Ömer Özkaya
Yazar
TT

Karl von Clausewitz veya Ortadoğu'nun dış açıları toplamı

Karl von Clausewitz, stratejiyi; "akıllı olmanın çeşitli ve yeni yollar ve biçimlerini aramak" olarak tanımlar. Bu tanımlama bugün, strateji, "deli olmanın ve deliliğin çeşitli ve yeni yollar ve biçimlerini aramak" olarak revize edilebilir. Yani yeni siyasal konjonktürde bir nevi "delilik" stratejisi, uygulamaya alınmıştır.
Giderek Kurt Gödel matematiğine evrilen uluslararası politika, jeopolitik ve jeostratejik hesaplar, bir anda karşımıza "Clausewitz'in Ortadoğu'da olsa ne gibi stratejiler izleyeceği" sorusunu da çıkarmaktadır. Ortadogu'ya yönelik askeri stratejileri analiz etmekten çok, genel stratejileri irdelemek, daha isabetli gibi durmaktadır.
Trump'ın Suriye bağlamında sarfettiği, "petrol alanlarını güvenlik altına alma" beyanı, "sürrealist politika mı yoksa jeostratejik ve jeopolitik porno mu" sorusunu haklı olarak gündeme getirecek niteliktedir. Fakat hepsinden önemlisi, Ortadoğu'nun matematiksel ifade ile uluslararası diplomatik ve politik hipotenüsünü de göz önünde bulundurmayı gerektirmektedir. Ortadoğu'nun uluslararası ekonomi ve küresel hegemonya söz konusu olduğunda sahip olduğu hipotenüs, bugün küresel bir uluslararası manyetik çap oluşturarak tüm aktörleri, alt aktör ve sektörleri bölgeye çekmektedir.
Ortadoğu ve petrol korelasyonu bağlamında yapılan trilyon dolarlık petrol rezervi hesaplarının Clausewitz için geçerliliği ne oranda olurdu acaba?
Napolyon'un 1812'deki Rusya seferi benzeri mega bir Ortadoğu seferini ABD öncülüğünde yapan Batı, enerji güvenliğini önemli oranda sağlamış mıdır?
Ortadoğu'nun jeostratejik iç açıları toplamı, Batı'nın ve dünyanın siyasal, toplumsal, ekonomik iç açılarını da belirleme niteliğini sürekli taşıdığı halde hâlâ Ortadoğu'ya bir dış müdahaleden bahsedilebilir mi?

