Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

Çin’in İran’la yaptığı gizli anlaşma

Çin ile İran arasındaki 25 yıllık anlaşma İkinci Dünya Savaşı sonrası bölgede kurulan düzeni değiştirebilir.
Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana petrolün artan öneminden ve aynı zamanda sivil ve askeri konumundan dolayı İran ve hinterlandı büyük güçlerin yarıştığı bir arena haline geldi.
İkinci Dünya Savaşı’nda Sovyetler Birliği, Nazi Almanyası’nın İran’a ve petrol bölgelerine ulaşmasını engellemek amacıyla aynı cephede savaşmak için İngiltere ve ABD ile anlaşma yaptı.
Üç ülkenin liderleri; Stalin, Roosevelt ve Churchill savaş sırasında Tahran’da toplandılar. Hitler’in yenilgisinin ardından Sovyetler Birliği İran’da kalmayı kararlaştırdı ve petrol anlaşması imzaladılar ancak Washington ve Londra geç de olsa Sovyetler’i çıkarmayı ve anlaşmayı feshetmeyi başardı.
On yıl sonra İngiltere ve ABD Musaddık’ın seçim yoluyla İran Hükümetinin başına geçmesinde sol cenahın ve Sovyetler’in parmağı olduğunu anladılar. Ardından Musaddık’a darbe düzenlendi ve Şah’ın yetkileri korundu. Şah Rıza Pehlevi’nin devrilmesinden on gün sonra Aralık 1979’da Sovyetler Birliği’nin İran’a sınır olan Afganistan’ı işgal etmesiyle ABD Sovyetler’in niyetinden bir kez daha şüphelendi ve vakit kaybetmeden Afganistan’ı desteklemek suretiyle Sovyetlerin karşısına çıktılar. Bunun sebebi sıcak su ve petrol hayali kuran Çarların İran’a geçme niyetleri olduğunu düşünmeleriydi.
Bu, Çinlilerin Kuşak-Yol Projesi adıyla ekonomik yardım stratejisine dayanarak Ortadoğu’da özellikle Batı Asya ve Doğu Afrika’da genişleme iştahını ilk defa gösterişidir.
İran’la yapılan bu anlaşma sürpriz olmadı. Nitekim görüşmeler 2016 yılında başlamış, geçen seneyse görüşmeler devam etmişti ancak imzanın şimdi atılması ve anlaşmanın detaylarında ekonomik yardımlaşmadan fazlasının bulunması ABD yönetiminin Çin ve İran’la izlediği sükunet politikası çerçevesinde birçok soruyu gündeme getirdi.
ABD medyasında 18 sayfalık gizli bir dosyanın yayınlanmasının ardından, bildirildiği üzere silah üretiminden çöp toplamaya kadar birçok çalışma alanını kapsayan derin bir ittifakla karşı karşıya olduğumuz anlaşıldı. Anlaşmanın İran için ne anlama geldiğinin, bölgeye ve uluslararası çatışmalara etkilerinin anlaşılması gerekiyor.
Bu anlaşmayla Çin İran’a hakim mi olacak? Batı’yla rekabet ateşi mi yakacak?
Büyük devletler arasında soğuk savaşa, müttefikleri arasında bugün olandan daha fazla çatışmalara mı sebep olacak?
Yoksa Çin, bölgede büyüyen İran hırsını mı dizginleyecek?
Kesin olan şu ki Çin Ejderhası sessizce bölgeye doğru sürünüyor.
Pakistan’ı büyük bir ABD müttefiki olmaktan Çin için daha büyük bir pazar ve ortağa dönüştürdü ve Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun öncü birlikleri ve askeri birlikleri Afrika’ya bakan deniz sınırlarını korumak için Cibuti’ye askeri bir üs kurmak amacıyla Aden Körfezi’ne ulaştı.
Bu da Pekin’in yakın gelecekte bölgedeki çıkarları için askeri güç kullanabileceği yani benzeri görülmemiş jeopolitik değişikliklerle karşı karşıya olduğumuzu gösterir.
İran, Çin ile yaptığı anlaşmayla, rejimini korumayı ve petrol ve doğalgaz satışında büyük bir pazar olacağını garantileyen yeni bir döneme giriyor.
Anlaşmaya göre, İran’ın Irak, Suriye, Lübnan, Gazze ve Yemen olmak üzere beş savaş cephesi yürütmesinden dolayı bölge devletlerinin askeri müdahalelerinden şikayetçi olduğu bu dönemde, İran rejiminin askeri ve güvenlik güçlerinin geliştirilmesi sözü veriliyor.
Anlaşmanın duyurulmasından önce ziyaret için Suudi Arabistan’ı tercih eden ve Al-Arabiya TV kanalına röportaj veren Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin hırsı gözlerden kaçmadı.
Wang Yi röportajında Körfez ülkeleri ve İran için yapılan Barış Girişimi’ni açıkladı.
Girişim beş öneri içeriyor ve öneriler arasında deniz yollarının korunması ve Körfez’deki silahlı saldırılarının engellenmesi de var. Bu açıklama Çin’in, İran’ın Irak Suriye ve Lübnan’daki saldırılarıyla ilgilenmediğini ima ediyor.
Belki de çatışmalara müdahaleyle ilgilenmemesi bunun Batılı muhalifleri üzerinde gerekli baskıları gerçekleştirmesine bağlı.
Anlaşmanın bölgedeki ve devletler arasındaki etkileri hakkında sorulacak daha çok sorular var.
Konuşulacaklar henüz bitmedi.