Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Kazimi’nin gerçek savaşı

Görünüşe göre İran’a bağlı Iraklı milisler ve Başbakan Mustafa el-Kazimi’nin temsil ettiği Irak ‘devleti’ arasındaki ‘ertelenen’ çatışmanın gerçekten başlamamış olsa da vakti geldi.
Kays el-Hazali liderliğindeki Asaib-i Ehlil Hak, Haşdi Şabi’nin yakın zamanda üzerinden elini çekip tutukladığı Hamid el-Cezayiri liderliğindeki Seraya el-Horasani ve tabii ki ‘el-Hal (Dayı)’ Ebu Fedek el- Muhammedvayi önderliğindeki İran’a en yakın kol olan Irak Hizbullahı yolsuzluktan vazgeçmedi. Irak'ta faaliyet gösteren bu İranlı milisler, aynı şekilde Yeşil Bölge'deki yabancı elçilikleri İran yapımı füzelerle hedef alıp, kadın- erkek ayrımı yapmadan aktivist ve gazetecilere suikast gerçekleştirerek Irak devletinin itibarına leke sürmeyi de bırakmadı. Tabi gerçekleştirdikleri onlarca kaçırma, darp vakaları ve tehditlerinden bahsetmiyorum bile.
Bu, Başbakan Kazimi’nin devlete itibarını kazandırma, güvenlik ve barışı sağlama ayrıca ülkenin komşularıyla ilişkilerini ‘normalleştirme’ sözü verdiği Irak hükümetine büyük bir meydan okumadır.
Gerçek şu ki doğuda İran, kuzeyde Türkiye ve onlardan çok da uzak olmayan batıdaki Suriye, Irak’ın ‘kötü komşularıdır.’
İran, Irak devletini işgal eden aynı zamanda liderlerinin cepleri ve tabii ki Devrim Muhafızları ile Lübnan Hizbullahı yararına kamu parasından milyarlarca dolar çalan mezhepçi çetelerin destekleyicisidir. Irak petrolünü, bizden uzak bir şekilde denizde İran, Hizbullah ve Haşdi Şabi lehine düşük fiyata satmanın hikâyesi nedir? Bu provokatif operasyonların ayrıntıları Iraklı merhum kahraman gazeteci Hişam el-Haşimi tarafından ortaya çıkarıldı. Bu çeteler, bu ve başka nedenlerden ötürü Haşimi’yi ailesi ve komşularının gözleri önünde evinin kapısında öldürdü. Bugün, ABD büyükelçiliğinin füzelerle - şimdilik kaç tane olduğunu bilmiyoruz- hedef alındığı olaydan sonra iki ay önce Iraklı yedi sivil komşusu öldürüldü. Kazimi ve hükümeti tehlikeye girdi. Ardından Irak güvenlik güçleri faillerden bazılarını sorgulamak için hızlıca harekete geçti. Bu durum, Asaib-i Ehlil Hak milislerini kızdırdı. Bunun üzerine Kazimi’yi tehdit eden bir video kaydı yayınladılar.
Güvenlik subaylarından özel bir birliğin Bağdat’ta güvenliği ele almak üzere görevlendirilmesinin ardından Haşdi Şabi’nin bağrından Irak Hizbullahı tarafından Kazimi’yi hedef alan yeni ve açık bir tehdit daha ortaya çıktı. İran-Irak milislerinin güvenlik komitesi yetkilisi ‘Ebu Ali el-Askeri’ tarafından yapılan tehdit konuşmasında Kazimi hain olarak nitelendirildi.
Irak Silahlı Kuvvetleri Başkomutan Sözcüsü, hükümet güçleri bünyesinde doğrudan Mustafa Kazimi'den emir alan bir milyon 800 bin askeri personel olduğunu vurguladı. Iraklı özel kaynakları, Al-Arabiya'ya, milislerin son eylemlerinin ardından Irak hükümetinin sabrının sona erdiğini ve çatışmaya girilmesi durumunda ilk kaybedenin İran olacağını bildirdi. Irak Parlamentosu Güvenlik ve Savunma Komitesi Başkanı Muhammed Rıza Haydar, Al-Arabiya’ya yaptığı açıklamada, milislerin suikast, kamusal alanlara saldırı, halka hatta trafik polislerine saygısızlık gibi ihlallerinin provokatif bir hal aldığına dikkat çekti.
Mukteda es-Sadr, Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımda “Sevgili Irak, ABD-İran çatışmasının kurbanı oldu” ifadelerini kullandı. Tabii ki Sadr’ın tutumundaki kararlılığa güvenmek zor. Belki de bazılarının düşündüğü gibi bu tür durumları ‘temsil etmekle’ sorumludur.
Şimdi Irak'ta bir gerçek durumla karşı karşıyayız ve bu duruma çok geç kalındı…