Maha Muhammed Şerif
TT

Çifte standartlar, istisnalar ve seçicilik

Görünen o ki dünya, daha değişken, karmaşık ve basit değişkenlere indirgenmesi zor hale gelen bir zamanda yorumun ötesine geçen açıklamalara, önceki tüm tarihsel dönemlerden daha fazla ihtiyaç duyuyor. Uzun vadeli etki ve sonuçları olan sınırlı eksenler siyasetinin sonuçları, siyasal sistemlerin dağılmasını ve aşınmasını hızlandıran ekonominin gidişatını engellemede kendini gösteriyor. Ayrıca Ukrayna krizi Avrupa'da ve genel olarak dünyada, özellikle de Batı ile Rusya arasındaki çatışmanın artmasıyla birlikte, yıkıcı bir savaşın patlak vermesine ilişkin korkuları artırıyor.
Savaştan çekilmenin zorlaştığı, diplomatik çözümün siyasiler tarafından bir kenara bırakıldığı, dünyanın çalkantılı ve şaşkın bir hale geldiği şu sıralar, sabitleri ve değişkenleri ile uluslararası durumun bütünlüğü konusunda değiliz. Dünyanın şu anda geldiği aşama, büyük çelişkilerin yol açtığı felaketlerin, boşlukların kullanımıyla doğrudan ilişkili olduğunu açıkça göstermektedir.
Avrupa-Rusya ekonomik ilişkileri, Avrupa petrolünün çoğunun Rusya'dan, buğday ve bitkisel yağın çoğunun Rusya ve Ukrayna'dan geldiğini ve sanayileşmenin tamamen Rusya'nın petrol, gaz ve maden ithalatına bağımlı olduğunu söylese de savaş, çağdaş tarihteki bu yıkıcılık doğrultusunda söz konusu ilişkilerin kesilmesini gerektiren çıkarları belirledi. Savaşı önlemek için çabalar devam etti. Fransa Cumhurbaşkanı ve Almanya Başbakanı, Rus Devlet Başkanı'na ateşkes çağrısında bulunmaktan vazgeçmediler, fakat başarısız oldular. Almanlar, kasvetli bir ortamda ateşkes çağrısı yapmak için Rusya Devlet Başkanı ile temasa geçmediler.
Savaş sonucunda dünya tüm dengelerini yitirdi mi?
Avrupa, Rusya'ya uygulanan sert yaptırımların yanı sıra ittifaklarını ve politikalarını yeniden düzenledikten sonra, Rus saldırısıyla karşı karşıya kalan Ukrayna ordusuna silah göndermeye başladı. Açıkça bölünmüş bir dünyayla karşı karşıyayız. Herhangi bir çıkış yolu düşüncesinin ekonomik bir temele yönelmesi gerekiyor. Ayrıca Birleşmiş Milletler kisvesi altında ABD’nin liderliğindeki uluslararası bir koalisyon, çatışan iki taraf arasında çözüm bulmak için Amerikan stratejik hedeflerinin belirsizliğinden uzak bir şekilde müdahalede bulunmalıdır. Halihazırdaki durumun bir felakete dönüşmesini önlemek için tedbirler alınmalıdır. Batıdaki bu depremin ağır ekonomik krizlerine rağmen, Rusya'yı durduracağı yönünde iddialar var.
Bütün bu eylemler, bu savaşta temsil edilen tarihsel çatışmayı açıklıyor ve gelişmişlik düzeyinin en zirveye çıktığı Batı ülkelerindeki gelişmiş ekonomilerle çelişiyor. Elbette burada, neler olup bittiğine ilişkin kapsamlı bir tartışma yürütmenin imkânı yok. Burada bizim için daha önemli olan, Ukrayna-Rusya meselesinin, savaş sorunundan daha büyük olduğunu gördüğümüz güncel gelişmelerin yeniden yapılandırdığı tarihsel çerçevedir. Tarih, açık ve net bir sonuç olan temel gerçeklerden -sebep ve olaylardan- yoksun değildir. Bunların başında Batı ile Sovyetler Birliği arasındaki kadim tarih, Soğuk Savaş ve ABD’nin Sovyetler Birliği'nin çöküşündeki rolü gelmektedir.
ABD başkalarının hatalarından ders almak istemiyor mu?
Bugün Batı'nın siyasi duruşu, Ukrayna krizi nedeniyle Rusya'ya öfke duymaktan ve yaptırımlar uygulamaktan ibarettir. Daha önemli olan ise dünyanın bölünmesi ve karşılıklı suçlamalardır. Çin, Rusya-Ukrayna savaşından kaçanların haklarını savunurken aynı anda Ortadoğu, Afrika ve Latin Amerika'daki ülkelerden gelen mültecilerin haklarını göz ardı ettiğini söylediği Batı’yı ‘çifte standart’ uygulamakla suçladı. Bazı şehirlerde olup bitenler gerekçe gösterilerek Ukrayna dosyası Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne taşındı. Bütün bu olaylar birbiriyle iç içedir ve üzerine söylenecek çok şey vardır. Tarih, Ukrayna krizinden daha az trajik olmayan hadiselerle doludur. Dünyada birçok katliam ve cinayet yaşanmaktadır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, ayrım gözetmeksizin tüm insan haklarının korunmasından sorumludur.
Aradığımız gerçekler tarihin büyük dönüşüm noktalarından biridir. Avrupa, Ukrayna krizi başta olmak üzere uluslararası mücadelede yerini aldı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Rusya'nın İnsan Hakları Konseyi üyeliğinin askıya alınmasını onaylarken; Rusya Federasyonu, 7 Nisan 2022 tarihinden itibaren Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi üyeliğini askıya alma kararı aldı. Batı'nın krize yaklaşımı medyada çifte standartlı bir propagandaya yol açıyor. Böylece geçmiş hatalar ve mevcut çelişkiler bu propagandanın arkasına gizleniyor.