Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Korona anlaşmazlıkları sonlandıracak mı?

Bu başlığı tercih ederken bugünlerde sıkça dillendirilen, ‘korona salgını’ ve beraberinde yaşanacak, ekonomik, politik, toplumsal, psikolojik depremlere dair bir tartışmanın içine girme amacım yoktu. Nitekim bir kısmına şahit olduğumuz çok sayıda artçı deprem yaşanacaktır. Şu an ‘korona sonrası ne olacağı’ dünya gündeminde başı çekmektedir. Salgın sona erdiğinde hangi ilkeler yükselişe geçecektir, Çin Amerika’nın yerini mi alacaktır, yoksa salgının arkasında olması nedeniyle ABD tarafından cezalandırılacak mıdır? Şüphe yok ki salgın insanların tümünü vurdu. Her dinden, her renkten ve her mezhepten insan virüse maruz kaldı ve uzun süre bunun etkileri görülecektir. Ancak şahsen salgının ‘korona öncesi’ var olan politik, ekonomik, kültürel anlaşmazlıkları sona erdireceğini düşünmüyorum. Eğer artmayacak olursa, salgın öncesi var olan tüm ihtilaflar devam edecektir.
Örneğin; Iraklı genç erkekler ve kızlar, Basra, Nasıriyye, Kerbela, Necef ve Bağdat’taki yaşlılar, siyasetçilerin korkunç boyutlara ulaşan (on milyarlarca dolar) yolsuzluklarına karşı öfke duymaktan vaz geçmeyecektir. Irak’ın yönetiminin, düşünsel, toplumsal ve politik olarak gerici bir anlayışa sahip olan İran rejimine teslim edilmesine karşı çıkmaya devam edecekler.
Lübnanlı gençler devletin yozlaşmasına, mezhep kotalı siyasi sınıfın yolsuzluklarına ve İran’ın ideolojisine tabi olan Hizbullah’ın gizli egemenliğine niçin farklı bir gözle baksın?
Neden ‘korona’ nedeniyle Yemen'deki durum farklı olsun? Yani korona salgını Husilerin sorunlu zihniyetini kusursuz saf bir ‘yemen zihniyetine mi’ dönüştürecek?
El-Kaide, DEAŞ, Ensar Beytil Makdis veya benzeri örgütler, dindaşlarını ve halkını tekfir etmeyi bırakıp rasyonel bir İslam anlayışına mı kavuşacaklar, koronadan ders çıkarıp artık kendi kavimlerini bombalamaktan vaz mı geçecekler? Elbette hayır.
Bir yanda Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirliği, Bahreyn ve Mısır, diğer yanda Katar ve Türkiye olmak üzere sorunlar ortadan kalkacak mı? Katar demişken; Şeyh Temim bin Hamed Al Sani döneminin yanlış politikalarının arkasında olan isim, eski Başbakan Şeyh Hamad bin Casim bin Cabir, bugünlerde Körfez ülkeleriyle ilişkileri düzeltmek için özel bir çaba sarf ediyor. Ancak Katar rejimi, cüzi bir şekilde olsa da Suudi Arabistan, Bahreyn ve Mısır’ın düşmanlarına ekonomik, politik ve medya desteğini sınırlama yoluna gitmiyor.
Özetle; ‘korona fırtınası’ sona erdiğinde birçok değişiklik olması muhtemeldir. Fakat ‘korona salgını’ ihtilafları sona erdirecektir demenin bir mantığı ve anlamı yoktur. Aklı başında insanlar, ‘koronayla’ veya ‘koronasız’ olarak anlaşmazlıkları sonlandırmak istese de…