“Sosyal Medya” devrimi bu çağın alametlerinden biri. Dünyayı kapladı ve insanların vaktini dolduran bir meşgale haline geldi. Herkese her alanda ve her konuda ifade hakkı tanıdı. O, devrim kelimesinin olumlu ve olumsuz tüm anlamlarını taşıyan bir "devrim". Kendisinden önceki konumları ve dengeleri değiştirdi, herkese yeni bir realite dayattı.
Herkesin herkes ile doğrudan iletişim kurmasını sağlayan sosyal medya, sözü kabul etmek ve hızla yaymak anlamına gelen Kur'an'ın güzel " dillerinizle birbirilerinize aktardınız" ifadesine benziyor. Sosyal medya bu şekilde her alanın uzmanlarının, bilirkişilerinin ve referanslarının olduğu ve o alana fikirleriyle, ilkeleriyle ve ifade biçimleriyle hükmettiği, yüzyıllardır insanlığa egemen olan eski denklemleri değiştirdi.
Sosyal medya araçlarında işin püf noktası ifade yöntemlerinde yatıyor. Bu araçlar, yaygınlaşmalarından sonra “geleneksel” olarak adlandırılan medya ile başa baş rekabet ediyorlar. “İletişim araçları” terimi, iyi bir terim çünkü haber, eğlence ve bilgi gibi bir kişiyi ilgilendiren her şeyi bir olay, hikaye, resim veya video klip biçiminde iletiyor. Asıl bahis konusu ise bunların yayınlanma ve yayılma hızıdır.
Sosyal medya araçları kendi başlarına herhangi bir biçimde veya türden felsefi veya fikri bir yönelim taşımadıkları için, diğerleri gibi bir araçtır. Ancak onlara sahip olan şirketler, yatırım yapan ve yöneten insanlar, çok geçmeden araçlarına yansıyan tutumlara sahipler. ABD'de ve genel olarak Batı'da siyasi, kültürel ve sosyal anlamda “sağ” ve “sol” arasındaki çatışmanın yoğunlaşmasının gölgesinde, bu araçların bazılarının taraflılığı da açık hale geldi.
Bu daha önce basında ve medyada da olmuştu, “sosyal medya” sahneye çıkmadan önce haber alanında sol görüşlü CNN ve sağ görüşlü Fox News gibi sağcı veya solcu diye tasnif edilen gazeteler ve uydu kanalları vardı. Bu durum diğer birçok alanda da geçerli.
Threads günümüzün en yeni sosyal ağ platformu ve Facebook ile Instagram’ın sahibi olan Meta şirketine bağlı ve şirketin sahibi de bu alanda parlak bir şahsiyet olan ve hikayesi Facebook ile başlayan Mark Zuckerberg. Facebook daha sonra "sosyal medya" olarak bilinen, insanlık sahnesindeki yeni bir şeyin güçlü ve aktif varlığının en iyi ifadesiydi. Başarılı olması, yaygınlaşması ve etkili hale gelmesiyle birlikte tabii ki kendisine rakipler çıktı ve bunların en ünlüsü de Twitter’dı.
Facebook kişisel ve sosyal haberlerin ve etkinliklerin paylaşıldığı bir platformdu ve milyonlarca insanın arasında yayılmasının ardından, insanlar doğaları gereği tartışmayı sevdikleri için aralarında daha iyi tartışabilecekleri bir platform arayışına girdiler. Twitter bu ihtiyaca bir cevaptı. Twitter, sahibine bağlı olarak politikalarında ve yönelimlerinde solcuydu. Eski ABD başkanı Donald Trump'ı Twitter’a rakip bir platform olan Truth’u kurmak zorunda bırakan da bu oldu. Ancak en önemli olay, Twitter'ın ABD’li milyarder Elon Musk tarafından satın alınmasıydı.
Amerikan liberal solu, Musk'ın Twitter'ın kontrolünü ele geçirmesinden sonra ayaklandı ve platform ve yeni sahibini şiddetle hedef almaya başladı. Musk da geri kalmayıp ABD içindeki ve dünyadaki "aşırı sol" hakkında konuşmaya başladı. İki taraf arasında şiddetli çatışmalar yaşandı, ancak solun pratik yanıtı Twitter'ın gücüne ve etkisine karşı ilk gerçek rakip olan Threads’ın kuruluşuyla geldi.
