Fayez Sara
Suriyeli gazeteci-yazar
TT

Suriyelilerin felaketlerinin ticaretini yapmak

Suriye halkının uğradığı felaketin ticaretinin yapılmasının son örneği yönetmen Laith Hijo’nun “Gizli İp” adlı sinema filmi.
Film, sıkı bir kuşatmadan sonra 2015 yılında Esed güçleri ile Hizbullah milislerinin saldırılarının yakıp yıktığı ve halkından hayatta kalabilen ve tutuklanmayanların tamamının tehcir edildiği ez-Zebadani kasabasının enkazı üzerinde çekildi.
Rejim güçlerinin attığı varil bombalarının yıktığı evler ve binalar ilk önce sahiplerine mezar olurken şimdi de Hijo’nun son filminde dekor ve arka plan olarak kullanıldılar.
Esed rejimine bağlı kimi yönetmenler de daha önce benzer bir çalışma  yapmışlardı. Esed rejimi ile Rus ve İranlı müttefiklerinin saldırıları nedeniyle yıkılan köy ve şehirlerin enkazlarını son yıllarda çektikleri birçok televizyon dizisi veya sinema filminde dekor olarak kullandılar. Elbette bu yapımlarda, rejimin Suriyelilerin devrimini karalayan söylemlerini benimsemiş ve rejimin yaptığı katliamları, başta kimyasal silah ile gerçekleştirilen soykırımlar olmak üzere gerçekleştirmiş olduğu bütün soykırımları Suriye devrimine ve devrimcilere mal etmişlerdi.
Televizyon ve sinema alanında görülen bu eğilim, diğer alanlarda da göreceğimiz benzer davranış ve uygulamaların yalnızca bir örneği. Bunlar rejim içerisinde etkili ve ona yakın olan kişiler, özel ya da rejime bağlı şirketler ve kurumlar tarafından gerçekleştiriliyor. Bunların hepsi de bu konuda oldukça yetenekli. Suriyelilerin maruz kaldıkları felaketler, büyük bir bölümü maddi ve küçük bir bölümü manevi olan, vatanseverlik, insanlık vb. yalanlar ve iddialarla binlerce ambalaj ile kaplanmış ve süslenmiş kazanımların odağı haline geldi.
Bu kişi ve kurumlara ilişkin söylediklerimiz, Rusya ve İran gibi Esed rejiminin müttefikleri ile bağlantılı olan kişi ve kurumların davranış ve uygulamaları için de geçerli.
Nitekim rejim, anlaşmalar ve fiili politikalar aracılığıyla bu 2 ülkenin resmi kurum ve organlarına Suriye’deki eylemleri için sınırsız bir alan tanıdı.
Böylece bu kurum ve kişiler Suriye felaketinin ticaretini yapan geniş ve çeşitli işlere katıldılar. Bu konuda sayısız örnek var. Esed rejiminin Suriye’de neden olduğu felaketin ve müttefikleri Rusya ile İran’ın bundan nasıl faydalandığını birkaç örnek ile açıklayabiliriz.
Esed rejiminin devrimin ilk yıllarında uyguladığı aşırı zulüm, katliam, tutuklama ve tehcir politikaları nedeniyle Suriye’nin doğu bölgesi tükenme noktasına gelmişti. Ardından 2014'te DEAŞ ortaya çıktı. Bölgenin bir bölümü rejimin kontrolü altına kalırken büyük bir bölümü terör örgütünün kontrolüne geçti. İki taraf da öldürme, tutuklama, tehcir, bölge halkının mal varlıklarını yıkma politikalarında adeta birbirleri ile yarıştılar. Daha sonra İran, rejime bağlı milis güçleri ile Irak merkezli Haşdi Şabi örgütünün yardımı ile doğrudan bölgeye sızmakta ve burada kendi milis güçlerini konuşlandırmakta başarılı oldu. Bölgede başlattığı Şiileştirme kampanyası ile bölge halkını kontrol altına almaya, DEAŞ ve terörünün yarattığı korku ortamında korkanları, ihtiyaç sahiplerini para karşılığında Şiileştirmeye çalıştı. Bölge halkını Şiileştirmek için korkutma ve teşvik politikalarını kullandı.
