Geçtiğimiz birkaç gün Washington'dan Tahran'a, Londra ve Paris üzerinden ulaştırılan mesajlarla dolu geçti. Kapıların sonuna kadar açık olduğu bir dünyada seçimler artık yerel bir mesele değil. Sonuçlar ekonomilerin, politikaların ve cephaneliklerin geleceğini etkilediğinde seçimlerin önemi daha da artıyor.
Mesud Pezeşkiyan'ın İran Cumhurbaşkanlığı’nı kazandığı açıklandığında adamın özellikleri ve biyografisi dikkatimi çekti. Cumhurbaşkanlığına Hamaney, Rafsancani, Hatemi, Ruhani ve Reisi gibi seleflerinin geldiği dini kurumdan gelmedi. Askeri ve güvenlik teşkilatlarında bir parmak izi yok. İran Devrim Muhafızları üniformasını sadece bir kez, o da milletvekilleri Devrim Muhafızları'nın terör örgütü olarak tanımlanmasını protesto etmek için Devrim Muhafızları üniforması giydiklerinde giydi.
Pezeşkiyan, geçmişte 1’inci yılını doldurmayı başaramayan bir Kürt devletinin kuruluşuna tanıklık eden Mahabad şehrinde doğdu. Babasının Azeri, annesinin Kürt olması ona azınlıkların koşullarını ve taleplerini anlama becerisi kazandırıyor. Tıp okudu ve kalp cerrahı olarak mezun oldu. Muhammed Hatemi döneminde Sağlık Bakanı olarak hükümete dahil oldu ve parlamentoda 5 dönem Tebriz'i temsil etti.
Yaygın izlenim, İran Dini Lideri’nin cumhurbaşkanlığı için aşırı muhafazakâr bir isim olan Said Celili’yi aday göstereceği yönünde idi. Adı Donald Trump olan ve Kasım Süleymani'nin öldürülmesi emrini veren adamın ABD başkanlığına ulaşmaya yakın olduğu bir dönemde, İran’ın daha aşırı olmaya yöneleceği tahmin ediliyordu. Ama bu olmadı. İran siyasetini okumak kolay değil ve bazen İranlı halı dokumacılarınınkine benzer bir sabır gerektiriyor.
Dini Lider neden Pezeşkiyan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmasına ve kazanmasına izin verdi? 2021 yılında, seçim yarışına aday olmak isteyenlerin uygunluğunu değerlendiren Anayasa Koruma Konseyi, Pezeşkiyan’ın yarışa katılmasını engellemişti. Konsey, şubat ayında da Pezeşkiyan’ın parlamento seçimlerine katılma hakkını, protestolara ilişkin tutumuna atıfta bulunarak "devrimin ilkelerine yeterince bağlılık" göstermediği” gerekçesiyle reddetmişti. Ama adam Hamaney'in müdahalesiyle seçimlere katılabildi. Aslında Pezeşkiyan, özellikle Mahsa Amini'nin gözaltına alınmasının ardından öldürülmesi üzerine patlak veren protestolara müdahalelerin sertliğini eleştirmiş, ancak protestoların da ülkeye zararlı olduğu değerlendirmesini yapmıştı.
Pezeşkiyan, geçmiş yıllarda kendisini “reformist eğilimlere sahip bir muhafazakâr” olarak tanıttı. Hitabet yeteneği ve selefi Ahmedinejad'ın hitap ettiği kitlelerin ve ötekileştirilmişlerin duygularını okşama becerisi yok. Ilımlı bir adam. Bilime ve kelime dağarcığının sınırlarını kontrol etmeye inanan bir doktor. O bir realist ve rejimin evladı. Güç dengesini ve gerçek karar alma merkezinin nerede olduğunu biliyor ve bu çatı altında pencere açmanın faydalarını savunuyor. Pezeşkiyan, yaptırımların kaldırılması için Batı ile müzakerelere başlamak gerektiğini gizlemedi; yaptırımların acı verici olduğunu ve birçok İranlının hayatını "perişan" hale getirdiğini kabul etti. Pezeşkiyan'ın cumhurbaşkanlığı yarışına katılmasının Hatemi, Mehdi Kerrubi, Hasan Humeyni (kurucu dini liderin torunu) ve Ali Ekber Nuri'yi onu desteklemeye iteceği, Hamaney'in aklından hiç çıkmadı.
