biliyorum ki Kralın misafirine olan tavsiyeleri, tarihin kulağına altın küpe kıymetinde olacaktır. Lübnan’ın mezhep dokusu ona bir avantaj veriyor ve bu avantaj ile onu dış etkenlerden korumakla birlikte Lübnan siyasetinin mezhepsel çeşitliliği, kişisel hırslarından uzak dayanışmacı ve gelecekte ulusal çıkarlarını koruyan sağlam bir birlik ve beraberlik çerçevesinde kalmasını sağlıyor.
Yaşanan bu patlama her samimi Suudi ve Arap vatandaşın kalbinde derin yaralara sebep oldu. Eminim ki Suudi Arabistan’dan Beyrut’a havadan sadece ilk yardım, sağlık ve insani yardım taşınmadı bilakis güzel Beyrut’a kalplerimiz, acılarımız da taşındı. Suudi Arabistan’ın tanımlamasıyla Lübnan’ın başkenti Arap düğümünün arabulucusu.
Bütün bu hüzünler ve acılar içinde Beyrut için sevgimiz,  sevdiklerini kaybedenlerin acısına, yaralıların yarasına sargı olsun. Beyrutlu aileye büyükelçi olduğum gün verdiğim sözü asla unutmayacağım! ‘-Kardeşlik ilişkilerimiz, iki şehrimizi bir araya getirir. Öyle kardeşlik ki bu değer asla rakamlarla ölçülemez, ancak şerefli beş harften oluşan LÜBNAN kelimesi ile imzası atılır.’