Muhammed Rumeyhi
Araştırmacı yazar, Kuveyt Üniversitesi'nde Sosyoloji profesörü...
TT

Kuveyt'te insanların diyalogu!

Kuveyt'te çeşitli davalarla suçlanan ve hüküm giyen, kimisi cezalar yürürlüğe girmeden ülkeyi terk eden, kimisinin de hakkındaki cezanın infaz edildiği bazı aktivistleri kapsayan affa dair Emirlik kararnamelerinin yayınlanmasının ardından herkes rahat bir nefes aldı. Kararnamelerin yayınlanmasıyla birlikte bazı yazarlar Kuveyt'te yeni bir dönemin, geçmişin sorunlarını geçmişte bırakıp, geleceğe bakan bir dönemin başladığından bahsetmeye başladılar. Yeniden faaliyet göstermeye başlayan divaniyelerde (oturma meclisleri) de bu konu hakkındaki konuşmalar çoğaldı. Bununla birlikte, önemli ve büyük bir soruyu yanıtlama çabası, bakış açılarındaki uzlaşmazlığı ortaya çıkarıyor. O soru da şu; gerçekten yeni bir döneme mi giriyoruz? Hem başkanı hem de bazı üyeleri hakkında sunulan çok sayıda gensoru nedeniyle hükümetin istifasının arka planı, gözlemciye, iyimserlerin hislerine rağmen “yeni bir dönemden” bahsetmenin zor olduğunu gösteriyor. Çünkü kısacası, - deyim yerindeyse - demokratik "oyunun kuralları" değişmedi ve bu kuralları değiştirmeden oyuncular becerikli, yarı becerikli hatta beceriksizlikle "hatalarını tekrarlamaya" devam edecekler!
Oyunun değiştirilmesi gereken kuralları üç seviyelidir; bazılarını değiştirmek zor ve değiştirilmesi için tarihi bir karar gerekiyor. Bazıları orta derecede kolay, bazıları da nispeten kolay. Oyunun değiştirilmesi gereken ilk kuralı belki de Ümmet Meclis'inin (seçilmiş meclis) üye sayısı olmalı. Meclisin üye sayısı 60 yıldan fazla bir süredir olduğu gibi, halen 50 kişi. Oysa bu süre içinde Kuveyt toplumunun sayısı katlanarak büyüdü. Birinci meclis üyelerinin seçimi için oy kullanma hakkına sahip olanların, bugün 21’inci yüzyılın üçüncü on yılında oy kullanma hakkına sahip olanların yüzde 3'ünden daha az olduğu tahmin ediliyor. Bu büyük seçmen kitlesini, sınırlı sayıda (sadece 50) üye ile nasıl eşleştirebilirsiniz? Bu, birinci ve belki de oyunun kurallarını değiştirmek açısından en önemli mesele, ancak ciddi bir şekilde tartışılmıyor ve mevcut koşullar altında da tartışılması mümkün değil. İkincisi ve değiştirilmesi nispeten mümkün kural, seçim kanunu. Yasama ve yürütme organlarındaki karar verici, kusuru gidermeye karar verirse bu kanun değiştirilebilir. Mevcut yasa Kuveyt'i beş seçim bölgesine ayırıyor. Her bölgeden 10 milletvekili seçiliyor ve seçmenin bir oyu var! Bu yasa kartları karıştırdı ve mecliste halkın çıkarlarının gerçekleşmesi için her koşulda uyumlu ve sağlam olabilecek dengeli bir siyasi grup oluşturmayı imkânsız hale getirdi. Seçim yasasını değiştirmeyi ciddi olarak düşünmeden her şey olduğu gibi kalacak, yani bireysel çıkarlar kamusal çıkarlardan önce gelmeye devam edecek. Her ne kadar bireysel çıkarlar alenen herkese iyilik sağlayacak kamusal çıkarlar olarak sunulsa bile! Bu nedenle, mecliste herhangi bir konuyla ilgili oluşmuş milletvekili gruplarının hızla çözüldüğüne tanık oluyoruz. Ciddi bir şekilde ele alınması gereken üçüncü kurala gelince, meclisin çalışmalarını düzenleyen tüzüklerde, özellikle de sadece bir üyenin herhangi bir bakan, hatta başbakan hakkında gensoru önergesi vermesine izin veren maddede saklı.
Bunlar oyunun kurallarında değiştirilmesi gereken üç ana konu. Umarız Kuveyt’te meclis çalışmaları düzenlenir ve tabiri caiz ise bireysel yarardan kamu yararını sağlamaya geçiş gerçekleşebilir, zira toplumun can attığı veya özellikle sessiz çoğunluğun arzuladığı şey budur.
