Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Yeni yılda ‘Koronavirüs’ endişeleri

2020’nin gizlisiyle saklısıyla başta koronavirüs (Kovid-19) salgını olmak üzere çok sayıda çete ve riskle dolu olan, tehlikeli sokaklarından çıkmak üzereyiz. Sağlık problemi olan koronavirüsün yanısıra çirkinlikte diğerinden geri kalmayan hatta belki birbirinden beslenen yeni bir korona çeşidimiz var: ‘Siyasi ve medyatik koronavirüs!’
Velid Canbolat’ın ünlü sorusunu soralım: Bu sokaktan çıkacağız, fakat nereye gideceğiz?
Kapıyı çalan 2021 yılının, selefinden farkı ne olacak? Bize geçtiğimiz yılın hasadını üreten koşullar, sebepler ve en önemlisi çıkarlar varlığını sürdürüyor. Durum değişmedi. O halde neden yeni yıldan farklı bir şeyler bekliyoruz? Özellikle de belirli bir süresi olmayan, ne zaman sonlandırılacağı ön görülemeyen karantina, izolasyon ve sosyal mesafe kültürünü kastediyorum. Suudi şair Prens Halid el-Faysal’ın dediği gibi:
“Tüm söylediklerim artık önemsiz yeni bir bilim doğdu!”
Bir örnek verelim: İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock, mutasyona uğrayan koronavirüs türü nedeniyle başkent Londra’yı da kapsayacak ve aylar sürecek daha sıkı bir izolasyon konusunda uyardı. Hükümetin görevinin ‘kontrolden çıkmış’ yeni virüsle yüzleşmek için harekete geçmek olduğunu ifade etti.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, kısıtlamaları hafifletme niyetinden vaz geçerek dördüncü ve daha ağır bir kısıtlamanın uygulanacağını duyurdu.
Birisi çıkıp bunun geçici bir durum olduğunu ve özellikle Amerikalı, Çinli, Rus, İngiliz vb. aşılarla hızla ortadan kalkacağını söyleyebilir. Ancak Acil Durum Programı Direktörü Michael Ryan, Dünya Sağlık Örgütü adına yaptığı uyarıda, Kovid-19’un ciddiyetine rağmen ısrarla daha kötüsüne hazırlanılması konusunda uyarıda bulundu. 
Ryan, bize geçtiğimiz yıl yaşananların ‘uyarı çağrısından’ başka bir şey olmadığını ‘müjdeledi.’
Bu karanlık dağılmazsa daha da artacak: 1976 yılında Ebola virüsünü keşfeden Jean-Jacques Muyembe Tamphum, CNN’e yaptığı açıklamada, insanlığın virüslerle karşı karşıya olduğunu ve gelecekteki salgın hastalıkların şimdiye kadar bildiğimiz salgınlardan daha yıkıcı olmasının muhtemel olduğuna dikkat çekti. Peki ya sonra?
Evet,  bu karamsar görüşlerle çelişen fikirleri olan doktor, akademisyen, politikacı ve aydınlar var. Tıpkı bu kasvetli görüşleri dile getiren doktorlar, bilim insanları, politikacılar ve düşünürler olduğu gibi. Fakat daha da önemlisi koronavirüs meselesi hakkında dünya çapındaki bu bölünmedir. Göremediğiniz bu derin bölünme liberal medyanın ‘çoğunluğuna’ yansıyor. Burada oldukça önemli bir soru var: İnsanların hayatı sonsuza kadar mı değişti? Bu değişim sorunsuz, sessiz mi gerçekleşecek yoksa endüstriyel medyanın panik davulları altında mı? Koronavirüs izolasyonlarının, şirket ve kurumların, insanlara ihtiyaç duymadan uzaktan veya yazılım aracılığıyla çalışabileceklerini keşfetmelerini sağladığına işaret edenlere küçük bir sorum daha var: Küresel güvenlik, kurumsal dâhiler ve koronavirüsün ‘faydaları’ teorisyenlerinin keşifleri nedeniyle, milyonlarca yeni işsizin faturasını ödeyebilecek mi?
Soruyoruz çünkü ne olacağını bilmiyoruz ve ondan korkuyoruz…