Nebil Amr
Filistinli siyasetçi ve yazar
TT

Kum saati tükenmeye başladı

İsrail, işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi için kendisine bir yıllık süre biçen ve bu uyarıya kulak asmazsa başta Oslo anlaşmaları olmak üzere aralarındaki anlaşmalara bağlı kalmayacaklarını söyleyen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın uyarısına sinsice ve kurnazca yaklaşıyor.
Devlet Başkanı Abbas’ın uyarısı İsrail tarafından medya düzeyinde bile tamamen kulak ardı edildi. Bunun iki sebebi var. İlki bu uyarıyı sadece tek taraflı bir adım haline getirmek ve diğer taraftan onunla ilgilenmemek. Bununla ulaşılmak istenen şey uyarıya karşı uluslararası ilgi düzeyini düşürmek.
İkincisi de yıllardan beri anlaşmalara bağlı kalmayan ve içinden saldırgan davranışlarına kılıf olarak ihtiyacı olan şeyi alıp ihtiyacı olmayan şeyi üstün zorba güç mantığıyla bırakarak bu anlaşmalarla seçici bir tavırla ilgilenen asıl tarafın İsrail olması.
Devlet Başkanı Abbas'ın girişim olarak nitelendirdiği çığlığı, siyasi süreç ve listenin başında benimseyen, gözeten ve sonra da terk eden ABD yönetiminin olduğu mantıksal bir hiyerarşi ile bağlantısı olan herkesten umudunu kestiğinin en açık ifadesiydi. ABD’yi finansman sağlayan, gevşeyen ve sonra geri çekilen Avrupa izlerken Avrupa ve ABD’yi Orta Doğu Dörtlüsü’nde üyeliği olmasına rağmen sanki hiçbir yatırım yapmamış gibi uluslararası toplum izliyor.
Tüm bunlar, İsrail’in lehine oldu. Bu şekilde İsrail ne besleyen ne de açlığı yatıştıran uluslararası bazı girişimler ve Filistin halkının girişimleri dışında önüne güçlü bir engel çıkmadan istediği gibi davranıyor.
Devlet Başkanı Abbas “çığlık” girişimini başlattı ve olur da gaflettekiler ya da türlü türlü bahaneleri olanlar uyanır diye bir yıllık süre biçti. Ancak deneyimli biri olarak Abbas muhatapların tutumlarını bir nebze de olsun değiştirmeyeceklerini biliyor. Zira Abbas onların bir sene uyarısının desteklerinin olmadığını ve İsrail’in uyarıyı dikkate almamasının hak ve adalet terazisinden değil de güç terazisinden anlamasından kaynaklandığını bildiklerini biliyor. Bu kişiler de Abbas’ın bunu bildiğini biliyor.
İsrail oldukça az bir engelle planlarına devam ederken Filistinliler de çok az bir karşılık alarak çığlık atmaya devam ediyor. Göz açıp kapayıncaya kadar geçecek bir seneye gelince, İsrail için bu sadece farazi bir süre, ancak aslında sonsuz bir zamana açık. Bu bir yıl içerisinde İsrail, işgali Filistinliler, toprakları ve tüm hakları üzerinde uzun vadeli bir kontrole dönüştürmeyi amaçlayan gündemini tamamlamak için çarkını döndürmeye devam edecek.
Devlet Başkanı Abbas, İsrail'in kendisine verilen bir yıl içerisinde geri çekilmemesi halinde kendisi için tüm seçeneklerin açık olacağını ima etti ya da söyledi. Ancak İsrail şu anda yaptığından başka bir şey yapmadan bu bir yıl biterse o zaman ne olacak?
Taleplerin mantığına bakılırsa Filistinliler, Oslo'ya alternatif olarak taksim kararından ve iki devletli çözüme alternatif olarak da tek devletli çözümden bahsedebilir. Uluslararası bir taraf (örneğin ABD, Avrupa veya diğerleri) müdahale edip amacı çözüme ulaşmaktan ziyade bir yılı belirsiz bir zamana dönüştürmek olan bir girişim ortaya atabilir. Hadi Amr bir veya birden fazla ziyaret gerçekleştirmeye hazır.
Filistin siyasi tabakası düşük çıtalar altında ve dar sınırlar içinde yaşıyor. Birkaç düzeyde toplantı çağrısı yapmak, uluslararası toplumun müdahale talebini sürdürmek ya da çıkarlar için birikmiş borçların ödenmesi için ABD’ye veya kötü günde başarılı olana kadar iyi günde başarılı olmayan Avrupa’ya yönelmek gibi sığınılan şeylerin çok olmasından ötürü az etkisi ve faydası olan mekanizmalar benimsiyor.
Filistinlilerin, bir yıl uyarısı olsun veya olmasın, kendilerine dayatılan veya kendilerine dayattıkları faydasızlık durumundan çıkmamaları durumunda denklemlerde hayatta kalmaları için iki kaldıraca ihtiyaçları var. Bunlardan ilki -ki bunu hatırlatmaktan sıkılmıyoruz- Filistin, Arap ülkeleri ve uluslararası çevrelerden yapılan tavsiyelerin, Filistinlileri sadece bölünmeden kurtulmak değil, her yönden kendi iç sorunlarını düzeltmeye teşvik etmesi gerektiği. İkincisi de şu ki; Filistinlilerin talepleri, açıklamaları, çığlıkları ve itirazlarıyla değil davranışları ve performanslarıyla desteklenmeye layık olduklarına dünyayı ikna etmeleri gerekiyor. Şu ana kadar bu iki kaldıraç düzeyinde yeni bir şey yok.
Kum saati hızlı ve tarafsızdır. Hatta aslında yeni birini görmeden tükenmeye başladı.