Kamuoyu eğilimlerini olabildiğince doğru bir şekilde bilmek ve incelemek için çalışacak kurumların yokluğunda, Kuveyt'te kamuoyunun eğilimlerini tespit etmek neredeyse imkânsız. Bu tür kurumların neden olmadığı konusunda inandırıcı bir sebep bilmiyorum. Genel olarak halk kültürel nedenlerle bu tür kurumların sorularını yanıtlamaktan hoşlanmayabilir, ancak bu kurumlar olasılıklarla dolu olsa bile bize gerçek resme daha yakın bir tasavvur sunabilir. Modern sosyal medyanın, haber içeriğinin üretimine ve belki de çıkarları olan kişi veya gruplar tarafından uydurulmasına yoğun bir şekilde giriş yapması, Kuveyt'teki kamuoyu eğilimlerini okumayı zorlaştırdı. Bununla birlikte, genel olarak Kuveyt siyasi çalışmalarının sonuçları hakkında pek çok kişinin bir uzak durma veya ilgi duymaktan vazgeçme eğilimi içinde olduğu elle tutulur bir gerçek. Bu kişiler bazı meclis üyelerinin "biriktirdikleri mallar" hakkında "doğru ya da yanlış" yayılan haberlere içerliyorlar. Bu mesele tümüyle "ifşa olmuş bir sır"dı. Görev yapan çeşitli hükümetler, bu gerçeği veya “Meclis Dürüstlük Komitesi” ya da dünyanın tüm seçilmiş meclislerinde olduğu gibi başka bir ad taşıyan “dişli” bir komiteye sahip olmanın önemini hep görmezden geldiler. Bu fikir, önemine rağmen, Kuveyt demokratik pratiğinde doğru bir biçimde gün yüzü görmedi. Bu şeffaflığın yokluğunda, temeli genellikle “kamu parası” olan büyük servetler hakkında (doğru, nefret dolu veya zorbaca) konuşmalar çoğalıyor. Bu da siyasi sokaktaki gerilimi artırıyor.
2020 seçimlerinden bu yana son birkaç ayda Kuveyt zor bir siyasi evreden geçti. Bu evreyle birlikte, yeni meclisteki göreceli bir çoğunluğun tutumu nedeniyle yürütme kurumunun performansı ve dolayısıyla halkın çıkarları sekteye uğradı. Sorun, son olarak makalenin başında bahsettiğimiz affın etrafında dönen birtakım meselelerle ilgiliydi. Ancak, bazı milletvekillerinin hala tamamlamadıkları ajandaları var. Bu ise, ne sağlık ne de ekonomik ve idari açıdan kolay olmayan bir zamanda, bir bütün olarak toplumun genel çıkarlarını yeniden felç edecek yeni krizlere girişin habercisi. Pek çok kişi idari açıdan Kuveyt’in Körfez'deki komşularının gerisinde kaldığını düşünüyor. Bunlara bir de en önemli dosya, çevredeki değişkenler ekleniyor. Kuzeyde (Irak) istikrarsızlık, Yemen'de savaş, Suriye'de kargaşa, Lübnan'da büyük endişe var. Tüm bu ortam Kuveyt'in iç durumunu etkiliyor ve onu daha hassas hale getiriyor. Bazı Kuveytliler, "bu harici dosyalar" konusunda dahili dosyalardan daha fazla anlaşmazlık içindeler. Bu nedenle, sorunlar iç içe giriyor ve iletişim alanında düşmanlık kertesine varacak kadar yaşama imkânı buluyor.
Kuveyt, diğer yaşayan toplumlar gibi zamanla değişiyor ve bu değişiklik kabullenilmediği, kamu yönetimi eski günlerde denge olabilecek şahsileştirmeden çıkarılıp verimlilik yoluna sokulmadığı müddetçe, kalkınma alanlarında önemli fırsatlar kaçırılmaya devam edilecek. Hükümetin yasama kurumu içindeki veya dışındaki kişileri “memnun etme” kuralı, idari işlerin karmaşıklığını artırıyor. Yolsuzluğa karşı savaş, banka hesapları kabaranların peşine düşmek demek değil, çünkü yolsuzluk kavramının asıl anlamı; “çıkar elde etmek için gücün kullanılmasıdır”. Bazı milletvekillerinin yandaşlarının atanması için bakanların peşinde dolaşmaları, yolsuzluğa yol açmanın yanı sıra yetenekli ve liyakatli insanların önünü tıkıyor. Bu insanlar, etkili bir çözümü yokmuş gibi görünen gerçekliklerini gittikçe daha fazla reddediyorlar. Bazı insanlar da aşiretçi, mezhepçi, oportünist veya örgütsel olsun, daha fazla oy toplamak için bu şüphelere oynuyorlar!
Son söz; detayları kamuoyu tarafından bilinen net bir reform projesi yoksa, özel siyasi proje sahipleri tarafından sömürülen bir tür zayıflık kamuoyuna sızacaktır.