Dini kurumlar, gruplar ve güçler, kendilerini her şeyin üstünde görürler ve kendilerinin her açıdan sorgulanmaz kutsal yapılar olduğunu iddia ederler. Bütün dini kimlikler, kurumlar, cemaatler, tarikatlar ve kültler, dindar yapılar değil, dinperest yapılardır. Dinperest kavramıyla kastettiğimiz şey, dini grupların, cemaatlerin, kimliklerin, doktrinlerin, tarikatların ve güçlerin kendilerini kutsal otorite haline getirmek için insanları hiçleştirme durumunu ifade ediyoruz. Dinperest yapılar, kurumlar, kültler ve cemaatler için asıl olan siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, maddi ve psikolojik otoritelerinin, yani güçlerinin korunmasıdır. Dinperest yapılar, otoritelerini korumak için sürekli olarak toplumda kültür savaşları çıkartırlar. Bir şarkı sözünde yer alan bir metafor, bir dini hikaye hakkında yapılan bir yorum dinperest yapıların dini savunma adına yaptıkları, aslında kendi dinperest otoritelerini korumak için kışkırttıkları ve kızıştırdıkları kültür savaşlarıdır.
Dinperest yapılar, hiçbir şekilde kendilerini eleştirmezler, yenilemezler ve sorgulamazlar, çünkü onlar, mükemmel, manevi ve kusursuz ilahi hizmetleri yerine getirmeyi amaçlayan mükemmel inançların, kitapların, kişilerin ve uygulamaların oluşturduğu unsurlardan meydana gelmektedirler. Genç bir insanın ölümüne neden olan baskıcı, boğucu ve tüketici ortamları, anlayışları ve fikirlerini sorgulamak gibi bir şey, hiçbir şekilde dinperestliğin aklının ucuna gelmez. Onlar, gençlerin ve toplumun yaşadığı sorunlardan, kendilerini değil, ateizmi ve materyalizmi suçlarlar. Toplumun laik-dindar şeklinde kutuplaştırılmasından beslenen dinperest güçler, ateizmi ve materyalizmi seküler yaşam tarzıyla özdeşleştirerek sekülerleşmeyi günümüz dünyasının dalaleti ve sapkınlığı olarak sunmaktadırlar.
Dinperest cemaatler, tarikatlar ve kültler, kültür savaşları çıkarma konusunda her türlü kızıştırmayı ve kışkırtmayı yaparlar. Dinperest yapılar, kendi içlerinde olan biten konusunda ise sessizdirler ve suskundurlar. Dinperest yapılara hakim olan tek rejim, suskunluk rejimidir. Dinperest yapılarda var olmak için, herkesin susması ve susturulması gerekmektedir. Dinperest yapılar, kendi içlerinde inanç, ritüel ve yaşam tarzları açısından katı suskunluk rejimi kurmuşlardır. Cemaatlerin ve tarikatların gerisinde katı bir demirperde rejimi vardır. Bir cemaatin demirperde rejiminden bunalarak hayatına kıyan Enes Kanter, aynı zamanda geride bıraktığı derin mesajlarla yüklü mektubunda oluşturulan katı suskunluk rejiminin aşılması için önemli bir girişimde bulunmuştur.
Dinperest yapılarda, özgürlük yoktur, otorite vardır. Tarikat ve cemaat gibi dinperest yapılar, herkesten kayıtsız şartsız bir şekilde kendilerine teslim olmalarını ve itaat etmelerini şart koşarlar. Dinperest yapılar, kendilerine kayıtsız şartsız teslim olunmasını, din ve inanç sahibi olmanın tek şartı haline getirirler. Dinperestlik, kişilerin özgür birey olmasını küfür sayarken, teslim olmuş ve itaat eden kişiyi ise doğru yol üzerine inanmış kul ve köle olarak değerlendirmektedir.
Dinperestlik, bir sistemdir. Dinperestlik, bireye, topluma, kültüre, siyasete, devlete, doğaya ve ekonomiye kısacası her şeye hakim olmayı amaçlayan bir sistemdir. Hakimiyet uğruna dinperest yapılar, hiçbir şekilde kendilerini sorgulamazlar, ritüellerinde, kaynaklarında, eğitimlerinde, söylemlerinde, alışkanlıklarda bir hata olduğunu kabul etmezler. Dinperest yapılar, kendilerini ateizme, materyalizme ve küfre karşı savaşan ve dini savunan imanla dolu güçler olarak görmektedirler.Dinperest yapılar, dışarıdan gelen eleştirileri ve sorgulamaları, ateist, materyalist ve küfür diye damgalayarak kolaylıkla etkisiz hale getirebilmektedirler. Dinperest yapılar, kendi içlerinden bir eleştiri sesinin yükselmesi durumunda, yapılan eleştiriyi etkisizleştirme konusunda zorlanmaktadırlar. Suskunluk yasası, bütün dinperest yapılara hakim olan ana uygulamadır.
Dinperest yapılarda, birey yoktur, nesne vardır. Dinperest yapılarda kişinin kendisine göre varlığını geliştirmesi ve hayatını yaşaması mümkün değildir. Dinperestlik, bireysel özgürlüğü ortadan kaldırmak suretiyle varolmakta, kurumsallaşmakta ve kutsal otorite seviyesine yükseltilen güç haline gelebilmektedir. Bireysel özgürlüğü ortadan kaldıran dinperest güçler içinde, kişinin kendi ihtiyaçlarına uygun tercihlerde bulunmasına, görüşler geliştirmesine ve içselleştirdiği bir hayat stili yaşamasına izin verilmemektedir. Dinperest yapılar, kişilerin bireyselliklerini, duygularını, özgünlüklerini, özgürlüklerini ortadan kaldırarak onları düşünmeyen ve akletmeyen makinalara dönüştürmektedirler. Özgürlüğün olmadığı bir yerde bireyselleşme değil, makinalaşmadan başka bir şeyin olması mümkün değildir.
Dinperestlikte özgürlük yoktur, otorite vardır. Makinalaştırılmış ve köleleştirilmiş insanları kullanmak suretiyle otoritelerini ve güçlerini korumak, dinperestliğin özünü oluşturmaktadır. Dinperestlik, insan iradesini ve tercih alanını tamamen ortadan kaldırırken insan ötesi otoritelerin alanını sınırsız ve mutlak hale getirmektedir.Dinperest yapılar, Tanrı adına kutsal otorite alanları inşa ederek insana ve hayata tahakküm ediyorlar.Dinperestlik dediğimiz totaliteryanizm, özgürlüğü ortadan ve otoriteyi kutsallaştıran en tehlikeli kölelik biçimlerinden biri olarak insani özgürlüğümüzü, özgünlüğümüzü ve çeşitliliğimizi tehdit etmektedir.Dinperestlik denilen kölelik yolunun kölesi olmaması için duygularımızı, düşüncelerimizi ve hayat tarzımızı dinperestlikten özgürleştirmeliyiz.
TT
Bir kölelik yolu olarak dinperestlik: Otoritenin kutsanması, özgürlüğün yok edilmesi
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة