Ömer Özkaya
Yazar
TT

İdeolojik boşluk veya pandemiye yakalanma sırası hangi liderde?

Konvansiyonel savaşlar dönemi şu aşamada askıda olmakla birlikte son kertede devreye girme potansiyeli hâlâ çok yüksektir.
Dünya'nın din savaşları, konvansiyonel savaşlar, ideolojik çarpışmalar, son olarak da ekonomik ve finansal savaşlar süreçlerini yaşadığı hep yazılmaktadır. Biyolojik, nükleer ve kimyasal savaşlarla ilgili de çok ciddi bir literatür vardır.
Bu bağlamda pandemi nedeniyle diğer tüm savaşların üzerine kalın bir şal çekilmiş gibidir. Azeri-Ermeni savaşı, Suriye'deki iç mücadele, Libya, Doğu Akdeniz, Türk-Yunan geleneksel savaşı gibi arada bir kendini gösterse de, pandemi tüm insanların ortak sorunu olma yolunda kapatılmaz bir mesafe almış durumdadır
Trump'ın da virüse yakalanmış olması pandemik stratejileri gündeme getirmiştir. En kritik zamanda İngiltere Başbakanı da virüse yakalanmıştı. Yine en kritik süreçte Trump'ın virüse yakalanması "gerçekte neler oluyor acaba?" türünde sorular üretmektedir.
Virüsün şu sıralar kritik süreçler yaşayan ülke liderlerine bulaşmak gibi bir özelliği ortaya çıktı. Bu bağlamda, -Allah herkesten uzak tutsun- ABD seçimleri; sıranın Putin, Şi Cinping, İran liderleri, Fransa lideri Macron gibilerde olduğunu düşündürmektedir. Bunların yanına diğer kritik ve sorunlu bölge liderlerini de eklemek mümkündür.
Tam bu noktada eğer hidrokarbon kaynaklarına ve diğer kaynaklara yönelik hücumlar olacak olursa, Venezuela ve İran başta olmak üzere doğal zenginlikleriyle ön planda olan ülke liderlerinden birinin pandemi nedeniyle ölmesi, küresel kaynak kapma yarışı için start verilmiş gibi işlev görecektir.
Pandeminin doğal iletişim kanallarını bloke ederek telekomünikasyon iletişimini ön plana çıkarması, "insan" faktörünün önemli oranda devre dışı bırakılması gibi ağır bir sonuç doğurmaktadır.
Bu durumda kendi içine kapalı, fikir ve kararların ana aktör ve bileşenlerince yeterince yüz yüze temas ile etraflıca müzakere ve test edilememesi süreci, insanlık için en büyük tehlikedir. İnsan siyasetinden "makine siyaseti"ne geçiş süreci, böylece, sessizce sağlanmış gõrünmektedir. Pandeminin şu anki en büyük sonucu budur.
Makine siyaseti de, yönetici kadroların kendi akıl ve bilgi kapasiteleri kadar karar alabilecekleri, esnekliğini yitirmiş ve stratejik davranmaktan düşmüş makina katılığında ve otomatlığında bir yönetsel süreci ifade etmektedir.  
Pandemi sürecinin ikinci en büyük sonucu da iletişim süreçlerini ve iletişimi tümü ile "korku" bazlı hale getirerek iletişim bütünlüğünü tahrip etmesidir.
Uluslararası ilişkiler ve siyaset, yüz yüzelik üzerine kuruludur. Bu yüz yüzelik olgusu ortadan kalkınca veya önemli oranda ortadan kalkınca, sanı siyaseti ya da zan siyaseti devreye girmiş olacaktır.
Bu bakımdan Trump'ın hastalığı ile birlikte en önemli uluslararası aktör sahneden çekilmiş, spekülasyon ve komplo politikalarına kapı açılmış olmaktadır.
