Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Üstat Vedi’nin Suriyesi

Suriye'de topraklar gibi gazeteler de millileştirilmeden önce, Şam'da bir dizi bağımsız günlük ve haftalık gazete yayınlanıyordu. En önemlisi, 1922'de Beyrut Amerikan Üniversitesi'nden mezun olan Vedi Sidavi'nin sahibi olduğu “Nasr” gazetesiydi.

Üstat Vedi, gazetecilik dönemindeki anılarını hep anlatırdı. Aklımdan hiç çıkmayan anı ise, Amerikan hükümetinin Suriyeli gazetecilerden oluşan bir heyeti Amerika Birleşik Devletleri'ni gezmeye davet etmesi ile ilgili olandı. Heyet bir eyaletten diğerine, bir bölgeden diğerine ve bir insan topluluğundan diğerine seyahat ederken, Vedi kendisine şu soruyu soruyordu: Bu ulusları birleştiren ne? Fransızlar ve Almanlar neden kendi ülkelerinde savaşırken burada ortak olabiliyorlar? Nasıl binlerce dil ile buraya göç edip, ertesi gün tek bir dil konuşup tek bir yasa altında yaşıyorlar?

Ona göre cevap basitti: dolar! Göçmenlerin kendi ülkelerinde bulamadığı iş fırsatları. Zenginliğe açılan kapı. Rekabete ve ortaklığa açılan kapı. Amerikalılar altın madenlerine doğru koşarken, Avrupalılar sosyalizm ve kapitalizmin anlamları üzerinde kavga ediyorlardı. Ancak Üstat Vedi, ekonomideki herhangi bir temel dengesizliğin ortaklık kavramını tehdit edebileceği konusunda da her zaman uyarırdı.

Suriye şu anda muazzam bir zorluk içinde. Her şeyden önce Suriyeliler arasında birliği yeniden sağlama arayışı var. Sloganlar, özlem ve iyi niyet yeterli mi? Ülkenin kaynakları üzerindeki tekel, Suriyelileri böldü. Kırsal kesim ile şehirler arasındaki muazzam uçurum büyüdü. Yüzyıllardır “Roma'nın tahıl ambarı” olan Suriye, şimdi buğday ithal ediyor. Cumhurbaşkanı Hafız Esed ile tek görüşmemde, Suriye'nin bir milyon zeytin ağacı diktiğini söyleyerek gururla övünüyordu.

Sonra bir gün geldi ve Beşşar Esed'in Suriye nüfusunun yarısının ülkesinden ayrılması ile ilgili olarak “bunun mutlu bir tesadüf” olduğu yorumunu yaptığını duyduk, çünkü ona göre artık geriye sadece “faydalı Suriye” kalmıştı. Geri dönen Suriyeliler, belki de yeniden inşa ve yeterlilikte ortak bir payda bulacak ve dünyayı boşluk ve yıkımla dolduran tonlarca gevezelikten bir kaçış yolu bulacaklar.

BM, Lübnan'daki 300 bin Suriyeli mültecinin evlerine döndüğünü söylüyor. Nispeten mütevazı bir sayı, ancak anlamları son derece önemli. Bu, zorluklara rağmen başlangıçların yeniden başladığı anlamına geliyor. Durumun kötülüğüne, toplum yapısına ve normal yaşam döngüsüne verilen zarara rağmen umut etmenin mümkün olduğu anlamına geliyor. Ve kim bilir? Yarın özgür gazetelerin ve onlarlar birlikte Üstat Vedi’nin Suriyesi’nin de geri döndüğünü görebiliriz.