Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Kara süvarileri ve denizlerin prensleri: Esed, çok yönlü bir alimdi

Esed, Mekke ve Medine’de altı yıl daha geçirdi. İslam tarihine ek olarak Arapça, Kuran ve hadis okudu. Tüm bu çalışmaları onu, “Müslümanların noksanlığının yol açtığı tüm engellere rağmen İslam'ın manevi ve toplumsal bir fenomen ve tartışmasız insanlığın deneyimlediği en büyük itici güç” olduğu kanaatine ulaştırdı.
Esed o zamandan hayatının sonuna kadar dikkatini “İslam'ın yenilenmesi sorununa” odakladı. Ayrıca yoğun seyahatleri ve Arap Bedevileriyle olan ilişkileri sayesinde Arap dili ile ilgili akademik bilgisini geliştirdi. Bu onun, İbranice ve Aramice gibi kardeş Sami dilleri öğrenmesini kolaylaştırdı.
Esed, Doğu'daki Müslüman grupları ve kültürleri daha fazla incelemek için 1932'de Suudi Arabistan'dan Hindistan'a gitti. Burada Pakistan’ın ruhani mimarı, tanınmış filozof ve şair Muhammed İkbal ile tanıştı. İkbal, Esed’i, “gelecekteki İslam devletinin entelektüel temellerinin ortaya konmasında yardım etmesi” için ikna etti. Çağdaş Müslümanların karşılaştığı zorluklarla ilgili kapsamlı bir çalışma yayınlamasının ardından İkbal’in ve halkın takdirini kazandı. Ancak 1939'da İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle özgürlüğü kısıtlandı. 1938'de Avusturya'nın Almanya'ya ilhakından sonra Alman pasaportunu reddetti. Avusturya vatandaşlığını korumakta ısrar etti. İngilizler, savaşın patlak vermesinden sonra onu “düşman bir devletin tebaası” olarak hapsettiler. Esed, 1945 yılına kadar hapis kaldı. Hindistan'da tutuklu bulunan 3 bin Avrupalı ​​arasındaki tek Müslüman'dı.
Esed, 1947'de kurulmasının ardından Pakistan'a gitti. Burada, hükümet tarafından yeni devletin ideolojik temellerini formüle etmekle görevlendirildi. Ardından ‘Pakistan'ın diğer Müslüman ülkelerle ilişkilerini güçlendirmeye çalıştığı Ortadoğu Dairesi’ni yönetmek için’ Pakistan Dışişleri Bakanlığı'nda görev aldı. Bu kariyerini, Pakistan'ın Birleşmiş Milletler Daimî Temsilciliği’ne tayin edilerek taçlandırdı ve 1952'de otobiyografisi Mekke'ye Giden Yol'u yazmak üzere bu görevden istifa etti.
Esed, 1955 yılında kitabını tamamladıktan sonra New York'tan ayrılarak İspanya'ya yerleşti ve yazmayı asla bırakmadı. Seksen yaşına geldiğinde, -17 yıllık çabanın ardından- hayatı boyunca hayalini kurduğu eseri bitirdi. Tüm hayatının kendisi için bir eğitim dönemi olduğunu hissediyordu. Hayalini kurduğu şey Kuran'ı İngilizceye tercüme ve tefsir etmekti. Esed, 23 Şubat 1992'de İspanya'da son nefesini verinceye dek İslam'a hizmet etmeye devam etti. Onunla birlikte bir gazeteci, gezgin, sosyal eleştirmen, dilbilimci, düşünür, reformcu, diplomat, siyaset teorisyeni, çevirmen ve akademisyen vefat etti.