Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Trump'ın büyük savaşı

Eski ABD Başkanı Donald Trump, dijital ve sosyal medyanın ‘canavarları’ olan Facebook, Twitter ve Google’a karşı hukuki ve adli sahada önemli bir adım attı.
Trump yakın zamanda Facebook, Twitter ve Google’ın yanı sıra bunların CEO’larına karşı dava açacağını duyurarak bu şirketleri ‘yasadışı ve anayasaya aykırı sansürün’ arkasında olmakla suçladı.
Trump ayrıntılı bir açıklama yaparak şu ifadeleri kullandı:
“Bugün, Amerika Politika Enstitüsü ile birlikte baş temsilci olarak Facebook, Google ve Twitter gibi büyük teknoloji devlerinin yanı sıra CEO'ları Mark Zuckerberg, Sundar Pichai ve Jack Dorsey’e karşı büyük bir toplu dava açıyorum.”
Dijital uygulamalar üzerinde sosyal etkileşimi tekeline alan bu şirketlerin sadece eski ABD Başkanı Trump'ın şahsına karşı değil, aynı zamanda kendileri ile aynı fikirde olmayan ve ABD’nin içinde ve dışında Obama akımının görüş, değer ve standartlarına karşı olan herkese karşı açtığı açık savaşı hepimiz hatırlıyoruz. Bu henüz çözülmemiş küresel bir sorun.
Facebook, Trump'ın hesabını iki yıl süreyle askıya aldığını duyurmuştu. Facebook şirketi geçen yıl 7 Ocak’ta papalık emiri gibi bir üslup ile yaptığı açıklamada, Trump’ın, ‘kamuoyunun güvenliğini tehdit eden tehlikeler ortadan kalkmadıkça’ Facebook’a geri dönemeyeceğini ifade etmişti.
Facebook'un Küresel İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nick Clegg yaptığı paylaşımda “İki yılın sonunda uzmanlar, kamu güvenliğine yönelik tehdidin ortadan kalkıp kalkmadığını değerlendirecek. Şiddet vakaları, barışçıl toplanmaya yönelik kısıtlamalar ve sivil düzenin bozulmasına yönelik diğer belirtiler de dahil olmak üzere dış faktörleri değerlendireceğiz” ifadelerini kullanmıştı.
Bu noktada şunu hatırlamalıyız ki, Facebook'un isabetli görüşlerinden yararlanmak için görevlendirdiği uzmanlar ve bilginler arasında objektif, sağduyulu, keskin zekalı, yumuşak huylu, barışçıl, asil ve yüce Tevekkül Kerman gibi etkili şahsiyetler var (!)
O zamanlar Trump, Facebook hesabının iki yıllığına askıya alınmasını ‘seçmenlere karşı bir saygısızlık’ olarak değerlendirmişti. Bu da 70 milyondan fazla seçmene tekabül ediyordu. Muhtemelen Trump bu kişilerin arasına oy kullanmayan milyonlarca aileyi de dahil etmişti.
Bütün bu kişiler aptallar, tehlikeli varlıklar ve ezilmesi gereken bakteriler.
Aynı zamanda Trump teknoloji platformlarından men edilmesini ‘tam bir rezalet’ olarak nitelendirerek şirketlerin ‘siyasi olarak bir bedel ödeyeceklerini’ söyledi.
Mesele şu ki, sevin ya da sevmeyin, saygı duyun ya da duymayın bu savaş sadece Trump ile ilgili değil. Yarın sosyal medya cennetinden kovulanlara da sıra gelecek…
Öyleyse dünyayı kim yönetiyor?