Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Mahmud Derviş’in kızı

Hangisi daha önemli: Mahmud Derviş’in kimsenin tanımadığı evli bir kadından bir kızının olması mı?
Yoksa Filistin kasidesi ile bilinen Mahmud Derviş’in büyük bir şair olması mı?
Hangisi daha önemli: Mahmud Derviş’in kadınlardan çabucak sıkıldığı mı?
Yoksa her seferinde şiirinin daha da güzelleştiği mi?
Edebiyat söz konusu olduğunda Derviş’in evlenmesi, boşanması, aldatması vs. durumların bir önemi var?
Yoksa önemli olan, onun On Bir Yıldız başlıklı şiirin sahibi oluşu mu?
Bu günlerde şair Selim Berakat'ın fitilini ateşlediği edebi bir kasırga var.
Berekat, Mahmud Derviş’in kendisini oğlu olarak kabul ettiğini ve sahip çıkmadığı bir kızı olduğunu iddia etti. İlk iddia Mahmud Derviş ile pek bağdaşmıyor. Her ne kadar imkansız olmasa bile bir araya gelmesi güç görünüyor.
Ebeveynlik gibi ifadeler, Mahmud Derviş’in lügatinde yoktur. Şefkatli, kibar, şefkatli olsa da ebeveynlik basitliğinden uzaktır. Bu sebeple gerçekte de mecazi olarak da bundan kaçındı.
İkinci iddiaya gelince, eğer bir kızı olmuş olsaydı ölümüne kadar kapısında dururdu. Şiirlerinin her bir köşesin de bunun izine rastlayacaktık.
Selim Berekat, edebi ebeveynlik nispetini hayal etmekte özgürdür. Biz her ne kadar bunun Derviş’in edebi lügatinde olmadığını düşünsek de bu, muhtemel insani bir durumdur.
Mahmud'un gerçek anlamda babalığı inkar etmesine gelince, neden bu sırrı sadece Selim Berakat'a itiraf etti. Mahmud'un yakınında bulunan pek çok yakın dostu var. Neden onların hiçbirinin önünde böyle bir sırrı ifşa etmedi?
Bütün bunlarla birlikte Mahmud Derviş’in de bir insan olduğunu unutmamak gerek. O büyük bir şair ve zayıf bir insandı. Çabuk yorulur, çabuk etkilenir ve hızlıca kaçardı. Bunlar tüm şairlerin nitelikleri olsa da onda çok daha fazla somutlaşmıştı ve açık bir şekilde görünüyordu. Edipler ileri yaşlarında yazdıkları hatıralarında, genellikle eklemeler yapar ve geçmişi daha heyecanlı ve önemli olacak şekilde yazmaya çalışırlar.
Şiir ve edebiyatta Mahmud Derviş’in arkadaşı ya da meslektaşı yoktu. Açık alandaki tartışmalara ve düellolara katılmadı. Fakat dolaylı olarak Arap şairlerinden çok fazla hoşlanmadığını ima ederdi. Çok zor durumda kalırsa hiçbir şekilde kendisini bağlamayacak olan zarif ve kapalı ifadelere başvururdu.
Kahraman ve devrimci olan bu adamın içinde zayıf bir aşık vardı. Her zaman peşinden koştuğu kadının onu bir başkasıyla aldatacağından korkardı. O ise onu aldatmak yerine, ona şöyle derdi: “Artık seni bir kardeş gibi seviyorum.”