Dış ve iç meselelerle ilgili ana ve nihai karar mekanizmasının Hamaney'in ofisinde olduğu konusunda mutabık olunmasına rağmen, Pezeşkiyan gibi birisinin cumhurbaşkanlığına ulaşabilmesi ile ilgili birçok okuma yapılıyor. Dini Lider'in, özellikle Batı'nın İran'ın nükleer silah üretmeye çok yakın olduğuna inanmasının ardından, Celili gibi sert bir şahsın göreve gelişinin, İran’ın dışarısı ile zaten yüksek olan geriliminin artmasına yol açacağına inanmış olabileceğini düşünenler var. İran'ın, Trump'ın sayın başkan unvanını kazanması durumunda, yeniden okunması gereken fırtınalı uluslararası sahneyi okuyabilmek için hem içeride hem de dışarıda bir dereceye kadar sükunete ihtiyacı olduğuna inananlar da bulunuyor. İran'ın, Süleymani'nin bölgedeki bazı haritalar üzerindeki baskısıyla elde ettiği başarıları pekiştirmesi ve sindirmesi için biraz zamana ihtiyacı var.
Dini Lider, bazılarının söylediği gibi, eğer yoksulluk, işsizlik ve kalkınma oranları dikkate alınırsa, İran rejiminin ülke içinde olduğundan daha fazla yurt dışında başarılı olduğu görüşünü kabul etmiş olabilir. Ayrıca İran, Gazze savaşına ve destek savaşlarına da karıştı. Bu karmaşık sahneyi yönetmek, ülke içinde halkın duygularının soğutulmasını gerektiriyor. Dini Liderin, reformistlerin rolünü veya imajını canlandırsa bile, bir sonraki dini lideri seçme yarışına dahil olmayacak veya onu etkilemeye çalışamayacak, dini kurumdan olmayan bir cumhurbaşkanının göreve gelişini tercih ettiğine inanan bir grup da var.
İran'ın hırslarının sınırları nelerdir? İran'ın bölgedeki sınırları nelerdir? Şu ana kadar Lübnan'da, Suriye'de, Irak'ta, Yemen'de ve Filistin kartında başardıklarından memnun mu, yoksa daha fazlasını mı istiyor? Bölgedeki çatışmaları başlatma ve durdurma, bu veya şu denizi emniyete alma kartını elinde tutmak mı istiyor? ABD'nin yeni bir boyutu ve yeni bir rolü kabul etmesini mi istiyor? Rusya-Çin eksenindeki konumunu korumak mı istiyor, yoksa politikasını Moskova ya da Pekin'in kararlarına bağlamayan farklı bir konum mu istiyor? Geçen hafta mesajlarla doluydu ama bazıları İran mesajlarına göre daha kolay okunuyordu. İngiltere’de 14 yıllık Muhafazakâr Parti iktidarı devrildi. Rishi Sunak oyun dışı kaldı, İşçi Partisi lideri Keir Starmer oyuna dahil oldu. İngiliz kurumları çatırdamadan veya çökmeden çalıştıklarını kanıtladılar.
Öte yandan Fransa seçimleri ülkedeki bölünmelerin derinliğini ortaya çıkararak çalkantılı yılların habercisi oldu. Bunun üzerine Emmanuel Macron adındaki genç adam, Beşinci Cumhuriyet'te Charles de Gaulle'ün yaptığı büyük birikime kumar oynadı ve kaybetti; Fransa da onunla birlikte kaybetti.
Aynı günlerde ABD’de sahneler heyecanlı ve acıklıydı. Başkan Joe Biden seksenli yaşların yükünü omuzlarından atmaya çalışıyor. Bu yük, hafızasına kapasitesinin ötesinde zarar verse de aldığı yaradan sonra yarışı terk etme tavsiyesine karşı inat ediyor. Yaralı başkanın karşısında bel altından vurma becerisine sahip, kendisi de eşiğinde durmasına rağmen seksenli yılların yüküyle dalga geçen kaba bir boksör var.