Mina Ureybi
2009- 2011 yıllarında Şarku'l Avsat'ın Washington temsilciliğini yaptı.
TT

Davos ve küreselleşme krizi

Her yıl Ocak ayının sonunda, siyaset, finans, iş ve medya dünyasının önde gelen isimleri İsviçre Alpleri'ndeki Davos beldesinde toplanır.
Dünyayı sarsan ekonomik krizden sonra Dünya Ekonomik Forumu'ndaki katılımcıların çoğunluğu birkaç yıl boyunca konuşmalarında bu konuyu işlemişlerdi.
Aradan 10 yıl geçmesine rağmen söz konusu krizin sonuçlarının ve küreselleşme politikalarının başarısızlığının yeniden gündeme gelmeye başladığını görüyoruz.
İçe kapanma çağrısı yapan politikacılar yükselişe geçti, uluslararası dünyaya açılmayı reddedenlerin söylemeleri revaç bulmaya başladı.
İngiltere ve ABD'deki politik krizler, küresel bir arada yaşama konuşuluyor.
Küresel ekonomilerin hem kamu hem de özel sektör temsilcilerinin daha iyi bir altyapı oluşturup oluşturamayacağı merak konusu olmaya devam diyor.
Bu yılki Dünya Ekonomik Forumu toplantısının teması  "Küreselleşme 4: Dördüncü Sanayi Devrimi Çağında Küresel Yapıyı Şekillendirmek" şeklinde belirlenmiş.
Bu devrim, İnternet'in ve hızla gelişen dijital dünyanın yarattığı teknolojik devrimdir.
Mevcut dünya düzeni ona ayak uydurabilir ve mevcut küreselleşme krizini çözmek için gerekli reformları yapabilir mi?
Bu soru, Dünya Ekonomik Forumu katılan 65 devlet ve hükümet başkanı ve dünyanın dört bir yanından gelen kraliyet ailesi mensupları önünce cevaplanmaya çalışılacak.
Dünya Ekonomik Forumunun katılımcıları, reform yapma zorluğunun üstesinden gelmek için yeni bir neslin çözüme dâhil edilmesinin gerekliliğinin farkında görünüyor, çünkü özellikle Davos'un birçok üyesi bu krizin yaratılmasına katkıda bulundu.
Kapitalist kurumların kurucularının daha adil bir ekonomik sistem kuramadıkları inkâr edilemez bir gerçektir.
İklim değişikliği riski, geleceğin planlamasında sürdürülebilir ve kapsamlı ciddi politikalar gerektirmektedir.
Sürdürülebilirlik doğrudan genç, bilinçli bir nesle bağlıdır.
Bu yılki toplantıya 30 yaş altı 6 gencin yanı sıra Microsoft CEO'su Satya Nadella başkanlık ediyor.
Dünya Ekonomik Forumu yetkilileri, sağlıklı bir geleceğin planlamasını iyileştirmek için gençler ve teknoloji devleri arasındaki ortaklığın gerekliliğine inanıyorlar.
Arap dünyasından genç liderlerin Davos’a katılması dikkat çekicidir.
Dubai Veliaht Prensi Şeyh Hamdan bin Muhammed bin Raşid, Ürdün Veliaht Prensi Hüseyin bin Abdullah’ın yanı sıra mühendislik, kültür, bilim gibi çeşitli alanlarda çalışan Arap gençliğinden seçkin bir zümre katılıyor.
Sekiz yıl önce Davos'taki Araplar, başta Tunus ve Mısır olmak üzere bölgedeki diğer ülkelerin geleceği hakkında tahminlerde bulunuyorlardı, ancak şu an ulaşmış olduğumuz aşamayı tasavvur etmeleri imkânsızdı.
Gençlerin sesini dinlemek, genç liderlerin yanı sıra bakanların ve özel sektör temsilcilerinin sesine kulak vermek, bölgede neler yapılabileceğine dair sağlıklı sonuçlar sağlayabilir.
Foruma Arap dünyasından devlet başkanlarının katılmaması kritik konuların tartışılmasını etkilemeyecektir.
Tabii ki, küresel politik meseleler her zaman olduğu gibi Davos’un gündemindedir.
Aşırı sağcı Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro göreve başladıktan haftalar sonra ilk defa bu foruma katılırken, Almanya Başbakanı Angela Merkel, modern Almanya'nın lideri ve küreselleşmeye destek veren biri olarak başbakanlık döneminin sonuna yaklaşırken bir veda konuşması yapacak. Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani'nin varlığı, Afganistan'ın 18 yıllık savaşında net bir çıkışın olmadığını gösteriyor.
ABD Başkanı Donald Trump, ABD hükümetinin yaşadığı krizden dolayı katılamazken, İngiltere Başbakanı Teresa May da Brexıt krizinin kötüleşmesinden dolayı iştirak edemiyor.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres Perşembe günü, küresel yönetim modeli ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin desteklemesinin gerekliliği hakkında konuşması bekleniyor.
Zira 2030 yılına kadarki hedeflerin planlanması buna bağlı.
BM ve Dünya Bankası gibi başlıca uluslararası kurumlar hala kendilerini modernize etmenin bir yolunu arıyorlar ve burada Dünya Ekonomik Forumu temel bir rol oynamak istiyor.
Dünya Ekonomik Forumu'nun kurucusu Klaus Schwab, "Küreselleşme hakkında resmi bir açıklama" başlığı altında bir bildiri yayınladı ve Forumdaki 3 bin katılımcıya gönderdi.
Mevcut küresel düzenin reformuna dayalı daha iyi bir gelecek inşa etmek için çaba göstermelerini talep etti.
Ekonomi, yönetişim ve çevre gibi bir dizi konuyu kapsayan ve Cuma günü sona eren forumda, küreselleşmeye dair 10 ana konunun görüşülmesi bekleniyor.
Katılımcılar için en büyük zorluk, dünyadaki krizin büyüklüğünün idrak edilememesidir.
Özellikle küresel finansal uçurum ve iklim değişikliğinin sonuçları ve bunlarla ilgili zorluklarla nasıl baş edileceği büyük bir sorun olarak duruyor.
Bu tür bir toplantı, özellikle kolektif eylem için açık bir politik kararın yokluğunda somut sonuçları garanti edemez.
Ancak Davos'un bu aşamada yapabileceği, küresel yol haritasına ciddi ve sistematik bir bakış açısı sunmaktır.
Bu yol haritası milyonlarca insanı ilgilendirmektedir, ancak bunun planlaması bu haftaki toplantılara, seminerlere ve özel toplantılara katılacak birkaç seçkin topluluğun tekelinde bulunmaktadır.
Ülkelerine döndüklerinde, taahhütlerini yerine getirmeli ve daha adil bir dünya düzeni için ciddiyetle çalışmalılar...
Elbette ki küreselleşme krizi kontrol edilemez bir hale gelmeden önce…