Hüseyin Şubukşi
TT

Mossad bir efsane değildir, ancak İran gibi kırılgan rejimlere nüfuz edebilir

İranlı nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade Mahabadi'nin öldürülmesiyle ilgili eleştiri okları güçlü bir şekilde İsrail'e ve özellikle de Mossad olarak bilinen istihbarat aygıtına yöneliyor. Görünüşe göre suikast, İsrail'in rakiplerinden ve düşmanlarından kurtulmak için on yıllardır benimsediği aynı "cerrahi" yöntemle gerçekleştirildi. Çünkü hedef ülkeye karşı kapsamlı bir askeri operasyon başlatmak yerine, maliyette daha önemli ve daha yüksek getiri elde etme seçeneğinin tercih edildiği görülüyor. Ayrıca İsrail, her zamanki gibi, bu son suikastın sorumluluğunu üstlenmedi veya kabul etmedi.
İsrail daha sonra, en azından çeyrek asırlık bir süre sonra, bu operasyonun ayrıntılarını (ve tabii ki diğer şeyleri) açıklayacak. İsrail yakın zamanda Ronen Bergman'ın yazdığı "Kalk ve Önce Öldür" adlı çok tartışma yaratan kitabı yayınlayarak bunu yapmıştı. Söz konusu kitap Mossad'ın “kahramanlıklarını ve etkileyici eylemlerini” gösteren bir kitaptır. Ancak kimse kitapta anlatılanların gerçekliğini ispatlayamaz. Bahse konu kitap, Mossad’ı tanıtmak ve propagandasını yapmak, örgütü geçmişte sürekli olarak CIA, KGB veya İngiliz istihbaratı (MI6) ile aynı pozisyonda konumlandırmak amacıyla hazırlanan birçok kitaptan veya çeşitli televizyon belgesellerinden biridir.
Eğer iddialar doğruysa bu son operasyon, Mossad'ın İran güvenlik sistemine ne ölçüde sızdığını gösteriyor. Kim bilir İran rejiminin nükleer programının kilit isimlerinden birine karşı güpegündüz bir operasyon gerçekleştirmek için İsrail tarafından İran güvenlik sisteminin içerisine ne kadar ajan dahil edildi.
İsrail, Filistin direnişinin lider kadrosundan birçok isme Lübnan'da, Filistin'de, Tunus'ta ve Avrupa'da suikastler düzenlemeyi başardı. Ayrıca Mısır, Irak, Suriye ve diğer ülkelerden birçok Arap akademisyene de suikastler düzenlemeyi başardı ve bu suikastlerdeki sır perdeleri aralanamadı. Sonuç olarak, İsrail'in bu tür işler için metodolojisi, "benzer" olmaktadır.
Kendini tanımladığı şekliyle “İsrail Yahudi Devleti” kuruluşundan bu yana, kendisini stereotip, sabit ve yinelenen bir anlayışla desteklemektedir. İsrail Calut’un güçlü ve büyük ordusuna karşı Talut’un safında yer alan Davud Peygamberin zayıf ve güçsüz ordusunun kazandığı zaferi anlatan Tevrat rivayeti üzerinden kendisinin her yönden düşmanlarla çevrili küçük, zayıf ve savunmasız bir ülke olmasına rağmen "zafer kazanma kabiliyetine" sahip olduğunu anlatmaktadır. Ancak bu benzetme, 1967 Savaşı’ndan sonra meydana gelen yayılmacı işgalden sonra artık ikna edici değil. Uluslararası toplum iki BM kararıyla İsrail'in bu savaşta işgal ettiği topraklardan çekilmesini talep etti.
Öte yandan Mossad'ın itibarının en önemli bileşeni, Alman Nazizm'in dünya çapındaki sembol isimlerini avlamaya adamış özel ekibin başarısıdır. Bu ekip, kaçtı, gizlendi ve özelliklerini değiştirdikten sonra hızlı ve önemli olumlu sonuçlar aldı.
Mossad, Mısır ordusunun Süveyş Kanalı ve Sina'nın bazı kısımlarını geri kazanmak amacıyla, şaşırtıcı bir şekilde, 1973 yılının ekim ayında başlattığı savaş hakkında önceden bilgi alamamak gibi küçük düşürücü başarısızlıklara da sahip. Bu savaşta İsrail ordusunun yaşamış olduğu sarsıcı hezimet Mossad efsanesini alaşağı etti. O sırada Askeri İstihbarat Tekilatının başındaki isim olan Tümgeneral Eli Zeira, İsrail'e karşı savaş hazırlıklarında bulunulduğunu önceden tahmin edememesi nedeniyle görevinden alındı. Bunun yanı sıra aynı kurumdaki diğer yetkililer hakkında soruşturma açıldı ve kovuşturma yürütüldü.
Bir de İsrail yararına casusluk yaptığı için tutuklanan, yargılanan ve hapse mahkum edilen Amerikan casusu Jonathan Pollard skandalı var. Bu olay Mossad'ın eksikliklerinin neden olduğu İsrail için utanç verici diplomatik bir skandaldı ve iki ülke arasında karmaşık bir dosya olarak kaldı. Pollard, yakın zaman önce ABD Başkanı Donald Trump'ın çıkarmış olduğu başkanlık kararnamesiyle serbest bırakıldı.
Mossad’ın, Hamas lideri Halid Meşal'e Ürdün topraklarında, başkent Amman'da başarısız bir suikast girişimi var. Bu olay, iki ülke arasındaki barış anlaşmasını iptal etmekle tehdit eden önceki Ürdün Kralı Hüseyin ile çok şiddetli bir diplomatik krizin yaşanmasına neden oldu.
Sonuç olarak: Mossad bir efsane değildir, ancak İran gibi kırılgan rejimlere nüfuz etmede etkilidir.