Hüda Huseyni
Lübnanlı gazeteci-yazar ve siyasi analist
TT

Pakistan’ın ekim seçimlerinde değişimle randevusu var!

Pakistan bugünlerde yıl sonundan önce yapılacak parlamento seçimlerine hazırlanmakla, bunları denetlemesi için bir başbakan seçmekle ve seçimlerden sonra içlerinden birinin ilk hükümeti kurması için farklı farklı isimler aday göstermekle meşgul. Ayrıca özellikle ekonomi durumu ile meşgul.

Pakistan hükümeti kısa bir süre önce Uluslararası Para Fonu (IMF) ile personel seviyesinde bir anlaşmaya vardı. Bu iyi haber, sıkıntı içerisindeki Güney Asya ülkesinde ender görülen bir durumdu.

Diğer yandan 9 Mayıs ayaklanmalarını bastıramadıkları için bir dizi subay görevden alındı. Ayaklanmaların nedeni ordunun eski Başbakan İmran Han’a yönelik sert tutumuydu.

Olayları takip eden Batılı bir kaynak bana şunları söyledi:

“Ordunun hamlesi, Han’ı devirmede ve siyasi partisini dağıtmada etkili olmuş gibi görünse de bunun uzun vadede tehlikeli sonuçları olabilir. Odak noktasının ekonomi olması gerekirken, menfur siyasi manevralarla çok zaman kaybedildi. Ekonomik sorunların çözülememesi, halkta huzursuzluklara yol açabileceği gibi ordu için de ciddi sorunlara sebep olabilir. Pakistan’da 9 Mayıs isyanından bu yana yaşanan olaylar, Han ve muhalefet partisi Pakistan Adalet Hareketi’nin (PTI) önümüzdeki ekimden önce yapılacak seçimlere katılmasını engellemek için tasarlandı.”

Pakistan Seçim Komisyonu geçen cuma günü yaptığı açıklamada, Ulusal Meclis’in anayasal süresini tamamlaması halinde 11 Ekim’den önce genel seçimleri yapmaya hazır olduğunu duyurdu.

Pakistan’da Reform Hareketi Partisi’nin dört eyaletten ikisinde ezici bir zafer kazanması ve bir sonraki federal hükümeti oluşturması mümkündü. Ancak Lahor’daki kolordu komutanının ikametgâhının yanmasıyla mayıs olayları ordu lehine sonuçlandı. O tarihten bu yana, Reform Hareketi’ne yönelik kampanya sertleşti ve İmran Han’ın birinci kademedeki çoğu ekibi partiden ayrılma yönünde baskıya maruz kaldı. Han yanlısı binlerce aktivist tutuklandı ve basından İmran Han’ın adının bile anılmaması istendi. Hatta şimdiye kadar bir nebze bağımsızlık gösteren mahkemeler bile şu an Genelkurmay Başkanı General Asım Münir’e meydan okumanın zamanı olmadığını fark ettiler.

Kaynağıma göre; olayların ertesi günü İmran Han, Newsweek dergisi ile bir röportaj gerçekleştirdi. Bu röportajda, ekonomi, yolsuzluk, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve ordu ile kendisini devirmeye yönelik bir ABD planı hakkında meşhur komplo teorilerinden bahsetti. İşin dikkat çekici kısmı, hiçbir yabancı devletin ordunun eylemleriyle ilgili ciddi bir endişe göstermemiş olması. Bunun birden fazla nedeni olabilir. Örneğin, ekonomik sıkıntılarla mücadele eden ve sivil liderler tarafından yönetilen bir koalisyon hükümeti var ancak bu hükümet dış ilişkilerini nispeten beceriyle yönetiyor. Ayrıca 230 milyonluk nüfusu, stratejik bir coğrafi konuma sahip olması ve elinde nükleer silah olması bakımından Pakistan önemli bir dünya ülkesidir. Bunun yanı sıra Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) güçlerinin Afganistan’da yenilgisinde önemli bir rol oynadığı da unutulmamalı.

Pakistan hükümeti veya ordusu da Pakistan’ın tamamen Çin’in siyasi yörüngesine girmesini istemiyor. Elbette Pakistan, Pekin ile yakın ilişkilerini sürdürecektir. Ancak Pakistanlılar Batı ile aralarındaki pek çok bağdan memnun ve Pakistan ordusu hala ABD ile olan bağlarına değer veriyor.

