Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

Devlet başkandan daha büyük

Başkanlık süresi sona eren Donald Trump’ı destekleyen siyasetçiler, kendilerini iki seçeneğin arasında buldu; ya hükümeti kaybetmek ya da devleti kaybetmek. Çoğunluğu kurum bireyden daha üstün olduğu için devletin yanında yer aldı.
Kongre'yi basmak ve üyelerini tehdit etmek istisna olmak kaydıyla seçim sonuçlarına ve Başkan Joe Biden'e itiraz da dahil olmak üzere Washington'da dün yaşananlar meşruydu.
Sistemiyle övünen ve ahlakıyla diğer milletlere ders veren ABD’nin imajı sarsıldı. Ancak ABD’nin yıkılışı, iç savaş ve siyasi rejimin başarısızlığı hakkında söylenenler oradaki gerçeklerle hiçbir şekilde bağdaşmıyor. ABD bir kurumlar ülkesidir ve köklü bir sisteme sahiptir. Başkan Trump’ın yaptığı şey ve milyonlarca insanın sistemi sorgulaması, en nihayetinde üstün gelen devlet kurumları için bir sınamaydı.
Hükümet için rekabet etmek ile siyasi rejim ile çatışmak arasında dağlar kadar fark var. Devlet, hükümetten ve partilerden daha üstündür. Çeşitli kurumları, başkanlığı, yasamayı, yargıyı, bürokratik hükümeti, federal hükümetleri ve bunların sivil ve askeri faaliyetlerini ve kuruluşlarını temsil eder. Trump’ın komplo teorisindeki ana şüpheli olan derin devlet, ABD’deki iki iktidar partisi gibi gerek askeri gerek güvenlik gerek ekonomik gerekse siyasi olsun, yönetimin güçlü organlarıdır. Komplo teorilerinin saçmalıklarını bir tarafa bırakırsak bu kurumların hükümeti veya başkanı değil de devleti koruyacak olması ve Trump'ın ya da başka herhangi birinin düzeni yıkmasına ya da temellerini sarsmasına müsaade etmeyecek olması gayet doğal. Burada komplo yok. Trump kendisine saldıran rejim sayesinde başkanlığı kazandı ve hayatında siyaset alanında çalışmamasına rağmen adaylığını koymasına, kazanmasına ve yönetmesine izin verdi. Trump’ı Beyaz Saray’a sokan aynı rejim bugün kanunlarla onu oradan çıkaran rejimin ta kendisidir. Seçimlerin şaibeli olduğu ve koltuğunun çalındığı ile ilgili sözlerinin aslı astarı yok. ABD sistemi, liderlerini oluşturduğu ve belirli sonuçlar doğuran karmaşık bir yasama sistemi içinde bağışlar, baskıcı güçler ve medya aracılığıyla nüfuzlu insanların bunu yapmasına izin verdiği için pek de masum sayılmaz. ABD’nin içerisinde her zaman bu sisteme karşı gelen ve buna isyan eden gruplar var. Bu gruplar 1960’larda sisteme karşı ayaklanmış ve sivil haklar hareketinde son iki günde gördüğümüzden daha büyük bir devrim gerçekleştirip daha büyük bir alana yayılmışlardı. Ancak ABD sistemi onların hepsinden daha büyük ve öfkeli olanları kavrayıp aralarına dahil etme gücü var. Bu yüzden Afro-Amerikan kökenli Barack Obama’yı ve Hint-Jamaika kökenli Kamala Harris’i gördük.
ABD’liler için devletin kendisi ve güvenliği, Trump ve destekçilerinin itirazlarından daha önemli. Otorite, kendisini korumak için güce ve sistemine karşı bir tehdit oluşturuyorsa başkanı görevden alma seçeneklerine başvuruyor. Cumhuriyetçilerin çoğunluğu, yönetim sistemini tehdit ettiğini ve halkı bölünmeye götürdüğünü düşündükleri için dün Kongre Binası’nda başkanlarının karşısında durdular. Başlangıçta seçim sonuçlarının güvenilirliğine ilişkin şikayet ve şüphelerinde onu desteklediler. Tüm yasal yollara başvurmasını sağladılar. Böylece Trump federal mahkemelerde 50 dava açtı ancak az bir oy farkı ile biri dışında hepsini kaybetti. Yargıçlarının çoğunun Trump’ın karargahından olduğu Yüksek Mahkeme’ye gitti ve reddedildi. Dostları ve Cumhuriyetçi Parti liderleri de itirazlarını reddettiler. İlgili eyaletlerin Cumhuriyetçi valileri de iddialarının doğru olmadığını söylediler. Tüm bu kişilerin birden ona komplo kurması hiç de mantıklı değil! Aradaki fark, onların yönetim kurumunun çocukları olması onun ise sonradan aralarına katılması. Bununla birlikte Trump büyük popülaritesiyle onları geride bırakıyor. Komplo ve dolandırıcılık ile ilgili söyledikleri kuruntu olsa da gerçek olduklarına sahiden inanıyor olabilir. Ancak bu rakiplerinin, savaşları ve seçimleri ondan daha iyi yönetmeyi bilen tilkiler olduğu gerçeğini de değiştirmiyor. Rakiplerinin salgın döneminden istifade ederek kendi çıkarlarına olacak şekilde posta yoluyla oy kullanma sürecini kolaylaştırması da bunun delili. Zira bu, Trump’ın erkenden rakiplerinin kullanmasını engelleyecek şekilde nasıl kısıtlayıp başa çıkacağını bilmediği bir sistemdi.
ABD sistemi, büyük bir endüstriyel makineye, zengin bir ekonomik pazara, yenilikçi üniversitelere ve araştırma merkezlerine ve canlı bir ulusa sahip olduğu sürece üstün bir güç olarak kalmaya devam edecektir. Son olan şey utanç verici ve sıkıntılı bir bölüm. Ancak bunu aşacaklardır.