Pandeminin toplumsal ve bireysel ilişkileri kısıtlama düzeyi arttıkça hem iç hem de dış politikada güvenilir veri elde etmek en büyük sorun olacaktır ki bu da üçüncü en büyük sonuçtur. Çünkü geleneksel bilgi ve veri kaynakları, canlı ve objektif verilere ulaşma ve aktarma noktasında büyük sorunlar yaşamaktadır ve alanda büyük sorunlar oluşmaktadır.
Pandemi ile ilgili bilinenin her geçen gün azalması ve bilim dünyasının bu konudaki bilgi kaosu üreten verileri, kitleleri hayaletlerle dövüşen "kalabalık"lara dönüştürmektedir ki diğer en büyük sorun da budur. Yani kalabalıkların bir anda sokaklara dökülerek kamu yönetimi ve otoritelerini işlevsiz hale getirmesi sonucu "devlet" ve "asayiş" olgusunun tahrip olmasıdır. Bu dördüncü sonuç, Fransız Devrimi benzeri bir siyasal, sosyal ve ekonomik yeni bir dönem başlatacaktır.
Bu durumda beşinci en büyük sonucun da şu anda Dünya gündeminde geleceği tasarlayan bir ideolojinin olmayışıdır, yani ideolojik boşluktur. İdeolojik boşluk olgusunun sonuçları ise pandeminin tüm sonuçlarından daha da ağır olacaktır.
İnsanların kamu ve özel hayatlarına ilişkin tasarımların olmaması, küresel bir anarşik süreç ya da küresel bir terörizm sürecini dayatabilir.
Bu bağlamda dinlerin, din adamlarının her türlü cinsel istismarları ile tüm itibarlarını kaybetme düzeyine inmiş olmaları, kamusal ve bireysel denetleme organlarının en önemlisinin yitirilmesine sebep olmuştur. İdeolojik boşluğu doldurması en olası kurum olan dinin böylece devre dışı kalması da önemli bir handikapdır.
İdeolojik boşluğu doldurması en olası durum olarak  çok boyutlu diktatörlük belirmektedir ki bunun da sınırları tümüyle belirsizdir.
Pandeminin ne olduğunun tam olarak ortaya konamamış olmasının ürettiği sonuçların derinliği, şu anda en büyük insanlık dramına giden yolu açmaktadır.
İlerleyen süreçte ideolojik boşluğun ne büyük bir felaket olabileceğini görmüş olacağız. Bu bağlamda sosyalizmin Batı'da yeniden siyasal arayışlar düzleminde gündeme gelmesi de ilginçtir.
Sosyalizm, kapitalizm ve liberalizmin makina siyaseti veya Pavlov psikolojisi ile çok ilintili durumu, insanı psiko-biyolojik bir makineye indirgemekdir.
İç zenginliğini, fikir ve sanat boyutlarını kaybetmiş insanın psiko-biyolojik bir makineye dönüşmesi olgusunu pandeminin de daha çok takviye etmesi ve insanı düşünsel, fikirsel ve daha bir çok boyutta fakirleştirmesi sorunu trajik boyutlara ulaşacaktır.
Bu bağlamda Trump'dan sonra sıranın hangi küresel etkin siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel ve sair liderde olacağı küresel öneme sahiptir. Her ne kadar ABD siyasal sistemi yedekli çalışsa da yedekleme siyasetinin tıkanması olasılığı da yüksektir.
Görüldüğü üzere Trump'ın pandemi ile birden süreçten düşmesi tehlikesinin belirmesi, ABD'nin yeni bir faza geçeceğinin işareti de olma potansiyeli taşıyor.
Eğer ABD şimdi yeni bir aşamaya geçecekse ABD'nin geçeceği yeni fazda düşük olasılıkla Trump'ın ve Biden'ın olmayacağını söylemek mümkün. Çünkü virüsün ABD’nin yönetsel ve üst siyasal organlarındaki yayılma hızı, ABD için yeni bir siyasal, ekonomik ve uluslararası ilişkiler düzenine geçişi zorunlu kılacak gibi görünmektedir.  
ABD bayrağındaki yıldızlar kızıllaşırsa, ideolojik boşluğu yeni sürüm bir sosyalizm mi dolduracaktır? Bu soru önemli olabilir.