Emel Abdulaziz Hezzani
Suudi yazar
TT

Yolsuzluğun önünün alınması

Merhum Kral Abdullah bin Abdulaziz, 2011 yılının Şubat ayının sonunda tedavi için gittiği yurtdışından döndüğü zaman ülkeye gelişinin sevinciyle vatandaşlarına 134 milyar Suudi riyali tutarında hibe ve kredi gibi maddi anlamda cömert bir hediye sunmuştu. O ay bir varil petrolün fiyatı 124 dolardı. Petrol gelirlerinde büyük bir patlama oldu ve 2008'de ‘mortgage krizi’ olarak da bilinen mali kriz yılında bir varil petrolün fiyatı 166 doları aşarak zirveyi gördü.
Bununla birlikte söz konusu hediye tutarı, Suudi Arabistan Para Ajansı’nın nakit rezervinden alınmıştı.
O zamanlar yine bu gazetede bu durumu kısmen eleştiren bir yazı kaleme almıştım. Bu yazımda şunları söylemiştim:
“Kral Abdullah'ın eliyle sunulan milyarlar ve yolsuzluk yapanlar ile bürokrasiden korkan insanlar. Suudi Arabistan'da iktidarı tekeline alan bir diktatör ve ülkede bastırılan herhangi bir muhalefet yok. Güvenlik servisi bir baskı aracı değil. İnsanların korktuğu tek bir şey var: Ülkenin imkanlarının ve zenginliğinin büyük bir kısmının hak etmeyenlerin eline geçmesi. Suudi Arabistan'ın bunun karşılığında bağımsız bir yolsuzlukla mücadele birimi kurması gerekiyor. Muhtemel bir mukavemete direnebilecek bir kişi bunu yapmalıdır. Herhangi bir zayıflık göstermeden ve tereddüt etmeden sistemin vicdanı olmalıdır.”
Bu yazı, görünür bir krizin olduğu bir dönemde yazılmadı. Ardından Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu kuruldu. Ancak bu kurum merhum Kral Abdullah'ın istediği gibi etkisini göstermedi. Çünkü yolsuzluk tsunamisi çok daha güçlüydü. Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın geçen hafta bahsettiği ‘yolsuzluğun boyutu’ meselesi, önemsiz bir mesele değildir. Zira 20 milyondan fazla vatandaşın önünde, on milyarlarca riyal tutarında varlığın yanı sıra 247 milyar riyalin on yıllar içerisinde yağmalandığı gibi acı bir gerçeği söylemek zordur.
Geri alınan para, neredeyse Kuzey Afrika ülkelerinin toplam bütçesine denktir. Bu, Suudi Arabistan ekonomisinin temellerini vuran, istihdamı ve fon tahsis edilen ancak uygulanmayan projeleri olumsuz yönde etkileyen bir depremdir. Suudi hükümeti için ciddi bir tehdit unsuru olan tuhaf ironi ise ekonomik, siyasi ve sosyal reform planlarının hükümet masasına konulmaya başlandığı 2016 yılında petrol fiyatlarının düşmesi ve bir varil petrolün fiyatının yılın başında 36 dolara gerilemesidir. Yolsuzluk şüpheleriyle çevrili muğlak bir ekonomik durumda başarıyı hedefleyen bir vizyonun gerçekleştirilmesi nasıl mümkün olabilirdi ki? Kelimenin tam anlamıyla zorlu bir aşamaydı. Sanki bir gece yarısı treninde arzular ve umutlar tek başına gelmiş gibiydi…
Yolsuzlukla ilgili sorun sadece kaynakların ve servetin azalmasıyla ilgili değildir. Aynı zamanda genele yayılan kurumsal bir kültürün oluşması ve en kötü durum olarak devletin onuru sayılan adalet sisteminin bundan etkilenmesi de ciddi tehlikelerdir. Veliaht Prens son konuşmasında, son dört yıl içinde barınma, ev sahipliği yüzdesini artırma, teknolojik ilerleme ve kadın dosyası gibi büyük adımlar atıldığını söyledi. Fakat bence ister mali ister idari olsun yolsuzlukla mücadele dosyası, devletin yapısını koruyan ve peşi sıra gelen şoklara rağmen ayağa kalkmasını sağlayan temel meseledir. Veliaht Prens yolsuzluk sebebiyle heba olan para ve mallardan geri alınan kısmın petrol dışı gelirin yüzde 20'sini oluşturduğunu ve böylece çalışanların maaşlarının korunabildiğini ifade etti. Bu sözü daha az diplomatik bir şekilde okuyarak yolsuzlukla ciddi biçimde mücadele edilmemiş olsaydı kamu sektörünü etkileyecek bir ekonomik krizin eşiğinde bulunacağımızı söyleyebiliriz.
Petrol ve gaz bakımından zengin bir ülke ekonomik olarak çökebilir mi? Cevap: Evet. Nitekim örnekleri çoktur. Kaynakları olmayan ülkelerden daha fakir olan İran, Irak, Nijerya ve Venezuela bunun örneğidir. Krallığın yolsuzlukla mücadeledeki kararlılığı, sonuçları oldukça acı olacak bir durumdan onu kurtardı.  Yolsuzluk yapan yalnızca hırsız, hain ve sahtekâr değildir. Aynı zamanda her ne kadar pusulasını yitirse ve kendini vatanına önceleyecek kadar vatan sevgisinden yoksun kalsa da bir vatandaştır.