Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

​Koronavirüs, bireysel ve toplumsal bir sınav

Genelde musibetler, başkalarının meselesidir, biraz ilgiyle ya da umursamazlıkla karşılarız. Koronavirüs (Kovid-19) ise farklı bir felakettir. Her ne kadar salgınların en tehlikelisi ya da en çirkini değilse de, gizemi dolayısıyla korkunç, hızlı yayılması ve haberlerinin her yerde alması nedeniyle tedirgin edicidir. Bu salgın, kıtalara eşit davranmakta, toplumsal sınıflar, zengin ve fakir arasında ayrım gözetmemektedir.
Tabi ki bu salgın bir gün bitecek ve dünya üzerindeki kara bulutlar dağılacaktır, fakat ne zaman? Bunu bilemiyoruz, belki yaz başında, ya da kışa doğru, belki de daha uzun bir süre zarfında.  
Zor zamanlarda dünya ülkeleri, birbirlerine ne kadar muhtaç olduklarını fark etti. Çin ve ABD arasındaki anlaşmazlıklara ve karşılıklı suçlamalara rağmen, İran’a ve müttefiklerine sergilenen düşmanlığa, dünyada intikam arzularının çokluğuna rağmen, salgın toplumların müşterek düşmanı haline geldi. Salgın, geçici de olsa dünyayı birleştirdi. Bu yeni düşman Wuhan’dan her yere yayıldı. Belki de Çin dışında başka bir yerde başlamıştı, ancak şu an dünyayı ilgilendiren, salgınla nasıl baş edileceğidir. Normal hayatımıza dönmek istiyoruz, yani salgın öncesinde normal olarak gördüğümüz hayatımıza.
Tüm savaşlarda olduğu gibi, korona’nın da kurbanları var, belki de dünya bu salgından gerekli dersleri çıkarır. Çatışmaları ve anlaşmazlıkları bir kenara bırakıp, yeryüzünü ve insanlığı korumak için yardımlaşmanın önemini kavrar.

Şunu da hatırlamamız gerekir ki; tedavisiyle ilgilenilmeyen bazı hastalıklar da vardır. Sıtma (malarya) adeta fakir toplumlara özgüdür ve tedavisi yoktur. Çünkü sağlık sigortası şirketleri için bir şey ifade etmez ve taşıyıcı sivrisinekler kıtaları aşamaz.
Gerçek daha da korkunçtur, ABD Kongresi üyesi Kevin McCarthy bundan altı yıl önce, ‘’On bin hastalık var ve sadece beş yüzünün ilacı var’’ demişti. Bazıları bu verileri abartılı bularak araştırdığında, tam olarak 9235 hastalığın ilacının olmadığı sonucuna vardı. Bu hastalıklar, 10 bin kişiden 6’sında görülebiliyordu.
Yani modern tıpta ilaç konusunda işler ağır ilerliyor gibi, ancak insanlık tarihine kıyasla tıp alanında büyük ilerlemeler kaydedildiği de bir gerçektir. Genetik harita alanındaki çalışmalar 1990’larda yoğunlaştırıldı, 2000’li yılların başında da ciddi ilerlemeler oldu, bununla birlikte genetik sorunların tedavisinde alınması gereken uzun bir yol var.
Uzun bir yolculuk sonrasında, şüpheleri gidermek adına koronavirüs testi yaptırmıştım, uzun iki günün sonunda, dün sonuçları elime ulaştı. Negatif çıkmıştı, bu biraz rahatlatıcı oldu, ancak pozitif çıksaydı da henüz bir aşının olmaması dolayısıyla aynı kapıya çıkacaktı. Testin negatif çıkması salgına yakalanmayacağımız anlamına gelmiyor. Bu aşamada, testlerin amacı toplumu bireyden korumaktır. Herkes test edilebilseydi, beş milyar insanı evlerinde alıkoymaktansa, virüs bulaşanlar tespit edilip karantinaya alınabilirdi. Herkesin selameti için duacıyız, hastaların bir an önce şifa bulmalarını ve bu felaketin son bulmasını dileriz.