Böyle bir belirleme enerjisinin; tüm dünyanın askeri, diplomatik, siyasal, istihbari ve ekonomik dikkatlerini bölgeye yoğunlaştırarak çekeceği çok açık iken, oluşan uluslararası Ortadoğu rekabetini daha gerçekçi analizlere tabi tutamamak ciddi bir analitik eksikliktir.
Ortadoğu'nun dış açıları toplamı, yani küresel olarak etkilediği tüm başlıklar söz konusu olunca, Clausewitz'in bakış açıları, stratejileri ve analiz teknikleri Ortadoğu için büyük bir önem taşımaktadır. "Stratejide her şey çok basittir ama bu, işleri kolaylaştırmaz" aforizması, Pentagon ve ABD tarafından "Umut bir yöntem olamaz" şeklinde revize edilmiştir. Bu bağlamda dünyanın tüm çatışma bölgelerindeki ihtilafların sonuçları bilinmez değildir.
Kurt Gödel'in teorilerini uluslararası politikaya, jeopolitik ve jeostratejik konulara uyarladığımızda bütün sonuçları görmek mümkündür. Bu durumda tarih bizleri, emperyalizm ve hegemonya kavramlarını yeniden tanımlamaya zorlamaktadır.
İlkel ve geliştirilmiş ötekileştirme modelleri ve stratejileri, dünyadaki kaosu derinleştirmeye hizmet etme konusunda kusursuzdur. Yakın zamanlarda siyasal, ekonomik, sosyal, dinsel ve entelektüel anlamda küresel statükoyu değiştirecek aktörlerin çıkmayacağı tezini destekleyecek veriler, geometrik oranda artmaktadır.
Gelecekte dünyamızın nasıl bir uluslararası ilişkiler rejimi içinde yaşayacağı da önemli oranda belirlenmiştir. Bunu değiştirecek makro ve mega bir konsept te oluşmamaktadır.
Son iki analiz/saptama ancak Kurt Gödel matematiği ile çürütülebilmektedir. Bu analiz/saptamaları çürütmenin bir değeri de maalesef yoktur.
Siyasal Pisagor ekolü/tarikatı varsa Kurt Gödel'in teorilerini siyasal açıdan değerlendirmenin de gereksizliği ileri sürülebilir. Fakat labarotuvar üretimi ideolojiler, stratejiler ve yöntemler, doğal ideolojiler ve insanın doğal yapısı karşısında sürekli işlevsiz kalırlar. Rus boksör Ivan Drago ile Raki Balbao örneğinde olduğu gibi.
Güç ve güçsüzlük ile jeopolitik ve jeostratejik hesaplar; insanlara, şirketlere ve devletlere sürekli oyunlar oynar, halüsinasyonlar gösterir. Bu bir nevi spirituel manipülasyonlar sonucu realite yitimine uğrayarak labarotuvar üretimi ideolojiler ve teknikler ile genetiğiyle oynanmış stratejiler, insanları, şirketleri ve devletletleri irrasyonel alana taşımaktadır.
Clausewitz türü stratejik bakış açıları ile Pentagon ve Kremlin türü küresel askeri/siyasal yayılımların bölgesel ve global sonuçları, yukarıda da işaret edildiği gibi öngörülebilir menzil içindedir.
Bu bakımdan dünyada oluşan okültizm, ezoterizm ve dünya dışı varlıklar edebiyatı dalgası, kitlelerin metafizik bir dünyaya kaçışı ya da insanın içinde sürümü zaten bulunan değişik yazılımlara ulaşmada bir yöntem arayışı olarak analiz edilebilir.
Clausewitz'in savaşa ve devletlerin rekabetine yönelik yaklaşımları, insanlık için açılımlar da barındırmaktadır. "Herşey aslına rücu eder" kuralı, siyasal, askeri, ekonomik ve sosyal bakımdan geçerli olmaktan çıkmıştır. Aslına rücu etmemek için çalışan her şey, gelişerek ilerlemeye devam eder. Ötekileştirme kavramlarına yeni tanımlamalar gerekmektedir. Küresel bir zihniyet devrimi ancak bu şekilde mümkün olabilecektir. Bu küresel zihniyet devriminin hem orjini hem hedefi, öncelikle Ortadoğu'dur. Tüm ideolojilerin ve felsefi sistemlerin beslendiği ana kaynak, genellikle Ortadoğu olagelmiştir.
Petrol ve doğalgaz deposu ve trilyon dolarlık enerji rezervleri dışında Ortadoğu'nun bir değeri yok mudur? Doğu'ya tarihte yapılan büyük seferler, petrol ve doğalgaz için yapılmamıştır.
Kum saatinin ince boğazı Ortadoğu'dur. Üst kısımdaki kum bitince kum saatinin altı, üstüne getirilir. Kum saatlerinin altını üstüne, üstünü altına getiren "zaman" kavramının sırrına erenler, değişimi gerçekleştirir ve yönetirler.
Pisagoryen okültizm, sayılar üzerine kuruludur ve matematiksel bir ekoldür. Rakamlar ve sayılar ile iletişim, doğa ve yaratıcı ile iletişimdir. Sayılarla iletişimi kopan varlıklar, yok olmuş sayılırlar. Clausewitz ve tüm önemli stratejistler, sayıları, rakamları sahaya uyarlayarak başarılı olmuşlardır. Geometrik ve aritmetik oran gibi kavramları bilen toplumlar, sıçramış diğerleri gerilemiştir.
Batı'yı emperyalist ve hegemonyacı olarak etiketleyerek işin içinden sıyrılmak, aşırı kolaycılık olmaz mı? Pisagor'un Bağdat/Babil'de oturduğu evi bulan pisagoryenler aynı zamanda kadim bilimlere ve matematiğe dair önemli bilgilere de ulaşmıştı. Fraktal geometri harikası bir Ortadoğu'da fraktal stratejiler geliştirip uygulayanları gıpta ile seyrediyoruz.
Clausewitz önce Ortadoğu'nun dış açılarını belirler ve toplardı.
İbn Arabi ile Pisagor, sayılar sayesinde hala yaşıyorlar.