Velid Haduri
Enerji konusunda uzman, Iraklı yazar
TT

Petrol piyasalarındaki çalkantılı aşama kesin tahminlere izin vermiyor

Yeni tip koronavirüsün zorlu tarihsel aşaması, petrol sektörü dahil tüm küresel ekonomi üzerinde çalkantılı ve çelişkili gölgeler yaratıyor. Bu dönemde petrol piyasalarının durumuna ilişkin bilgiler ve tahminler çelişiyor ve değişiyor. Bir yandan da Uluslararası Enerji Ajansı Direktörü Fatih Birol’un tahmin ettiği gibi, birçok ülkede evde izolasyon tedbirlerinin gevşetilmesi petrol piyasalarının düzelmeye başlamasını sağladı. Ne var ki Birol aynı zamanda bu düzelmenin kademeli ve hassas olduğu uyarısında da bulundu. Medya organlarına yaptığı açıklamalarda Birol, ABD petrol fiyatlarının sıfırın altına düştüğü –ki bu petrol endüstrisi tarihinin en kötüsüydü- “Kara Nisan” deneyiminin yeniden yaşanmasının uzak bir ihtimal olduğunu belirtti.
Kısa vadeli tahminlere dikkat edilmeli çünkü yeni tip koronavirüs hakkında belirgin bir bilgi eksikliği var. Bugüne kadar, virüsün yayılmasını azaltacak bir aşı ya da enfekte olmuş insanları tedavi edecek bir ilaç bulunamadı. Ayrıca, uygulanan ev izolasyonu sonucunda oluşacak bazı değişkenler de dikkate alınmalı. Bu yıl içinde iş adamlarının hava yoluyla yaptıkları yolculuklar azalacak ve bunun yerine şimdi olduğu gibi toplantıların “video konferans” aracılığıyla gerçekleştirilmesi mi tercih edilecek? Birçok kurumun bütçesinde bir azalma yaşadığı bu durumda harcamaları kısmak için uluslararası kurumlar toplantı metotlarını değiştirmeye mi çalışacaklar? Dünyanın dört bir yanından katılımcıların görüşmelere katkıda bulunmak için görüşmelerin düzenleneceği yerlere uçmaları yerine video konferanslar düzenlemekle mi yetinecekler? Bu olası göstergelerin hava yolculuğu ve havacılık yakıtı üzerindeki etkisi ne olacak? İnsanlar kendi araçları ile seyahat ederken, ülkelerinin içinde ya da dışındaki turistik bölgelere uçarken, otellerde kalırken kendilerini güvende hissedecekler mi? Avrupa Birliği ülkeleri, üye ülkeler arasında seyahat koridoru açma deneyimini başlattı ama bunun sonuçları hakkında konuşmak için henüz erken. Dünyanın farklı bölgelerinde virüse karşı bir aşı ya da ilaç olmadığı için insanlar arasında gerçek bir korku var.
Bu zor dönemde tahminlerde bulunmak konusunda dikkatli olunmalı çünkü dünya benzeri görülmemiş bir sağlık ve psikolojik istikrarsızlık ve bunun sonucunda ortaya çıkan bir küresel ekonomik gerileme döneminden geçiyor. Fakat sağlanan bilgilerin anlamı ve önemi de dikkatle incelenmeli. Dünyanın çeşitli ülkelerinde uzman sağlık kurumları ile siyasi yetkililer arasında kısıtlamaların ne kadar kaldırılabileceği konusunda dönen tartışma, aşı ya da ilacın yokluğunda önümüzdeki aylarda tanık olacaklarımıza sadece bir örnektir. Neyse ki bu sefer insan sağlığı öncelik kazandı. Uzman doktorlar “önce insan sağlığı” sloganı çatısı altında karar alımlarında önemli bir rol oynuyorlar. Bunun yanı sıra, büyük ülkeler arasında pandeminin kaderi, tedavisi, patlak verdiğinde kendisini ortadan kaldırmak için ne kadar işbirliği yapılabileceği konusunda bir çatışma ve rekabet de var. Bunlar ise yalnızca Avrupa Birliği’nde olduğu gibi bizzat sanayileşmiş ülkelerdeki yeni çatışmaların veya ABD-Çin arasında artan anlaşmazlık ve İkinci Dünya Savaşı sonrası Batı-Sovyet ilişkilerinde olduğu gibi bir soğuk savaşa dönüşme potansiyelinin göstergelerindendir.
