Yasir Abdulaziz
TT

Facebook’tan Twitch’e, terörizm yükselmeye devam ediyor

Medya ve terörizm arasında hassas ve karmaşık bir ilişki var. Ne var ki, bu ilişki şu anda tehlikeli bir dönüm noktasından geçiyor. Dünya çapında medyanın yapısı, sosyal medyanın nüfuzunu ve etkisini artıran bir yöne evrilirken, sosyal medya, kendi aracılığıyla yayılan ve gelişmeye devam eden terör eğilimlerini engellemek için sorumlu ve etkili bir yaklaşım geliştirmeyi henüz başaramadı.
Daha çok açmak gerekirse, tutucu aşırılık yanlılarından birinin, terör eğilimleri yüzünden başkalarına ilham verip onları masumları öldürmeye teşvik etmeye karar verdiğini varsayalım. Diyelim ki bu kişi; ölümcül bir otomatik silah hazırladı, can yeleği giydi, ardından kaskına bir kamera yerleştirdi ve yapacağı katliamı yayınlamak için popüler uydu kanallarından birini ayarladı. Bu uydu kanalı onlarca kişinin öldürüleceği olayı canlı yayınladı daha sonra da bu içeriği yayınladığı için özür dileyip yayından kaldırdı.
Hiç şüphesiz dünya ayağa kalkacaktır. Kanal izleyicilerden ve yetkililerden özür dileyecek. Bu kanlı olayın yayınlanmasından sorumlu olanlara iç soruşturma açılacak ve kovulmalarına karar verilmeden önce işlerinden uzaklaştırılacaklardır. Kanalın, faaliyetlerini değerlendirmesi için işe aldığı kamu denetçisi (ombudsman), kanalın hukuk ve medya açısından kelimenin tam anlamıyla bir ‘suç’ işlediğini itiraf ettiği bir açıklama yayınlayacak. İlgili meslek sendikaları, yayından sorumlu medya yetkililerinin eylemlerini kınayacak ve haklarında soruşturma açacaktır. Medya alanını düzenlemekten sorumlu kontrol birimi, kanalın yayınını durdurma ve lisansını geri çekme kararı verecektir. Daha sonra olay mahkemeye gidecek ve sorumluların aleyhinde ıslah edici ceza hükümleri çıkarılabilecek.
Sadece bu da değil. Barış, güvenlik ve insan hakları meseleleri ile ilgilenen yüzlerce sivil toplum kuruluşu ile birlikte dünya çapında basın özgürlüğünü savunan pek çok örgüt, kanalın eylemlerini kınayacak. Yaşama hakkı ve medyanın sosyal sorumluluğu gibi savunduğu değerler ile bu ‘suç’a karışanlara en ağır cezaların verilmesini talep edecek.
Denetim ve performans değerlendirme mekanizmalarının kadim mirası ve dünyanın çeşitli ülkelerinde ‘geleneksel medya’ sektörünün bildiği değerlendirme ve hesap verme yöntemleri kullanılarak tüm bunlar yapılacak ve verilen cezalar amansızca uygulanacaktır. Ancak aynı şeyi sosyal medya platformlarından biri yapmaya kalkışırsa bunların hiçbiri olmayacak.
2019 yılında Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde aşırı sağcı Brenton Tarrant iki camide katliam gerçekleştirdiğinde bunun yaşandığını gördük. 51 kişinin hayatını kaybettiği katliam an be an Facebook üzerinden canlı yayınlanmıştı. Bu daha sonra bir terör saldırısının ilk kez canlı yayınlandığı olay olarak tarihe geçmişti.
Görünen o ki, bazı medya kuruluşlarının ve büyük uluslararası düşünce kuruluşlarının o zamanlar bu suçun ‘sosyal medya dünyası için’ işlendiğine ilişkin söyledikleri doğru. Canlı yayınlanan Christchurch saldırısını en az üç benzer katliam izledi. Bunlardan birisi aynı yılın sonbaharında Almanya'nın Halle kentinde gerçekleşti. Irkçı bir fanatik, Twitch platformunda canlı yayın açarak bir sinagoga saldırdı, iki kişiyi öldürdü ve çok sayıda kişiyi yaraladı.
Bu suçlardan ikincisi Tayland'da gerçekleşti. Fanatik bir asker bir Budist tapınağına ve alışveriş merkezine girerek yaklaşık 20 kişiyi öldürdü. Soruşturmalar daha sonra cinayet sırasında suçlunun sosyal medya platformlarındaki hesaplarında güncellemeler yaptığını ortaya çıkardı.
Ancak bu mayıs ayında ABD'nin New York eyaletine bağlı Buffalo şehrinde meydana gelen üçüncü olay, ırkçı saiklere dayalı terör suçlarının görülme sıklığındaki artış ile internet üzerinden yapılan canlı yayınlar arasındaki bu sıkı bağı gözler önüne serdi.
Bir süpermarkette 10 kişinin öldürüldüğü bu olayın ardından yapılan soruşturmalarda, failin suçunu Christchurch saldırganından ‘ilham’ alarak işlediği ortaya çıktı. Bu nedenle suçunu Twitch platformu üzerinden canlı yayınladığı anlaşıldı. Aynı şekilde fail, suç işleme niyetini Discord platformu aracılığıyla açıkladıktan ve takipçilerini eylemini izlemeye davet ettikten sonra ‘başkalarına ilham vermek’ adına yayın yapmaya karar verdiğini polise itiraf etti.
Twitch, terör videosunu yayınlandıktan sadece iki dakika sonra sildiğini ancak 22 kişinin izlediğini açıkladı. Daha sonra bu sürenin videonun diğer platformlarda yayılması için yeterli olduğu anlaşıldı.
Teknoloji devleri, platformlarının şiddeti ve terörizmi teşvik edip aşırılık yanlılarına ilham vermek için kullanılan araçlar haline dönüşmemesini sağlamak için yerine getirmeleri gereken rollerini oynamadılar. Bu devler, kullanıcılarını sınıflandırmak ve aralarında şiddete eğilimi olanları eleyerek, birilerinin bu platformları suçlarını yayınlamak ve dünya çapında başkalarına ilham vermek için kullanmalarını engellemek için daha fazlasını yapmaları gerekiyor.