Maha Muhammed Şerif
TT

İnsanlığın teknik geleceği tehlikede mi?

Son haftalarda teknolojinin hızlı gelişimine karşı çıkan bir dizi eski Google çalışanlarından, Google’ın eski CEO'su Eric Schmidt, dünyanın birçok sektörünü etkisi altına alan yapay zekanın büyük ölçüde insanları öldürmek için kullanılabileceği uyarısında bulunduktan sonra geçtiğimiz günlerde yapay zekayla ilgilenen ABD Ulusal Güvenlik Komitesi'ne başkanlık etti.

Dev teknoloji şirketlerinin bu muazzam başarılarından ve her alandaki çağdaş önemlerinden, ekonominin, endüstrinin, uzay bilimlerinin, tıbbın, üstün uygulamaların ve hayatın çeşitli alanlarında internetin, (bilimin gelişiminin bir uzantısı olduğu akılda tutularak) teknolojinin birçok yönünün ilerlemesindeki rolü ve konumu üzerine ne söylenebilir? Muhakkak bunlar günlük yaşamda büyük öneme sahiptir. Zira dün imkânsız olan bugün mümkün ve gerçekçi hale geldi. Ancak bu gelişme, yalnızca kazanımlarıyla değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel ilişkileri düzeyinde insanlara getirdiği sorunlar ve meydan okumalarla da karakterize edilir. Teknolojinin hakimiyeti, doğadaki nesnelerde yaptığı değişikliklerle, işinde kendisine yardımcı olması için yaptığı bilgisayarlar, çeşitli endüstrilerdeki karmaşık makineler gibi araçlarla sınırlı değildir.

Teknoloji, daha karmaşık enerjilerin üretimini kapsar ve bu üretimin varsaydığı ve gerektirdiği bilimle sınırlı değildir. Daha ziyade, insan etkileşiminin tüm biçimlerini ve siyaseti kapsar. Bu sebeple insanlar şunu soruyorlar: Bu çağdaş teknik yansımalar insanlık durumu için bir tehdit haline geldi mi ve eksileri artılarına eşit mi?

Bunun da ötesinde; bugün dev teknoloji şirketlerinin sadece insanlar için ek bir ortam, bir kâr ve kontrol aracı, zenginlik ve bir şey elde etme, ekonomi için gereksinimler ve üretim çemberinin genişletilmesi olmadığını, aksine, kendi gelişimini ve hedeflerini taşıyan, kozmik boyutu olan bağımsız bir sistem olduğunu görüyoruz. Peki, teknoloji şirketleri ürünlerinin güvenliğini sağlamaktan sorumlu mu?

Şayet ‘evet’ dersek cevap ikna edici olmayacaktır. Zira dünyanın hazırlandığı ve bunun yansımalarını ve sonuçlarını araştırdığı devasa bir teknolojik devrim geliyor. Bu nedenle Beyaz Saray, üst düzey yönetim yetkilileri ve ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in huzurunda Google ve Alphabet ile görüşme çağrısı yapıyor. Reuters'in haberine göre ABD Başkanı Joe Biden, bu şirketlerin ürünlerini halka sunmadan önce güvenli olduğundan emin olmalarını bekliyor. Biden'ın talepleri, yapay zekâ teknolojisinin hızlı büyümesi ve tüketici mahremiyetini ihlal etme ve dezenformasyon yayma potansiyeline ilişkin artan endişelerin ardından geldi.

ABD Kongresi ise yapay zekâ teknolojisini, ABD internet hizmetlerini ve e-posta, Gmail, Google arama motoru, Fotoğraflar ve Haritalar gibi çeşitli uygulama ve hizmetleriyle tüm teknolojileri izleme eğiliminde. Yapay zekâ, dünyanın yaşam biçimini iyi ve kötü yönde değiştirmek için büyük bir potansiyele sahip olduğundan, tüm bu uygulamaların kullanımını kolaylaştıracak. Ancak uzmanlar, etki ve güce sahip olanların yakında olacaklara ne ölçüde hazır olduklarına pek güvenmiyor.

Bu krizi radikal bir dönüm noktası olarak değerlendiremeyiz. Olaylar, olumsuz etkilerini aşan birçok ihtiyaca cevap verebilir. Yeni ne kadar şüpheli ve heyecan verici olursa olsun, ahlaki değerlendirmelerden uzak, modern teknik bilime ve devasa gücüne hâkim irade konumunda kalır. Örneğin, ABD merkezli yatırım bankası Goldman Sachs tarafından yayınlanan rapor, yapay zekanın önümüzdeki dönemde 300 milyon tam zamanlı işin yerini alabileceğini ve ABD ile Avrupa'daki tüm işlerin dörtte birini gerçekleştirebileceğini söylüyor. Bir kişinin kendisine meydan okuyan bir gücün altına düştüğünü ve bu konuda başka seçeneği olmadığını ve önümüzdeki yıllarda korkuların ölçeğinin belirginleşeceğini belirtmekte fayda var.

Aynı algı, film endüstrisi ve bu araçları film endüstrisinde kullanacak yapay zekâ teknolojileri hakkında yayınlanan rapor doğrultusunda da geldi. Genel olarak çalışanları üzerindeki etkilerinin boyutu ve bir gün içinde tam filmler üretebilir hale gelmesi, bu teknolojilerin kısa sürede inanılmaz gelişimi ile gündeme gelen birçok soru ortaya çıkıyor. Peki amaçlar ve hedefler değişirse yapay zekâ korkutucu bir hale mi gelecek?

Buradan sonra insanlar ne kadar karmaşık olursa olsun zorluklarla karşı karşıya kalacaklar. Bu da bizi, bir görüşü çoğunluğun görüşüne dönüştüren zihinsel mekanizmaları giderek daha fazla ortadan kaldırmaya zorluyor. Bunu doğru bir yargı şeklinde sunarsanız, insanlar bu konuda yanlış fikirler üzerinde anlaşamazlar.

Genel olarak çalışanları üzerindeki etkilerinin sınırları ve bu teknolojilerin kısa sürede inanılmaz şekilde gelişmesiyle ortaya çıkan soruların çoğu ne ölçüde olabilir? Uyarılar tartışma, korku ve endişe konusu olursa, küresel ekonominin değeri 2030'a kadar nasıl 15,7 trilyon dolar artabilir?

Yapay zeka önce politika alanına sokulur, sonra önemi artar ve devrim niteliğinde bir teknoloji haline gelir. Uygulamaları, dış ve iç politikada bir meseleyi teşvik etmek ve iddiaların gücüne yeni bir bağlılık olması durumunda kamuoyu üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Politikacıların, seçmenlerinin ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda politikalar oluşturmalarına izin verir ve karar alma sürecini etkiler. Yapay zekâ kullanımlarının bu gelişiminin önünde daha fazla kısıtlama var mı? Yapay zekanın kullanımlarını kontrol etmek için dünyanın uluslararası standartlar haline gelen sistemler geliştirmesi gerekiyor mu?