Pandeminin hala Afrika ülkeleri gibi istila edebileceği ya da Rusya’da olduğu gibi daha geniş çapta yaygınlaşabileceği yeni bölgeler var. Ayrıca bazı ülkelerde olduğu gibi yurt dışından dönen vatandaşları taramak için katı önlemler alınmaması korkusu da var. Gerekli tıbbi testlerin dikkatli bir biçimde uygulanmaması veya ülkelerine geri dönenlerin gerekli süre boyunca evlerinde kalma kuralına uymamaları sonucunda vaka sayılarındaki artış dikkat çekiyor. Pandeminin gelecekte uluslararası ilişkilere etkisi, küreselleşme karşıtı “koruyucu” politikalara yönelik çeşitli çağrılar ve küresel ticarete etkisi, küreselleşme ve küresel ticaretin açılmasına ne ölçüde etki edeceği araştırıldığında tüm bu gelişmeler göz önüne alınacaktır. 2020 yılında yaşanan bu felaketten kaynaklanan finansal kaynak sıkıntısı nedeniyle küresel bir ekonomik çöküşle karşı karşıya bulunuyoruz. Bu nedenle tahminlerin doğruluğu konusunda dikkatli olmalıyız.
Fatih Birol geçen hafta, petrol piyasasının yeni tip koronavirüs nedeniyle istikrarsızlaşan arz ve talep dengesinde dengelenmeye beklenenden daha hızlı bir şekilde yöneldiğini açıkladı. Petrol talebinin tekrar artmaya başladığına işaret eden Uluslararası Enerji Ajansının petrol piyasasına yönelik son aylık raporu da bu açıklamaları doğruladı. Rapor ayrıca küresel talebin günlük yaklaşık 9.3 milyon azalacağına dair önceki tahminlerin aksine şimdiki tahminlerin 2020 yılında günlük yaklaşık 8.6 milyon varillik bir azalmaya işaret ettiği bilgisine de yer verdi.
Aynı zamanda Birol şunları da söyledi: Petrol piyasalarında arz ve talep dengesinin kademeli olarak yeniden dengelenmesinin ön belirtilerini görüyoruz. Bunun nedeni, insanların normal hayatlarına, evde izolasyon önlemlerinin kademeli olarak azaltılması ile kademeli bir biçimde işlerine dönmeye başlamalarıdır. Benzin, dizel ve havacılık yakıtı gibi ulaşım yakıtlarına yönelik talebin gerilemesine rağmen, petrokimya endüstrilerindeki petrol ürünlerine olan talebin devam ettiği de ortaya çıkmaya başladı. Üretime gelince, OPEC+ anlaşması uygulanmaya başladı ve kararlaştırıldığı gibi 1 Mayıs’tan itibaren günlük üretim 9.7 milyon varil azaltıldı. Suudi Arabistan gönüllü olarak üretiminden yaklaşık 1 milyon varil daha eksiltmeye karar verdi. Bu, günlük üretiminin yaklaşık 7.5 milyon olacağı anlamına geliyor. Buna ek olarak, ABD, Kanada, Brezilya ve Norveç gibi diğer OPEC dışı ham petrol üreticisi ülkelerin petrol üretimi de günlük 3 milyon varil azaldı. Bu, içinde bulunduğumuz ayın başından beri petrol arzındaki toplam azalmanın günde yaklaşık 12 milyon varile ulaştığı anlamına geliyor. Böylece, pandemi öncesi günlük 100 milyon varil ile karşılaştırıldığında toplam küresel üretim bugün yaklaşık 88 milyon varil oldu (bu son dokuz yıldaki en düşük üretim oranıdır).
Yukarıda verilen rakamların açıklanması depolama oranları üzerindeki baskının azalması ile aynı zamana denk geldi. Yüzer depo işlevi gören tankerlerdeki depolama önemli ölçüde azaldı ve bunun yerine depolama, stratejik depolama ve ikincil ticari depolara yöneldi. Bu da geçen hafta fiyatların iyileşmesine yardımcı oldu.