Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

İran’ın SİHA’ları Irak’ın başını hedef alıyor

Irak ve Iraklıların iyiliğini uman herkes seçimlerden sonra biraz temiz bir hava alsın. Kazanan kazandı kaybeden kaybetti. Kaybedenlerin çoğu İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) takipçileriydi.
Nuri el-Maliki çok sayıda sandalye kazanmayı başarmış olsa da İyad Allavi’nin yaptığı gibi Sadr ve diğerleri arasında ittifaklar kurarak rakibi Mukteda es-Sadr'ın zaferinin üstesinden gelmeye çalışıyor. Ancak Maliki’nin bu alışılmış hareketi, İran'a bağlı Irak Haşdi Şabi Örgütü'nün milislerinin siyasi kanadı olarak görülen Hadi el-Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu’nun berbat bir yenilgi aldığı gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Milis liderleri günlerdir Bağdat’taki korunaklı Yeşil Bölge’ye karşı tehditler savuruyor ve hareketleniyor. Hatta Asaib Ehlil Hak'ın lideri Kays el-Hazali Başbakan Mustafa el-Kazımi’yi alenen ismini vererek tehdit etti.
Şu ana kadar elde edilen bulgulara göre sayın Kazımi’nin evi kin ve nefretin bütün karanlığını taşıyan üç silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile bombalandı. Ancak Allah’ın Kazımi’ye, ailesine ve Irak’a merhamet etmesiyle, devlet mantığını öven ve devletsizlik mantığını reddeden Kazımi zarar görmeden kurtuldu ve kriz çukurundan çıkmayı başardı.
Devletin, herhangi bir devletin, yürütme organı başkanını ve silahlı kuvvetlerin başkomutanını hedef alan böyle bir suça tepkisi şöyle olmalı:
Irak Bakanlar Kurulu, Başbakan Mustafa el-Kazımi’ye yönelik suikast girişimini kınayarak “Bu suikast girişimi, güvenlik ve askeri güçlerin itidalliliğini ve yüksek profesyonelliğini zayıf gören suçlu silahlı gruplar tarafından devletin ciddi bir şekilde hedef alınmasıdır. Bu gruplar devlete ve sembollerine karşı suç işlemiş ve alenen başkomutanı tehdit etmiştir” şeklinde bir açıklama yaptı.
Ama devlet düşmanları ve devlet olmamasını destekleyenlerin tutumları şöyledir ve hastalıklı akılları da onlara şu şekilde rehberlik eder:
Asaib Ehlil Hak'ın lideri Kays el-Hazali yaptığı bir açıklamada “Başbakan'ın evinde meydana gelen patlamanın fotoğrafları incelendikten ve herhangi bir can kaybı olmadığı anlaşıldıktan sonra, patlamanın nedenlerini ve gerekçelerini teyit etmek için uzman ve güvenilir bir teknik komite aracılığıyla patlamanın doğrulanması gerektiğini vurguluyoruz” ifadelerini kullandı. Hazali, Kazımi’yi olayın düzmece olduğuyla ilgili suçlamak istiyor. Ancak Hazali açıklamasında tereddüt etti ve diğer meslektaşlarının cüretkarlığı ona yetti. Zira Ebu Ali el-Askeri lakaplı Ketaib Hizbullah (Hizbullah Tugayları) Sözcüsü, Kazımi'ye yönelik suikast girişimini dalgaya alarak “Mağdur rolünü oynamak artık modası geçmiş yöntemlerden biri” dedi.
Ancak olayın sebebi bilinip merak giderildiğinde ve menba tadılıp dere tatlı geldiğinde İran Dışişleri Bakanlığı başarısız girişimi “dış komplo” olarak nitelendirdi.
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani, olanları "yabancı düşünce kuruluşlarının" geride bıraktığı "yeni bir fitne" olarak değerlendirdi.
İran merkezli Mehr Haber Ajansı, olayı Irak'taki İran'la bağlantılı gruplara karşı bir "komplo" olarak nitelendirdi.
Lübnan Hizbullahı da aynı yöntemi kullanıyor. Milislerinin ve suikast timlerinin elinden olan her ölümde hemen dış güçler suçlanıyor. Bu kimi zaman İsrail, kimi zaman DEAŞ, kimi zaman El-Kaide kimi zaman Plüton gezegeni oluyor.
Kurban Kazımi Iraklılara hitaben kaydettiği konuşmasında “SİHA’lar vatanları inşa etmez” şeklinde konuştu.
"Irak'ı inşa etmek ancak devlet kurumlarına saygı göstermekle olur" dedi.