Abdullah Raddadi
Suudi araştırmacı ve ekonomi uzmanı
TT

Davos’un konuşulan şirketi

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) İsviçre'nin Davos kentinde düzenlenen yıllık konferansı birkaç gün önce sona erdi. Yapay zekâ, dünya üzerindeki ekonomik ve sosyal etkisi ve kötüye kullanılmamasını düzenleyen mevzuatıyla bu konferansın odak noktasıydı. Forumun doğası gereği tartışmalara ekonomik bakış hâkim olurken, yapay zekanın etkileri, yeni sektörler yaratması ve verimliliği artırmadaki rolü konusunda beklenenin aksine iyimserlik hâkimdi. İş sektöründen gelen bu olumlu görünüm, yapay zekâ girişimlerine aktarılan ve 2023 yılında 50 milyar dolardan fazla olacağı tahmin edilen devasa yatırımları haklı çıkarıyor. Fransız girişim Mistral, kısa sürede elde ettiği yatırımlar ve kazandığı büyük piyasa değeriyle bu tartışmaların başında geldi.

Mistral geçen mayıs ayında, yani dokuz aydan kısa bir süre önce Paris'te kuruldu. Sadece dört hafta içinde ve 10'u aşmayan çalışan sayısıyla ilk yatırım turunda 105 milyon euroya ulaştı. Bu, Avrupa'da yeni kurulan bir şirket için şimdiye kadarki en yüksek rakam olup, şirketin o zamanki değeri 240 milyon euroya kadar çıktı. Konu bununla da bitmedi. Geçtiğimiz aralık ayında ikinci turda yaklaşık 400 milyon euro toplandı. O dönemde şirket henüz sekiz aylıktı ve piyasa değeri 1,5 milyar avroya ulaşmıştı. Bu ayın ortasındaki Davos görüşmeleri sırasında şirketin piyasa değeri 2 milyar euroya ulaştı. Bütün bunlar olurken, şirket henüz ilk yılını tamamlamadı ve bu ana kadar bırakın kârı, gelir bile elde edemedi.

Bu rakamlar, yatırımcıların yapay zekaya olan iştahını gösteriyor. Risk sermayesi fonları, yapay zekâ pastasından pay alma arzusuyla yapay zekaya yatırım yapmak için acele ediyor. Bu durum, şirketlerin değerlemesini bazılarının abartılı sayabileceği şekilde yükseltti. Ancak yatırımcılar, gelişmekte olan bu şirketlere yatırımın henüz başlangıç ​​aşamasında olduğuna inanarak bu değerlendirmeleri kabul etti. Özellikle yapay zekanın potansiyel etkileri ve müdahaleleri hayati ve çeşitli sektörlerde olacağından, boyutlarını tahmin etmek zor olsa bile, yapay zekadan beklenen getiriler çok büyük. Yalnızca geçen yılın ilk yarısında yapay zekâ alanında beşten fazla start-up şirketinin 1 milyar doları aşan piyasa değerlerine ulaşması şaşırtıcı değil. ABD'deki yatırımcılar 25 milyar dolardan fazla yatırım yaparken, Avrupa'da bu rakam 4 milyar dolara ulaştı.

ABD ile Avrupa arasındaki bu fark Mistral'i Avrupalılar için bir umut ışığı haline getiriyor. Zira Avrupalılar, yapay zekâ teknolojilerinde, özellikle de yapay zekâ ve derin öğrenme sistemlerinin içeriği anlamak ve oluşturmak için kullandığı algoritmalar olan ve ‘büyük dil modelleri’ olarak bilinen altyapı maliyetlerinin artmasıyla bunlara yatırım yapmanın zorluğunda kendilerini ABD ve Çin'in gerisinde görüyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron birkaç ay önce, şirketin kurucusunun yanında görünerek onu desteklemiş ve o dönemde yapay zekanın rolünün ekonomik rekabet gücü açısından hayati önem taşıdığını belirtmişti.

Şu ana kadar çalışan sayısı 25'i geçmeyen bu şirket, Avrupa'dan aldığı desteğin yanı sıra, nadiren tek bir yerde buluşan yetenek grubunu da bünyesinde barındırıyor. Yaşı 30'u aşmayan kurucusu Arthur Mensch, Google'ın yapay zekâ araştırma laboratuvarı olan DeepMind'ın eski bir çalışanı. İki ortağı (Timothee Lacroix ve Guillaume Lamble) ise Meta şirketinin eski çalışanları. Bu noktaya kadar eski Google CEO'su Eric Schmidt, Fransız telekom milyarderi Xavier Niel ve Fransız kamu yatırım bankası Bpifrance onlara yatırım yaptı. Yani bu şirket genç olsa bile kurucularının yeteneklerine olan inanç hiçbir zaman şüpheye düşmedi.

Yapay zekanın beklenen etkileri hakkındaki tartışmalar bu yıl da devam edecek. Bu teknolojilerdeki hızlı ve birbirini takip eden sıçramaların körüklediği bir tartışma. Mistral'ın sektöre katacakları, söz konusu gelişmeleri hızlandıracak. Şirket, ‘açık kaynak’ politikasıyla geliştiricilere algoritma geliştirmenin kapısını aralayacak ve geliştiricileri bunu ileriye taşımak için ortak yapacak. Kullandığı sistemler rakiplerine göre daha hızlı ve çevik. Bu da hızlı bir şekilde gelişip iyileşebilmeleri anlamına geliyor. Kurucusu, şirketinin (genç de olsa) tüm şirketlerle rekabet halinde olduğunu belirterek, yapay zekanın internetin getirdiğine benzer bir devrim yaratacağını açıkladı. Şirket aynı ivmeyle devam ederse, insanların, bu yazının yazıldığı sırada şirketin değerinin 2 milyar dolara ulaşmasına şaşırdığımızı söyleyerek şakalaşacağı bir zaman gelebilir.