Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Dürüst olmak gerekirse…

Ünlü Arap yazar Muhammed Hasaneyn Heykel’in dediği gibi, dünyanın dört bir yanındaki günlük basın, eski bir geleneği gözden kaçırdı: Uzun makaleler. Eski büyük gazeteler de kalmadı. Gazetelerin anneleri hükmünde olan gazeteler bile saygın gazeteler için aşağılayıcı bir özellik olan ‘tabloid’ formatına geçti. Londra'daki Times gibi. Uzun bir tereddütten sonra ve birkaç kez denedikten sonra Paris’teki Le Figaro da aynısını yaptı.
Bunun sadece internet çağıyla değil, tüm çağın ritmiyle de ilgisi var. Heykel’in el-Ahram’daki haftalık cuma yazıları yaklaşık beş bin kelimeydi. Onun zengin bir materyale sahip olduğuna şüphe yok. Ayrıca Abdunnasır’ın kağıtları onun elindeydi. Fakat öncelikli sebep onun bizzat kendi üslubuydu. Şiirselliğe ve detaylı anlatıma meyilliydi. İster kabul isterse de inkar etsinler, kendisinden sonra gözleri kamaşan Muhammed el-Tabii’nin üslubuna daha yakındı.
Mustafa ve Ali Emin tam aksi yönde gittiler. Haftalık yazılar yazmak yerine her gün muhtasar fikir ve kelimelerle yazılar kaleme almayı tercih ettiler. Basında, Heykel’in haftalık yazılarıyla, ülkedeki siyasi vaazın el-Ezher’in hutbesiyle paralel olmasını amaçlandığı söylendi.
Heykel’in zamanı bunu mümkün, zaman zaman da gerekli kılıyordu. O günler herhangi bir kişi, sadece bir gazete okur, bir radyo istasyonunu dinler ve bir televizyon kanalını izlerdi. Bugün hiçbirimiz her gün üzerimize yağmur gibi boşalan haber, analiz ve yorumların kaynağını bilmiyoruz. Heykel sonuna kadar bu üslubuna bağlı kaldı. Bu üslubu onun her zaman bir profesör ya da tarihçinin koltuğunda görünmesini sağlıyordu. Kendisinin de zaten gazeteci veya baş editör unvanına gizlice tercih ettiği şeyler bunlardı.
Heykel’in meslektaşları Mustafa ve Ali Emin’in tarzını takip ettiler. Ahmed Bahauddin, Fethi Ganem, Enis Mansur, Ahmed Behçet, İbrahim Saada ve diğerleri kısa sütunları tercih ettiler. Bu kısa yazım tarzı, Arap dünyasındaki gazetecilere kapıyı açtı. Birçok kişi için Twitter’daki paylaşımların genişletilmiş ve çoğaltılmış hali gibiydi. Çaba veya araştırmaya gerek yoktu. Görüşleri bir araya getir ve işin bitsin. Oysa her meslek bir mühendislik işidir. Lübnan'daki gazete sahipleri, oğullarının ve mirasçılarının mesleğe matbaadan başlamasını isterdi. İngiliz tarihçi Desmond Stewart, Heykel’in prodüksiyon departmanında mesleğe başladığını söylüyor.