Arap halkları, "Arap Baharı" sırasında Twitter'ın apaçık solcu taraflılığını ve platformun eski ABD başkanı Barack Obama tarafından yönetilen Amerikan liberal solunun politikalarına verdiği desteği biliyor. Bu nedenle platform, Arap dünyasındaki tüm köktendincileri ve radikalleri, grupları ve partileri destekledi. O dönemde izlediği yön ve politikalarda kaosu ve “kaos istikrarını” müjdeledi. Bu nedenle ABD'nin kendi içinde bazıları Amerikan Kongresi’nde gerçekleşen siyasi sorgulamalara ve soruşturmalara uğradı. Bunların hepsi bilinen ve yayınlanmış şeyler.
Genel olarak “sol”, en sevdiği ifade olan “kapitalizmin” vahşetine karşılık, daha az şanslı insanlara sempati duyarak ve gösterişli sloganlarla insanlara hitap etme becerisine sahipti. Amerikan "liberal solu" da aynı yoldan gidiyor. Demokrasi, hak ve eşitlik sloganları altında “Arap Baharı”nın yıkımı bir örnek olarak pazarlandı. Ancak yol açtığı yıkım ve tahribat ortaya çıktıktan sonra, Arap halkları ondan nefret etti ve korktu. Parlaklığının, ışıltısının ve baştan çıkarıcılığının bir kısmını kaybetti.
Amerikan "liberal solu" ve genel olarak Batı, radikalizmde çok ileri gitti. Arap halkları dahil olmak üzere dünyanın birçok halkının nefret ettiği seçeneklerin tarafını tuttu. Buna, "eşcinsellik diktatörlüğüne" sınırsız desteği ve bunu çeşitli alanlarda baskı ve zorlamayla herkese dayatması da dahil. Bu da solun daha fazla kaybetmesine yol açtı, siyasi sloganlardan uzak bazı toplumsal gerçeklerini ve kültürel taraflılığını ortaya çıkardı.
Tartışmaya dayalı iletişimin bir “aracı” olarak Twitter’ın yaygın, güçlü ve tehlikeli etkisine dayanarak, akımlar, gruplar, partiler ve devletler dahil olmak üzere çok sayıda örgütlü gücün Twitter’da yer alması, burada kendisi için örgütleme ve etkileme mekanizmaları yaratması doğaldı. Bütün bu taraflar bağımsız ve çoklu bir şekilde hedeflerine ulaşmayı başardılar. Bu çekişmenin nihai sonuçları mekanizmalar tarafından yönetiliyor. Bu mekanizmaların aracı Twitter ve ondan önce de alanı olan sosyal medyadır. Sosyal medyanın ise doğruluk, inanılırlık veya sağduyuyla hiçbir ilgisi yoktur, çokluk, yaygınlık ve şöhret burada belirleyici kriterlerdir.
Threads, Twitter'ın fikrini ve mekanizmalarını mı çaldı? Teknoloji şirketlerinin mücadelelerinde fikir hırsızlıkları çokça yaşanıyor. Bu çağ, küresel düzeyde yaygın, yenilikçi hileler ve yöntemlerle eşi benzeri görülmemiş bir fikri mülkiyet hırsızlığı salgınına sahne oluyor. Twitter’ın sahibi Elon Musk da Threads'in sahibi Mark Zuckerberg'i açıkça hakkında dava açmakla tehdit etti.
Threads birkaç gün içinde 100 milyondan fazla üyeye ulaşarak tartışma yarattı. Ancak bu rakam esasında Meta imparatorluğu içindeki Facebook ve Instagram’ın üyelerine, milyarlarca üyesi hakkında sahip olduğu ve bazılarını doğrudan bir platformdan diğer platforma aktardığı veri hazinesine dayanıyor. 100 milyon gerçekten heyecan verici bir sayı, ancak Threads’ın yayılma mekanizmalarının bir kısmı, yayılma hızının şokunun büyüklüğünü hafifletiyor.
Teknolojiyle mücadele etmek mümkün değil, yeni ve yenilenebilir ürün ve imkanlarıyla bir arada yaşamak doğal ve kaçınılamaz bir şey. Ancak bu, fikirlerin, etkilerin, arka planların ve çatışmaların eleştirilmesine, analiz edilmesine ve irdelenmesine engel olamaz. Paylaşmak ve kullanmak, anlamaya ve özümsemeye engel değil.
Son olarak, Threads bir "kızıl" sol devrim mi? Yoksa tarafsız bir ürün mü? Çekişmeleri ve ürünleriyle sosyal ağ platformları, en az “yapay zeka” ve modern ürünlerinin yarattığı, bazıları gerçek, bazıları ise hastalıklı "fobi" düzeyine ulaşmış olan korkular ve abartılar kadar tartışmalara yol açtı ve açmaya da devam edecek.