Fayez Sara
Suriyeli gazeteci-yazar
TT

‘Boş Bağırsaklar’ kanla mücadelede...

Berita Hac Hüseyin’in, İran-Rusya ittifakı ve Esed rejiminin İdlib halkı ve çevresine yönelik iki aydan beridir devam eden üçlü savaşını protesto etme amaçlı açlık grevi ikinci ayına girdi.
Hac Hüseyin, uluslararası toplumu savaşa karşı kararlı bir duruş sergilemeye çağırdı, bir an önce savaşın durdurulmasını istedi, zira çocuklar, kadınlar ve yaşlılar dâhil olmak üzere yüzlerce Suriyeli öldürüldü ve sekiz buçuk yıl süren yıpratma savaşından sonra halkın sınırlı varlıkları yerle bir edildi.
Eski Halep Belediye Başkanı olan Berita Hac Hüseyin, kentin rejimin kontrolü dışında olduğu bir zamanda bu göreve seçilmişti. Silahlı oluşumların kontrolü altında yaşamanın zorluğu bir yana, rejim güçlerinin kuşatması altında kalan bu şehrin trajik durumunu iyileştirmek için elinden gelen her şeyi yaptı.
Uluslararası toplum Halep halkına üçüncü taraflardan yardım sağlayamayınca 2016'nın sonunda kentin kontrolü rejim güçlerinin eline geçti. Bu, on binlerce Halep halkının yerinden edilmesine neden oldu; bir kısmı Suriye içine ve özellikle İdlib’e yöneldiler, diğer bir kısmı başta Türkiye olmak üzere komşu ülkelere sığındılar, bazıları da Avrupa’ya mülteci olarak geçtiler.
Rus ve rejim hava saldırıları iki ay önce İdlib ve civarında başladığı zaman, bazıları saldırıların Türkiye, İran ve Rusya’nın garantörlüğünde imzalanan ve buranın çatışmasızlık bölgesi olmasını öngören anlaşmaya boyun eğeceğini düşündüler.
Çünkü İdlib son dördüncü bölge idi. saldırıların yalnızca Suriye sorununu çözmek adına bir başlangıç noktası oluşturabilecek bir ısıtma süreci olduğu düşünüldü. Ancak saldırıları çevreleyen sessizlik rejim ve İran’a bağlı milislerin saldırılarının devam etmesine neden oldu, çok sayıda kişi hayatını kaybetti, birçoğu da sakat kaldı, binlerce insan yaralandı, 100 bin kadar yerinden edilmiş kişi tarım alanlarında ve zeytinliklerde beklemeye başladı.
Sahip oldukları tüm varlıklarını kaybetmenin yanı sıra roket ve varil bombalarının açık hedefi haline geldiler.
24 hastane ve “Beyaz Baretliler” olarak bilinen 15 sivil savunma merkezi imha edildi.
Rejim ve İran’a bağlı milislerin İdlib ve etrafında yürüttükleri savaş ile ilgili sorun sadece şu ana kadar bölgeye verdikleri maddi zararla ilgili değildir, bilakis saldırının sonuçları insani felaket boyutuna ulaşabilir.
Üç milyondan fazla insan küçük ve kuşatılmış bir alanda bulunuyor, Türkiye’nin sınırlarını yüzlerine kapatmasının ardından gidebilecekleri hiçbir yer de bulunmuyor.
Uluslararası toplumun olup bitenler karşısındaki sessizliğine rağmen, birden fazla ülkedeki kuruluşlardan, organlardan, eyaletlerden ve hükümet yetkililerinden İdlib ve çevresinde oluşabilecek trajik felaketler konusunda uyarılar gelmeye başladı.
Tepkiler, savaşın sona erdirilmesine dair uyarıların ötesine geçmedi. Kim bilir belki de Üçlü ittifakı bir çözüme ulaşma adına harekete geçirebilir ya da bu yönde bazı kapıların açılmasına vesile olabilir.
2016’daki Halep savaşını bizzat yaşamış olan Berita Hac Hüseyin, bu yıl İdlib'e yoğunlaşan saldırılarla mücadele etme adına yeni bir yaklaşım izlemeye karar verdi.
Fransa'daki insani yardım merkezinden İsviçre'nin başkenti Cenevre'deki BM Genel Merkezi'ne intikal etti ve orada İdlib'le dayanışma içinde olma adına açlık grevine başladığı duyurdu ve ‘hava ve kara bombalamasının durdurulmasını ve sivillerin korunmasını’ talep etti. Grev ilanının yanı sıra hükümetlerin, siyasi partilerin ve uluslararası örgütlerin liderlerine ve siyasetçilerine yüzlerce mesaj yolladı, İdlib’deki savaşı durdurma konusunda müdahil olmalarını, bağlayıcı bir BM Güvenlik Konseyi kararının çıkarılması için baskı yapmalarını talep etti.
Berita Hac Hüseyin’in başlattığı açlık grevi barışçıl protestoların "tamamlayıcı bir aracı" olarak görülebilir. Son iki ay içinde dünyanın birçok başkentinde gerçekleşen oturma eylemleri, Araplar ve yabancıların katıldığı gösteriler savaşın durdurulması adına kamuoyu oluşturmaya yönelikti. Medya greve olumlu tepki gösterdi, ama en önemlisi, Berita’nın grevinin “boş bağırsak” adı verilen genel bir Suriye kampanyasına dönüşmesiydi. Onlarca yazar, gazeteci ve eylemci kampanyaya iştirak etti, 120’den fazla kişi Berita’nın başlattığı açlık grevine destek mahiyetinde açlık grevine başladığını ilan etti, Sosyal medya sürekli onlardan bahsetmeye, medya ise protesto gösterilerini takip etmeye başladı, bu arada yaratıcı faaliyetler de dikkat çekti. Londra, Paris, Berlin dâhil olmak üzere büyük Avrupa şehirlerindeki yüzlerce Arap ve yabancı aktivist oturma eylemlerine katılarak dayanışma içerisinde olduklarını ortaya koydular.
“Boş bağırsak” kampanyasının yarattığı ortamın İdlib’deki savaşı durdurması, tutum değişliklerine neden olması zor gibi görünse de kampanyanın önemine halel getirmiyor, zira Suriye meselesini, medya ve sosyal medya aracılığıyla uluslararası kamuoyunun dikkatine yeniden sundular. Siyasi liderler, hükümetler ve çeşitli organlarla iletişime geçilerek ve halkla doğrudan temas kurularak mesele gündemde tutuldu. Daha da önemlisi, Suriyelilerin birbirleriyle iletişim kurması sağlandı, Suriyeliler, Esed rejimine karşı ayaklanmalarının başında sergiledikleri sivil dayanışmayı yeniden göstermeye başladılar.