Batılı kaynağa göre Batı başkentlerinde dolaşan bir düşünce var. O da şu ki Hindistan, öngörülen uzun vadede güvenilir bir stratejik ortak olduğunu kanıtlayamayabilir. Zira artık tarafsızlığa veya çoklu tarafgirliğe odaklanıyor. Ukrayna’nın işgalinden sonra Rusya konusundaki tutumunda bunu gösterdi ve Çin’e karşı bir Batılı askeri koalisyona katılmaya niyeti yok. Dolayısıyla bu şartlarda Pakistan’ın istikrarlı angajmanına yönelik devamlı bir ihtiyaç söz konusu.

İmran Han, ne yapacağını kestirmesi zor halkçı bir başbakandı. Açık ve dürüst konuşma tarzı olarak tanımladığı şey, başkaları tarafından rahatsız edici ve bazen de saldırganca bulundu. Belki de Han diplomatik usullere dikkat etmedi ve bu yüzden hem yurtdışındaki hem de yurtiçindeki müttefikleri ona pahalıya mal oldu.

Çin konusuna gelirsek; şu an çoğunlukla Afganistan’a odaklanılıyor. Zira 2021'den beri meydana gelen olaylar, Pekin’in sınırlı siyasi seçeneklerle karşı karşıya kalmasına neden oldu. ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin ardından, Çin şirketleri ülkenin devasa lityum (elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerji üretimi için temel bir unsur) rezervlerini temin etmek için tedarik zincirlerini güvence altına alıyor.

Washington Post’a göre Pentagon daha önce Afganistan’daki lityum ve diğer maden rezervlerinin 1 trilyon dolar değerinde olabileceğini öne sürmüştü.

Bununla birlikte, bağımsızlıktan bu yana tarihin neredeyse yarısında ülkeyi ordu yönetmiş olsa da Pakistanlılar halen demokrasilerini önemsiyorlar. Yazdan sonra seçimler yapılacak. Pakistan’daki gözlemciler, 34 yaşındaki Bilavel Butto Zerdari’nin istikrarlı bir başbakan olarak ordunun tercihi olacağını söylüyorlar. Suikast sonucu öldürülen Benazir Butto’nun oğlu olan Zerdari’nin deneyimsiz olduğu ve bu yüzden yumuşak başlı olacağı düşünülüyor (geçen pazartesi günü ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Pakistan Dışişleri Bakanı olarak Zerdari ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek ekonomik toparlanma ve özellikle Afganistan ile ilgili olarak bölgesel güvenlik endişelerini görüştü). Diğer alternatif eski Başbakan Navaz Şerif’in 49 yaşındaki kızı Meryem Navaz olabilir. Ancak Navaz hakkında pek çok soru dönüyor ve adı Panama Belgeleri skandalıyla anılıyor. İstenen şey, yeni nesil liderlerin halka çekici bir değişiklik olarak sunulması. Ancak İmran en popüler kişi olmaya devam ediyor.

Batılı kaynağıma göre şu an Pakistan’ın en büyük sorunu siyasetle ilgili değil, ekonomik kriz. Enflasyonun yüzde 38 olması ve nüfusun büyük bir kısmının iki yakasını bir araya getirmek için mücadele etmesiyle, bunun siyasi sonuçlarının olması kaçınılmaz. İmran Han ve partisi artık bir sığınak kanalı olmazsa, insanlar hayal kırıklıklarını ve öfkelerini dile getirmek için demokratik olmayan yolları seçeceklerdir.

Kaynağıma göre, Genelkurmay Başkanı Asım Münir’in güçlü hamleleri orduyu zor bir duruma soktu. Ordu Pakistan’da, özellikle de Pencap’ta her zaman popüler olmuştur. İtibarı herhangi bir şekilde zarar görürse, üst rütbeli subaylardan alt rütbelilere kadar herkes endişeye kapılacaktır. Bu, sadece askerlerin sadakatini sağlama meselesi değil. Mevcut sıkıntı orduyu Pencap’taki protestoculara karşı şiddet eylemlerine yönlendirebilir ve böylece ordunun Pencap halkına karşı giderek düşmanca bir tutum takınmasına yol açabilir.

Her halükarda, seçim hazırlıkları başladı ve çok fazla tartışmaya neden oldu. Pakistan Müslüman Birliği-Navaz (PML-N) Partisi hafta sonu Maliye Bakanı İshak Dar’ın seçimleri denetlemek üzere geçici başbakan olarak atanmasını önerdi. Bu, denetimin ‘objektifliği’ hakkında rahatsızlıklara ve endişelere yol açtı. Çünkü Dar, yalnızca mevcut hükümette bir bakan değil, aynı zamanda PML-N’nin önemli bir lideri ve Navaz’ın bir akrabası.