Prof. Dr. Ahmet Abay
Akademisyen
TT

Müslüman olmak

''Hem Müslüman, hem avanak olamazsınız.” İsmet Özel
Müslüman olmak bir şeref ve erdeme ulaşmak, Allah’ın bizzat kendisinin adını koyduğu bir payeye ulaşmaktır. Zira iman edip teslimiyet gösterenleri “Müslüman” diye isimlendiren Allah Teâlâ’dır. Bu nedenle Müslüman olmak bir ayrıcalıktır. Bu ayrıcalığın da birtakım gerekleri vardır. Çünkü kişi aynı anda hem Allah’a hem başkalarına teslim olamaz. Böyle olduğunu iddia edenleri vahiy, müşrik olarak nitelemektedir. Kişinin kendisini İslam’a nisbet ederek “Ben Müslümanım” demesinin bir anlamı ve hayatta bir yansıması vardır. Bunların en önemlilerini şöyle ifade etmek mümkündür:
Müslüman olmak;  Âlemlerin rabbine teslim olmaktır.[1]
Müslüman olmak; Allah’a ve Resul’üne iman etmek bu konuda tereddüde düşmemek ve malıyla ve canıyla Allah yolunda cehd etmektir.[2] 
Müslüman olmak;  İnsanlara sunulan bütün delillere rağmen, hakikati kabullenmeye yanaşmayıp tartışmaya girişenlere: “Ben, tüm benliğimle Allah’a teslim oldum”[3] demektir.
Müslüman olmak; Dürüst ve erdemlice bir hayat sürerek, tüm ruhu ve benliğiyle bir tek Allah’a teslim olmak ve her türlü bâtıl inançtan yüz çevirerek İbrahim’in inanç sistemine uymaktır.[4]
Müslüman olmak; “Zulüm ve haksızlıklara bir son vererek, salim bir kalple Rabb’e yönelmektir.[5]
Müslüman olmak; Tebliğ edilen İslâmî hükümlere boyun eğip işittik ve itaat ettik demektir!
Müslüman olmak; Yapılan iyilik ve fedakârlıkları birilerine fatura edip hiç kimseyi minnet altında bırakmamaktır. 
Müslüman olmak;  Mü’minler arasında çıkabilecek anlaşmazlıklara seyirci kalmayıp kardeşlik bilinciyle onların arasını düzeltme çabası içine girmektir,
Müslüman olmak;  Doğru ile eğriyi ayırt etme bilincine ulaşmaktır.[6]
Müslüman olmak; Başkalarının yardımına koşabilmek, sahip olduklarını ihtiyaç sahipleriyle paylaşabilmektir.
Müslüman olmak; kendinin ihtiyacı olsa bile gerektiğinde başkalarını kendine tercih edebilme erdemine sahip olabilmektir. 
Müslüman olmak; kendisini ve ailesini yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyabilmek için çaba harcamaktır.[7]
Müslüman olmak; Allah’ın adını duyduğunda kayıtsız kalmamak ve okunan ayetleri anlayıp onlara teslim olmaktır.[8] 
Müslüman olmak; çetin imtihan ve musibetlere maruz kalınca “Biz Allah’tan geldik ve O’na döneceğiz.”[9] diyebilmektir.
Müslüman olmak; Yetimlerini haklarını gözetmek, yetim malı yememek ve yetimlere sahip çıkmaktır.
Müslüman olmak; mazlumların, mağdurların, haksızlıklara maruz kalmışlarını haklarını korumak için mücadele etmektir.
Müslüman olmak; Allah’a tevekkül ederek O’na güvenmek ve O’na sırtını dayamaktır.[10]
Müslüman olmak; Allah’ın verdiği isme layık olmaya çalışmaktır. Zira önce de sonra iman edenleri “Müslüman” isimlendiren O’dur.[11]
Müslüman olmak; kendisine verilen bütün görev ve sorumlulukları emanete riayet bilinciyle yerine getirmektir.
Müslüman olmak; halka hizmeti Hakka hizmet olarak görmektir. Zira yapılan iyilikleri balıklar bilmezse Halık bilecektir.
Müslüman olmak; yaptığı her işi özenerek ve en iyisini hedefleyerek yapmaya gayret etmektir. Çünkü Müslüman bilir ki Allah kulunun işini sağlam ve özenerek yapmasını sever.
Müslüman olmak; ne pahasına olursa olsun doğruyu söylemek ve yalandan yüz çevirmektir.
Müslüman olmak; komşusu aç iken tok yatmamaktır. 
Müslüman olmak; başkalarını elinden ve dilinden emin kılmaktır.[12] 
Müslüman olmak;  kendisi için istediğini başkaları için de isteyebilmektir.[13]
Müslüman olmak; Aynı delikten iki kere sokulmayacak ferasete sahip olmaktır.[14]
Müslüman olmak; dosta güven düşmana korku vermektir. 
Müslüman olmak; Havariler gibi biz Allah’ın dininin yardımcıları ve destekçileriyiz diyebilmek ve bu teslimiyete Allah’ı şahit tutmaktır.[15] 
Müslüman olmak; son nefesini Allah’a yürekten teslim olmuş olarak vermeye çaba göstermektir.[16]
Son olarak da Müslüman olmak; “Allah katında yegâne din İslam’dır.”[17] ilkesinden bırakın rahatsız olmayı ona canı gönülden iman etmektir. Çünkü bu ilkeyi koyan her şeyin ve doğal olarak da dinin sahibi Allah’tır.
Müslümanın-Mü’minin sahip olması gereken bu güzel hasletler yoksa veya eksikse o zaman Müslüman-Mü’min oluşumuzu gözden geçirme ve sorgulama vakti gelmiş demektir. O halde haydi buyurun hep beraber şöyle yakaralım:
“Ben, her türlü bâtıldan yüz çevirerek bütün varlığımla gökleri ve yeri yaratana yöneldim ve ben O’ndan başkasına ilâhlık yakıştıranlardan değilim! Benim duâ ve yakarışlarım, -namaz, zekât, oruç, hac ve kurban başta olmak üzere- bütün ibâdetlerim, hayatım ve ölümüm, yalnızca âlemlerin yegâne sahibi, efendisi ve Rabb’i olan Allah içindir! Uluhiyyetinde O’nun ortağı yoktur: Ben işte bu tevhid ile emrolundum ve ben varlığını kayıtsız şartsız Allah’a teslim edenlerin-müslümanların ilkiyim-öncüsüyüm!”[18] 
[1] el-Bakara 2/131
[2] El-Hucurat 49/14
[3] Al-i İmran 3/20
[4] en-Nisa 4/125
[5] ez-Zümer 39/54
[6] el-cin 72/14
[7] et-Tahrim 66/6
[8] el-Enfal 8/2
[9] el-Bakara 2/156
[10] Yunus 10/84
[11] el-Hac 22/78
[12] Buhari, İman, 4; Müslim, İman, 65.
[13] Tirmizî, Sıfatü"l-kıyâme, 59
[14] Buhârî¸ Edeb¸ 83; Müslim¸ Zühd¸ 63
[15] Al-i İmran 3/52; el-Maide 5/111
[16] Al-i İmran 3/102
[17] Al-i İmran 3/19
[18] el-En’am 6/79,162-163