Hüseyin Şubukşi
TT

Yeni insanlık biçimi!

Şu anda dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgını, geleceğin beklenen dünyasının küçük bir bölümünü bize gösterdi.
Birçoğumuz, yapay zeka algoritmalarının arzularımızı ve kararlarımızı ne ölçüde etkilediğini bilmiyoruz. Şu ya da bu şekilde hayali ve sanal bir dünyada nasıl yaşayacağımız konusunda bilgisiziz.
İster bir kitap satın alma kararınız olsun isterse de yeni arkadaşlıklar, verdiğiniz oylar, bir sigorta şirketi tarafından belirlenen ödemeleriniz ya da seyahat yasağı listelerine eklenmeniz olsun; şu veya bu şekilde bunların hepsinin arkasında yer alan bir tür algoritma var.
Uluslararası insan hakları avukatı ve aynı zamanda Harvard Üniversitesi'nde görevli Flynn Coleman’ın, “İnsan Algoritması: Yapay Zeka Kim Olduğumuzu Nasıl Tanımlıyor?” başlıklı ilginç ve dikkat çekici kitabı var.
Yazar bu kitabında, önümüzdeki dönemde insanlığın karşılaşacağı sistemik zorlukların çoğu için birtakım yasal önerileri içeren bir ‘reçete’ sunuyor. Yazar, gelecekte cesaretimizi tüm çeşitliliğiyle birlikte insanlığımızı yansıtan akıllı makineler yaratmaya yönlendireceğimizden ve sivil-insani hakların tartışılmayacağı yeni bir medeniyetin kurulmasından duyduğu endişeyi dile getiriyor. Nitekim böyle bir medeniyetin oluştuğuna bugün tanıklık ediyoruz.
Ünlü ABD’li tarihçi Carrol Quigley, “Medeniyetlerin Büyümesi ve Evrimi” adlı kitabında basit ama derin şu ifadeyi kullanıyor: “Her uygarlık, mevcut gerçekliği ve geleceği yaratırken geçmişi kullanarak gelişir.” Başka bir deyişle tarihin nesnel ve bağımsız eleştirisine duyulan ihtiyaçtan ve hataların sebebini belirlemekten bahsediyor.
Geleceğin medeniyeti, ‘yeni’ enerji ve yapay zeka konusunda büyük bir rol oynayacak. Teknoloji ve iş dünyasının en etkili beyinlerinden biri olan Tesla Motors ve SpaceX'in kurucusu Elon Musk'ın hedef ve hayallerine bakarsak bunu daha net bir şekilde görürüz. Elon Musk dünyaya, insan ve makine arasında daha yakın, güçlü ve etkili bir ilişki için insan beynine yerleştirilen bir elektronik çipin ön çalışmasının sunumunu yaptı. Musk bununla, insan vücudunun bu ‘garip’ mekanik cisimleri kabul edebildiğine işaret ediyor.
Kalp pilleri, yapay eklemler, platin vidalar ve elektroensefalografi bunlardan bazılarıdır. Bu bizi, ünlü fütürolog Ray Kurzweil’in “The Singularity Is Near: When Humans Transcend Biology” (Tekillik Yakın: İnsanlar Biyolojinin Ötesine Geçtiğinde) başlıklı kitabında ortaya koyduğu korkunç tasavvura getiriyor.
Kurzweil bu kitabında, insan olmanın ne anlama geldiğinin yeni bir tanımının yapılacağı insanlık tarihindeki büyük ve benzeri görülmemiş bir paradigma değişiminden bahsediyor.
Bu durum bizi çok çeşitli ahlaki ve felsefi sorular ve zorluklarla karşı karşıya getirecektir. Karşı karşıya kaldığımızda şok olmamız için buna hazırlıklı olmamız gerekiyor.
Enerji ve kaynakları, eski zamanlardan bu yana ‘uygarlığın şeklini, yolunu ve hikayesini’ belirledi. Çek asıllı olan Kanadalı düşünür Vaclav Smil “Enerji ve Medeniyet Tarihi” kitabında, “Enerjinin, yaşamın bel kemiği ve çağımızda ulusların ve devletlerin yeteneklerini kontrol eden unsur olduğuna hiçbir şüphe yok” diyor.
İnsanın bizzat kendisinin gelecekte bir enerji kaynağı olması pek de uzak bir ihtimal değil.
En azından üniversitelerin ve ileri bilimler enstitülerinin koridorlarında bu konu tartışılıyor.
İnsanlık avcılık ve toplayıcılıktan tarımsal hayata geçti. Bunu, Sanayi Devrimi ve sonuçları izledi.
Bilimsel ilerlemedeki her değişim yeni bir medeniyeti ve çok zor varoluşsal ve felsefi soruları beraberinde getirir.
Artık yeni bir insanlık şekilleniyor ve koronavirüs salgını bunu hızlandırıyor.