Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Fransızlar ve kahinler

Fransızlar, insanlık tarihinde birbirine taban tabana zıt olan iki özellikleri ile ünlüdür: Mantığa ve bilime en çok inanan insanlarken aynı zamanda astrolojiye, falcılığa ve ruhlarla konuşulacağına da inanırlar.
Bu inanç, yalnızca dünyanın en ünlü kahini olan Fransız Michel de Nostredame'ın (1503-1566) yaşadığı zaman diliminde değil, aynı zamanda Elysee Sarayı'nda kendisine önemli devlet işleri de dahil olmak üzere her konuda tavsiyelerde bulunacak özel bir kahin atayan sosyalist Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın döneminde de yaygındı.
Oxford Ünviersitesi’nde öğretim görevlisi olan Mauritius doğumlu Sudhir Hazareesingh, ‘Fransızlar Nasıl Düşünür?’ adlı kitabında bizleri Fransız tarihine doğru şaşırtıcı bir yolculuğa çıkarıyor. Kitabın ilgi çekici bölümlerinden bazıları, Mitterrand'ın ikinci döneminin sona ermek üzere olduğu sırada ve Ocak 1996'daki ölümünün hemen ardından gelen dönemde çağdaş ve modern Fransız tarihinin gerçek ve inanılması güç taraflarına odaklanıyor.
Fransızlar, Beşinci Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra Sosyalist Parti'den seçilen ilk cumhurbaşkanı olan Mitterrand'ın gizemli kişiliğinin esrarlı taraflarını keşfetmeye başlamışlardı. Keşfedilen şeylerden biri Mitterand’ın 1930'larda radikal milliyetçi solculara sempati duyduğu ve hayatının son 20 yılı boyunca hükümetin üzerinden ikinci ailesinin geçimini sağladığı oldu.
Aynı şekilde siyasi düşünür, solcu ve bu bakımdan rasyonalist felsefede seçkin bir geleneksel Fransız mirasına sahip olan Mitterrand'ın Elysee'de astrolog Elizabeth Teissier ile düzenli aralıklarla toplantılar yaptığının ortaya çıkması da oldukça şaşırtıcıydı.
Büyük bir üne kavuşan ve bloglarda burçlarla ilgili yazılar yazan Teissier, 1989 ve 1995 yılları arasında Mitterrand'ın sırlarının koruyucusu oldu. Anılarına göre, Teissier Mitterand'ın çok güçlü bir manyetik çekiciliğe sahip olduğunu, çalışmalarının "kara ay" hâlesinin altına düştüğünü ve "belirsiz ancak güçlü bir kozmik bağın" kaderini Beşinci Cumhuriyet'e bağladığını iddia ediyordu.
Cumhurbaşkanı, ailesi ve sağlığı ile ilişkili şahsi mevzularda Teissier'in verdiği tavsiyelere güveniyordu. Ancak aynı zamanda, en küçüğünden tutun en büyüğüne kadar devlet meselelerinin tamamında Teissier'e danışıyordu. Hatta bu öyle bir boyuta ulaşmıştı ki, Cumhurbaşkanı Körfez Savaşı sırasında Teissier'i bir günde defalarca kez aramıştı. Cumhurbaşkanı görüşmeleri sırasında kendisinden bakanlarının karakterlerini burçlarına göre sınıflandırmasını ve siyasi girişimi için en uygun zaman hakkında özel talimatlarını öğrenmek istemişti. Örneğin, modern Fransız tarihinde türünün ilk örneği sayılan bir durum yaşanarak, 1992’de Maastricht Antlaşması'na ilişkin referandumun yapılması için Eylül ayının seçilmesinde Teissier’in talimatları esas alınmıştı.
2001 yılında Teissier’e Sorbonne Üniversitesi’nden sosyoloji alanında doktora derecesi verildi. Bu da Fransız üniversite sistemi hakkında kafalarda soru işaretleri uyandırdı. Öte yandan bazıları, Mitterrand'ın burçlar dünyasına olan ani ilgisini, Avrupa'daki Soğuk Savaş düzeninin çöküşüne karşı beklenmedik bir tepki ya da sadece cumhurbaşkanında tuhaf eğilimlerin ortaya çıkması olarak yorumladı. Cumhurbaşkanı 1994 yılında yaptığı son konuşmasında yaşamının sonlarına yaklaşırken “ruhların gücüne inandığını” ve “onları bırakmayacağını” söyleyerek vatandaşları hayretler içerisinde bırakmıştı.
Selametle…