Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Sonuç 4

İnsan, önce yazıyı sonra sayıyı buldu. Yazıyla geçmişini kağıda dökerken sayılar ile geleceğini hesapladı. Yazı hürdü; ne istenirse yazılabilirdi. Ancak rakam esir olarak doğmuştu. 2+2 veyahut 3+1, 5-1, 2x2 ya da 8÷2, tüm bu işlemlerinin sonucu her dilde ve her asırda 4 çıkmıştır.
Ardından “aritmetik” ismi verilen bu bilim dalı, hem insanlar tarafından geliştirildi hem de beraberinde insanlığı geliştirdi. Sonrasında insan denizleri, hava sahasını, uzayı işgal etti. Toplama, çıkarma, bölme ve çarpmadan oluşan dört işlem ise hiç değişmedi.
Yazı diline kol kanat geren Araplar, atlarının aritmetiği ezmesine izin verdi. Herkesin faydalandığı sıfırı bulmalarını da bir kenara bırakın. Başlangıçta bilimle en çok ilgilenen liderlerden biri olan Saddam Hüseyin, çalışmalarını Bağdat’a iletmeleri şartıyla istedikleri kadar parayı, evi ve diğer imkanları Arap bilim insanlarının ayaklarına serdi. Ancak kimse bu teklifi kabul etmedi. Zira bilim, korku içerisinde yaşayamaz.
Bu bilim insanlarının dört işlem teorisine kanaat getirdikleri anlaşılıyor. Yani hiçbir şeyin değişmeyeceğine. Bunlar Arap dünyasındaki bileşenler ve veriler olduğu sürece sonuç aynı kalacak: Savaş, yıkım ve hasar...
Yazı konusunda ise şair, yazar ve roman yazarlarının övgüleri zahmetsizce sıralaması zor değildi. Said Akl’ın da dediği gibi; içinden arzu ettiğinizi seçebileceğiniz bir kelime haznesi mevcut. Bu sıralamayı öven eleştirmenler de var. Vatana ihanetle suçlanmaktan korkan bir ordu bulunuyor. Cinayeti ve ceset görmeyi sevmediğini, yol kenarındaki infaz sahnelerinden ürktüğünü söyleyen…
İzninizle 4 rakamına geri dönelim… Şayet bir lider, bilimi seviyor ve buna teşvik ediyorsa neden her şey harabeye dönüşmüş olabilir? Öncelikle hem bu soru hem de cesaret için teşekkürler. Araplar, genellikle soru sormaz, çünkü soru sormak Amerikalı-Siyonistler işidir. Bu yüzden de Araplar der ki; sükut selamettir, sükut ziynettir ya da tepkidir. Ancak cevap vermeyi deneyecek olursak, dünya ülkelerine dağılmış olan bilim insanları, Reşid'in başkentine (Bağdat) yönelik davetin cazibelerini reddettiler. Zira askeri ve sivil alandaki bilimlerin 6 kurulu vardı. Bunların başında da Yüksek Öğretim Kurulu geliyordu. Şimdi burada hata nerede? Hiç hata yok.
Hata, âlimlerin inadındaydı. Bu konseylerin tümüne liderin damadı Onbaşı Hüseyin Kamil başkanlık ediyordu. Tıpkı basın ve kültürün, oğlu Uday tarafından yönetildiği gibi. Şimdi saymaya çalışın; sonuç yine 4 çıkacak.
Hiroşima'nın üzerinden geçtiği ve men ettiği bir Arap geleceği...