Faysal Muhammed Salih
Sudan eski Enformasyon Bakanı
TT

Savaş sonrası muhtelif silahların kaderi

Pek çok Sudanlı mevcut savaş durumu ve bunun nasıl aşılacağı üzerine düşünüyor ve ilgili siyasi, sivil ve askeri gruplar savaşı durdurmanın yollarını araştırmaya ve tartışmaya çalışıyor. Öte yandan, savaş sonrası durumu düşünmek ve silahlı hareketler, çok sayıda milis grup ve İslami tugayın taşıdığı muhtelif silahların akıbeti de dahil olmak üzere birçok karmaşık sorunla yüzleşmeye hazırlanmak da gerekiyor.

Sudan'da silah taşıyanlar haritası karmaşık ve dinamik. Silah taşıyanları bilmek, koşullarını ve eğilimlerini incelemek,  savaşın bitiminden sonra bunlarla nasıl başa çıkılacağına dair tasavvurlar geliştirmek için bu haritanın sürekli güncellenmesi gerekiyor.

Silah taşıyanlar arasında resmi ordu, Sudan Silahlı Kuvvetleri de var ve onun birleşik ulusal ordu olarak ülkedeki tek askeri kurum olması gerektiği konusunda genel bir fikir birliği var. Ordu ile ilgili tek ihtilaf konusu, bazı sivil güçlerin askeri kurumun milli doktrinini yeniden tesis etmek, milliliğini geri kazanmak, siyasi ve ideolojik bağlantısı olan yozlaşmış unsurları kendisinden uzaklaştırmak için kapsamlı ve radikal bir reform sürecine ihtiyacı olduğunu söylemesidir.

Bir de savaşın diğer tarafı, bazılarının sandığı gibi birleşik bir blok olmayan Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) var. Savaşın başlaması ile birlikte savaştan önce bir parçası olmayan silahlı kabile grupları da ona katıldı. Bunlardan biri olan “Kekel” grubunun da kendi ajandası var ve özellikle kapsamlı bir barış anlaşmasına hazırlık amacıyla ateşkes veya saldırıların durması sağlanırsa, HDK liderliğinin kararlarına ne kadar bağlı kalacaklarını kimse bilmiyor.

Ordu ile kurulan geniş ittifakta farklı ajandalara sahip birden fazla silah var. İlk olarak Juba Barış Anlaşması'nı imzalayan ve çoğunluğu Darfurlu olan silahlı hareketler var. Minavi liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi, Cibril İbrahim liderliğindeki Adalet ve Eşitlik Hareketi, Mustafa Tanbur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi, Dr. Hadi İdris liderliğindeki Geçiş Konseyi'nden ayrılan gruplar, Tahir Hacar liderliğindeki Sudan Kurtuluş Güçleri Birliği ve Malik Akar liderliğindeki Halk Hareketi'nden geride kalan güçler var.

İttifakta ayrıca İslami Harekete bağlı çeşitli isimler taşıyan silahlı gruplar da yer alıyor. Bunlar arasında şunlar sayılabilir; Bera bin Malik Tugayı, Zübeyr bin Avvam Tugayı ve diğer tugaylar, eyaletlerde İslami Hareket üyelerinin önderlik ettiği halk seferberlik grupları. Bunların ordu liderleriyle karmaşık bir ilişkileri var. Şu anda ortak düşman olan HDK ile mücadele, sivil güçleri sahnenin dışına itmek ve bunların geri dönmelerinin önünü kapatmak konusunda ortak çıkarları var. Ama aynı zamanda ajandaları ve savaş sonrasına dair tasavvurları farklı. Ordunun HDK ile yapacağı herhangi bir anlaşmaya İslami Hareket tugaylarının kolayca boyun eğeceğine, üyelerinin silahlarını bırakıp iktidardan en büyük payı almadan evlerine döneceklerine kimse inanmıyor.

Darfur ve Güney Kordofan'da savaşa ana taraf olarak dahil olmayan ama marjında hareket eden silahlı hareketler bulunuyor. Abdulvahid liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi, Geçiş Konseyi, Sudan Kurtuluş Güçleri Birliği, Nuba Dağlarında el-Hilu liderliğindeki Kuzey Halk Hareketi bunlara örnektir.

En karmaşık silahlı varlıksa Doğu Sudan'da bulunuyor. Gedaref bölgesi ile diğer bölgelerdeki kamplarda Minavi, Cibril ve Tambur hareketlerine mensup silahlı grupların var olduğu biliniyor. Yeni olan, Sudan'ın doğusundaki toplumsal bileşenlere ait silahlı gruplardır. Bu güçlerin kamplarının çoğu Eritre topraklarında bulunuyor ve Eritre hükümetinden destek alıyorlar.

Silahlı bir gruba sahip olduğunu ilk açıklayan, aylar önce çoğunun Nazir Muhammed el-Emin Türk liderliğindeki Hadandava kabilesi mensubu olduğuna inanılan 3 bin savaşçının eğitimini tamamladığını açıklayan Musa Muhammed Ahmed'in liderliğindeki Beca Konferansı oldu. Daha sonra kendisi ve grubu Beni Amer kabilesi mensubu olan Emin Daoud liderliğindeki Halk Kurtuluş ve Adalet Cephesi, Beni Amer kabilesi mensubu olduğu tahmin edilen 6 bin savaşçının eğitimini tamamladığını duyurdu. Ardından bunun gibi silahlı hareketler çoğaldı; İbrahim Abdullah Dunia liderliğindeki Doğu Sudan Kurtuluş Hareketi, Beni Amer kabilesine mensup bir grup savaşçıyı eğittiğini duyurdu. Daha sonra sıra Hadandava kabilesi ile bir kolu olan Camilab’a geldi. Onlar da Şeyh Muhammed Tahir Biytay liderliğindeki Ulusal Adalet ve Kalkınma Hareketi'nin doğuşunu deklare ettiler. Bunlar ile Nazir Türk arasında eski bir anlaşmazlık bulunuyor. Son olarak da Raşayda kabilesine bağlı bir silahlı grup ortaya çıktı.

Doğu Sudan'daki silahlı gruplar mevcut savaşa katılmadılar ve savaşmadılar, bu nedenle ve  özellikle bu bölgenin gerilimlere ve kabile anlaşmazlıklarına sahne olmasından ötürü bu grupların kendi aralarında gelecek turlara hazırlandıkları yönünde korkular var. Savaş kültürünün ve militarizmin yaygınlığı göz önüne alındığında, silahlı hareketlerin birçok bölgede ortaya çıkması elbette anlaşılabilir olabilir, ancak bu hareketlerin etnik temelde ve net bir kabile söylemiyle kurulması tehlike sinyalleri veriyor. Bu tehlikeyle yüzleşmek için önlem alınması ve Doğu Sudan’ın sorunlarının cesur bir akılcılık ve gerçekçilikle ele alınması gerekiyor.