Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Libya'da ölü sayımı yok!

Dünyadaki savaşlar, askeri ve medya savaşları olmak üzere iki çeşittir. İkincisi gazete ve televizyonlarda vuku bulur. Bir savaşın uzaması durumunda her şey günlük açıklamalara evrilir; ölümler, kurbanlar, yıkım, yerinden olma ve kopmuş uzuvlar.
Libya savaşıyla ilgili garip olan şey bunlardan hiçbirinin bulunmuyor oluşudur. Ölenler, yaralananlar ve yerlerinden edilmiş kişiler hakkında neredeyse hiç veri yok. Yalnızca doğudaki askerler, batıdaki siviller ve Seyfulislam Kaddafi'nin saklandığı yere ilişkin söylentilerin yanı sıra Türkiye ve paralı askerleri.
İnsanlara ne oldu? Libyalılar nerede? Onlara ne oldu? Resmî açıklamalar bu konu hakkında oldukça muhafazakâr. Kaddafi'nin devrildiği savaşta Libya'yı dolduran muhabirlerin hepsi ülkeden ayrıldılar. Bütün savaşlarda böyle olur. Ülkeler muhabirlerin kendilerini savunmaya geldiklerine inanıyor. Sonra ortaya çıkıyor ki yeni bir heyecan için başka bir savaş aramaya başlıyorlar. Bu mesleğin değil, savaşın utancı.
Bir gazeteci ömür boyu tek düze bir monotonluk içinde yaşıyor. Bir vakit Vietnam'da gazete manşetleri bulmak için oyalanıyor, sonra Vietnam'ın nerede olduğunu hatırlayamadığı bir zaman geliyor! Bu onun günahı mı? Elbette hayır!
Kapitalizme karşı savaşında 3 milyondan fazla insanın öldüğü Vietnam’da şimdi ne yapıldığını biliyor musunuz? Vietnam'ın başkenti Hanoi, dünyanın ilk altın kaplamalı duvarlarına sahip bir otel yapmaya başladı. New York'ta ya da Londra'da değil; Komünistlerin Lenin ve Marx'tan daha fazla değer verdiği Ho Chi Minh’in şehri Hanoi’de!
Geçmişte Vietnam, savaş muhabirleri tarafından kameraya alınırdı; şimdi ise Lifestyle muhabirlerince. Komünizm bayrağını ülkesinde yükseltme mücadelesi verdiği zamanlarda Paris’teki Ritz Hotel’de şef asistanı olarak çalışan Ho Chi yoldaş bu altın kaplamalı duvarları olan otelin önünden geçse ne olur? Bugün Hanoi Ritz ile rekabet etmek istiyor. Dolayısıyla Muhammed el-Fayed’in orada bir şube açması dışında şansı yok.
İnsanlar niçin ve kimin için ölüyorlar?
Erdoğan, 500 yıllık ilişkiler için Libya'ya geldi. Bu münasebetle petrol de arıyor. Yunan adası Rodos yakınlarında petrol arıyor. Sanki İstanbul'daki Taksim Gezi Parkı’nın bir uzantısıymış gibi Kıbrıs adasında petrol arıyor!
Her yerde Süleyman Şah Türbesi gibi saltanat haklarını kullanıyor. Fakat bunlarda en kötünün kim olduğunu biliyor musunuz? İstanbul'a gidip Erdoğan’a “Sultanım! Daha fazla yıkım!” diye seslenen “Vatansever”(!)