Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Müslüman Kardeşliğin geri alınan baharı: Öfkenin ömrü ne kadar?

1983'te Mısırlı büyük liberal düşünür Fuad Zekeriya, Kuveyt merkezli el-Vatan gazetesinde merhum Mısır devlet başkanı Enver Sedat ‘yergisine’ adadığı ‘Öfke sonbaharı’ adlı bir kitap yayınlayan Mısırlı ünlü Nasırcı gazeteci Muhammed Hasaneyn Heykel’i eleştirdiği bir dizi makale yayınlamıştı. Zekeriya'nın makaleleri daha sonra harika bir başlıkla bir kitaba dönüştürüldü: ‘Öfkenin ömrü ne kadardır?’ Alt başlık ise şöyleydi: ‘Heykel ve Arap Aklının Krizi’
2010 yılında 80 yaşında vefat eden Zekeriya, verdiği bu harika karşılıkla, Nasır rejimine karşı Sedat rejimini savunmak niyetinde değildi, aksine ‘Heykel’in mitleri’ olarak tanımladığı şeyleri ifşa edip sonra da çürütmek niyetindeydi. Yazar, kendisini Mısır’da basın, kültür ve siyaset alanında Nasırcılar ile Sedatçılar arasındaki kutuplaşmanın dışında konumlandırıyordu ve Zekeriya'ya göre bu, birçok Mısırlı elitin ona karşı nasıl bir tavır takınması gerektiğini bilememesine neden oluyordu.
Ne var ki Fuad Zekeriya'nın Heykel ile savaşını hatırlamamızın nedeni, kitabının parlak başlığına başka bir alanda ve farklı bir zamanda meyve verdirmek ve çoğaltmak.
‘Kızgın’ İran halkının bugün veya yarın Humeyni rejimini devirmeyi başardığını ve bunun üzerinden on, yirmi veya otuz yıl geçtiğini hayal edin. Humeynizmin yaşanan sert ve doğrudan yönetimi sona erdikten sonra İranlıların kalbindeki ‘öfke’nin ömrü bitecek mi?
Başka bir deyişle; yeni bir nesil ortaya çıkacak ya da eski nesil Humeynizm ile tecrübesini unutup geçim derdine dalacak ve o zaman, görünüşte eski Humeynicilerden kesinlikle farklı olan yeni Humeyniciler ortaya çıkıp, halkı o dönemin iktidarına karşı devrimci sloganlarla seferber edecek ve mutlaka kendilerine uyacak birilerini bulacaklar mı? Cevap, evet, Humeyni döneminin acılarını ya yaşamamış ya da yaşamış ve balık hafızası nedeniyle unutmuş veya eski Humeynizme olan ideolojik tutkusundan dolayı kasten unutmuş gibi görünüp bu tutkusunu açıkça dillendirmeyenler (zira tutku insanı ifşa eder) eski Humeynicilerin halefleri olacaktır.
Müslüman Kardeşler yönetiminin ve Mısır, Tunus ve başka yerlerdeki baharının devrilmesinin üzerinden yalnızca 10 yıl geçtikten sonra, bugün tanık olduğumuz şey tam olarak bu. Bugün insanlardan o karanlık deneyimi unutmaları ve bir kez daha devrim yapmaları isteniyor. Sadece hatırlatma amacıyla, Husilerin o aşamanın sloganı ya da geçici bayrağı olan ‘ekonomik dozla mücadele’ şeklindeki ekonomi, geçim ve hizmet bahanesiyle başkent Sana'ya girdiğini ve cumhuriyeti yuttuğunu söyleyelim. Bugün Yemen'in ekonomik durumu, Husilerin o sırada iddia ettiği gibi, insanların geçimi uğruna yapılan saldırısının öncesine göre çok daha kötü.
Bugün, Müslüman Kardeşler'in fanatik solcular, yeni versiyon Obamacı liberaller ve onlarla birlikte siyasi fırsat avcıları gibi Arap Baharı'ndaki ideolojik müttefikleri, Mısır ve Tunus'taki ekonomik sıkıntıları bahane ederek, Müslüman Kardeşler baharı çarkını yeniden çevirmek için atlayıp zıplıyorlar. Peki, mümin aynı delikten iki veya daha fazla kez sokulur mu?
Yukarıda söylenenler, Mısır ve Tunus'un mevcut politikalarının ‘tümünü’ savunma değil, meselelerin ‘özü’ hakkında konuşmadır. Soru kısa ve öz: Öfkenin ömrü ne kadar? Peki ya farkındalığın ömrü ne kadar?