İkinci örnek; Esed rejimini savunmak, Suriyeliler karşısında kendisine askeri-güvenlik yardımında bulunmak için 2012 yılında Suriye’ye giriş yapan ilk milis güçlerden olan İran’a bağlı Hizbullah’ın uygulamaları ile ilgilidir.
Her ne kadar Hizbullah, rejimin muhaliflere karşı yürüttüğü savaşların çoğuna katılmış olsa da Suriye-Lübnan sınırındaki savaşlara özel bir önem verdi. Bu bölgedeki beldelerin çoğunu kuşatarak zorla ele geçirdi, halkının çoğunu öldürdü geri kalanları ise yaraladı ve tutukladı. Diğer sivilleri ise tehcir etti.
Kusayr, Yebrud, ez-Zebadani, Medaye gibi birçok belde ve çevresindeki köyler çok az sayıda kişinin yaşadığı enkazlara dönüştüler. Bazıları da bölge halkının mal varlıklarına, evlerine ve dükkanları ile içlerindeki her şeye el konulduktan sonra demografik değişim politikası çerçevesinde Şii yerleşim yerlerine dönüştürüldü. Bütün bunların yanı sıra Hizbullah milisleri, aileleri dağılan ya da öldürülen, yollarda kaybolan Suriyeli çocukları Kusayr’da kurmuş olduğu kamplarda, daha sonra örgütün safında Suriyelilere karşı savaşmaları için eğitti.
Üçüncü örnek; Moskova’nın Suriye’deki bazı politikaları ile ilgilidir. Rusya Suriye’de yalnızca sahip olduğu her çeşit silah, mühimmat askeri donanımı kullanmadı. Pratik olarak yeni silahlarını denedi. Yani Suriye’yi bir savaş alanına halkını da deneysel savaşlardaki hedefler haline getirdi. Rus resmi kaynaklarına göre son 4 yılda Suriye’de yüzlerce yeni silah, mühimmat ve askeri donanım denendi.
Bu deneylerin sonuçlarından Rus askeri sanayisindeki hataların düzeltilmesi, dış satış oranlarını 5 kattan fazla yükseltmekte yararlanıldı. Nitekim Rusya bu sayede 2014 yılında değeri 11 milyar doların altında olan dış satışların bu yıl 60 milyar doların üzerine çıkardı.
Rusya’nın Suriye’de elde ettiği yararlar, Suriyelilere karşı düzenlediği askeri operasyonlarının askeri sanayi alanında sağladığı karlar ve yararlar ile sınırlı değil.
Bu operasyonlar aynı zamanda askerlerine ve subaylarına deneyim de kazandırdı. Şüphesiz Rusya, uzmanları aracılığıyla  işbirliği yaptığı ülkelere bu deneyimlerini ihraç ederek ya da Rusya içerisindeki iç çatışmalarda veya komşu ülkeler ile girişeceği çatışmalarda kullanarak onlardan oldukça yararlanacak.
Rusya örneğini Lübnanlı Hizbullah gibi kendisinin de Suriyeli çocuklara askerlik eğitimi verdiğinden bahsederek bitirmek önemli olabilir. Resmi Rus kaynaklar, Rusya’daki subay okullarında kendilerine askeri eğitim verilen Suriyeli çocuklar hakkında videolar yayınladı. Rusya’nın Suriye’deki mevcut politikalarına göre bu çocuklar mezun olduklarında Suriyelilere karşı askeri operasyonlara katılacaklar. Hatta Rusya, aralarından bazılarını gelecekte Suriye’yi kendi istediği gibi yönetecek generaller olarak hazırlıyor olabilir.
Suriyelilerin felaketlerinin ticaretini yapmak Esed rejimi, Rus ve İranlı müttefikleri ile sınırlı değil.
Nesnel ve öznel nedenlerden dolayı daha sınırlı bir şekilde olsa da içeride ve dışarıda Suriye rejimi ve müttefiklerine karşı olan taraflar da bunu yapıyor. Bu da başka bir yazının konusu.