Cemile Bayraktar
Gazeteci-Yazar
TT

İnsanın manen evirildiğine inanıyor musunuz?

Dünyanın maddi hallerinin de manevi hallerinin de ilerlemeci bir anlayışla geçmişe görece gelecekte daha iyi olacağı zihinlerimize öyle yerleştirildi ki, bu mite o kadar inandık ki bugün dünyanın maddi ve manevi boyutta berbat bir durumda olduğunu bile idrak edemiyoruz.
Koronavirüs karşısında çaresiz, çevre kirliliği konusunda dereleri kurumuş, nehirleri zehirlenmiş, ekonomik ve hukuki eşitsizliklerin normalleştiği, ırkçılığın kol gezdiği, popülist ve pragmatik, asgari etikten bile nasiplenmemiş yöneticilerin sayısının hızla arttığı, entelektüel çabaların azalıp sığlığın, seviyesizliğin arttığı bir dünya tablosuyla karşı karşıyayız.
Elbette bu kadar kötü bir tablo çizmek istemezdim ancak mültecilerin, içinde çocukların da olduğu kayıkları batırılmaya çalışılırken, bir insan sırf siyah diye öldürülürken, insanlar Müslüman olduğu için terörist sayılıp tutuklanırken, mabetler ve kutsal kitaplar siyasete alet edilirken, siyasi partilerin eriyen oyları ırkçı söylem üzerinden arttırılmaya çalışılırken, siyasilerin bireysel hırsları az da olsa kalmış olan huzuru da hunharca tüketirken, normal şartlarda bir kahve içecek vakitte kendilerine tahammül edemeyeceğimiz vasatın altındaki ahlaklarıyla içimizi bulandıran kişiler yönetici olarak seçilirken, hayvana ve kadına yönelik şiddet görmezden gelinirken, insanların genelinin ellerinde akıllı makinelerle kendi akıllarını kiraya verdiklerini izlerken, doğa katledilirken…. Emin olun istesem de daha iyi bir tablo çizmek mümkün olmuyor.
Mevcutta bir kokuşmuşluk olduğu ortada… ancak maalesef bu kokuşmuşluk sadece siyasetle sınırlı değil; toplumlarda da ahlaktan, zihinsel seviyeye kadar hemen hemen her alanda bir kokuşmuşluk mevcut. Sanki bir kabusun içindeymişiz gibi… Koskoca dünya bir dakikalık, seviyesiz TikTok videosu içeriğinden farklı bir halde değil.
Yazdıklarımı abartılı ve fazla mı karamsar buluyorsunuz? Emin olun abartılı değil, ifade ettiğim gibi olmasaydı insanlar kabalığı, hoyratlığı, ırkçılığı artık huy edinmiş olan kişi, grup, parti ve kurumları bu denli yücelmezdi. Emin olun Yontma Taş Devri’nde bile cehalet, pespayelik bu kadar ödüllendirilmemiştir. Yani “mağara adamı” denilen, medeniyetten uzak oldukları iddia edilen kişilerin, elle yemek yiyenlerin, avcılık ve toplayıcılık ile geçinenlerin günümüz insanından daha geri olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yani mağarada doğan, konuşmayı bilmeyen, saldırgan olan (?) homonililer, homo erectus, homo heidelbergensis, homo habilis “iki ayağı üzerinde debelenenler” ilkeldi de insan evrildi, evrim geçirdi ve medeni oldu, medeni bir dünya kurdu öyle mi?
İlkel insan denilen o varlıklar, karşılaştıkları diğer varlıkları sadece gerçek bir tehdit varken canlarını korumak için öldürdü ya da sadece hayatta kalabilmek için yemek amacıyla öldürdü. O varlıklar hayvanları yemek için öldürdü, medeni insan niye öldürüyor? O varlıklar tehdit uydurup başkalarını öldürmedi, ırkçılık gibi şeytandan bir cuz olan zilleti pragmatik amaçlı kullanmayı “akıl edemedi” ama bugün 3 ayrı çatalla, sol elle yemek yemeyi medeniyet sanan, medeniyetin kaynağı olduğunu iddia edenler bunların hepsini yaptı. Şu durumda siz hala manevi evrime inanabiliyor musunuz?  
Bugünün dünyasında dünyayı katlederek “insana yakışan hizmet yaptığını” söyleyenleri, birçok masum insanı öldürürken buna meşruluk kazandırmak için “ülkesini korumak için” yaptığını iddia edenleri, hakkı konuşacak insanların susturulmasını, hukuku adalet için değil de siyasi amaç için kullanarak yerle yeksan edenleri, Allah’ın haklar açısından eşit tuttuğu insanlar arasında adaletsizlikle nifak sokanları, mazlumları ezenleri zalimleri yüceltenleri birer esfele safilin örneği olarak kabul edebiliriz ancak bunları ideal birer örnek gibi görüp, genelin bunlara tevessül etmesinin kabul edilebilir olduğunu sanmıyorum. Dolayısıyla insanın manen evrildiğini de, tekamülünü tamamlama yönünde pozitif anlamda ilerlediğini de düşünmüyorum. Ayrıca ifade ettiğim kötü tablonun mimarlarının, sadece dünyaya ve diğer insanlara değil, aynı zamanda insanı her anlamda mükemmel şekilde yaratmış, Hz. Adem ve Hz. Havva örneği üzerinden şekillendirmiş olan Allah’a da nankörlük ederek, şeytandan bir cuzmuş gibi davrandığını, kendi üzerindeki nimetlere ihanet ettiğini düşünüyorum.  Dolayısıyla kendine yazık etmekten dahi imtina etmeyen bu modellerin ve onların peşine takılanların değil tekamül tamamlama çabası, tekamüle dair herhangi yoksunluk hissettiğini bile sanmıyorum. Ne yazık ki bu tipteki insan modellerinin hepsi hem dünyada hem de ahrette hüsranda… Allah böyle bir gafletten muhafaza buyursun…