Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Ne 99 ne de 100

Arap dünyasındaki çoğu seçim sonucunun önceden bilinmesine, elma veya hurma kasaları gibi ustalıkla hazırlanmış olmasına alışkınız. Bu nedenle insanlar kime ve ne derece şevkle oy verdiklerini bilmek için sonuçların açıklanmasını bekliyor.
Baskı uygulanmasının bir parçası ve teyidi haline gelen oy süreçleri veya sonuçları, vatandaşa seçimlerin mutlak iktidarın teşkil ettiği temel meselenin biçimsel bir vesilesi olduğu bilgisini veriyor. Karar verici ile seçim yapan arasında şu gizli anlaşmanın ortaya çıkması doğal: Bizdeki demokraside seçmek; lüks, bidat ve davaya ihanettir. Ne olduğunu biliyorsun. Bizi ve kendini de yorma.
Saddam Hüseyin döneminde Irak’taki kültür yüzde 99,99 oranına, zirveye çıktı. Zafer yüzde 100’e ulaştı. Bunun Irak halkına hakaret gibi görünmesi hiç önemli değil. Ondan önce ise Tümgeneral Abdülkerim Kasım kendisini ‘tek lider’ ilan etmişti. Libya'da liderin kardeşi, halka maaşının 500 dolar olduğunu, taraf tutan herkes ihanet ettiği için seçimlere gerek olmadığını söylemişti.
Irak'taki bu seçimlerde en büyük ve en önemli konu sayılardı. Seçimlere katılımın düşük olduğunu ilan eden devletti. Meydanlarda tek bir liderin fotoğrafı ya da timsali yükselmiyor, üstünde liderin sözleri olduğu için atmanın yasak olduğu kağıt gazetelerde yazmıyor. Resmi sözcü, seçim sürecinin ayrıntılarını inanılmaz bir tevazu ile sunuyor. Katılımda bulunmama ihanet değil bir kanaattir.
Irak’tan gelen mesaj şöyle: İnsanlar arasında derin bir uzlaşı başlatmak, onları patlayıcılar, savaşlar ve dipsiz hapishaneler olmadan tutumlarını ifade edebileceklerine alıştırmak... Mesaj, Iraklılara uygarlık ve kültür zamanlarından bildiklerini hatırlatmaktır. Yaşananlar, Irak siyasetindeki yeni adamın kişiliğine, üslubuna ve niyetine oldukça benziyor. Bu, Iraklıların Mustafa el-Kazımi'yi arabasını kendi sürerken gördüğü hazır bir sahne olabilir. Ancak bu öncelikle Iraklılara verilen şöyle bir mesajdır:
Güvenli, özgür ve güzel bir Irak için bir araya gelin. Gelin bu zenginlik, tarih, çeşitlilik ve medeniyetler ülkesini kibir ve küstahlığın esaretinden koparalım, çatışmaların, yıkımın ve yoksulluğun yolundan çekip alalım.
Iraklılar Kazımi'nin tecrübesini desteklemedikleri takdirde, bu girişim ülkenin umut zincirinde yalnız tek bir halka olarak kalacaktır. Iraklılar uzun zamandan beri ilk kez kendileri gibi olan bir siyasi yetkiliyle karşılaştılar. Ne tek başına bir lider, ne de iki oğlu ile çevriliyken hükümet balkonundan havaya ateş açan bir lider. Nitekim Arapların çoğu Kazımi'nin Irak'ı yeniden kazanmasını istiyor.