İlyas Harfuş
Lübnanlı gazeteci ve yazar
TT

Kremlin’de zor kararlar

Bu pozisyonda olmak kolay değil. Her karar sana bağlı. Başarı sizin başarınız, başarısızlık sizin başarısızlığınız. Böyle bir durumda başarısızlığın sonucu, bedelini bütün bir ülkenin ödeyebileceği büyük çaplı bir yenilgi boyutuna evrilebilir.

Ülke sıradan bir ülke değil. O, Rusya. Büyük Petro ve 2. Katharina’nın ülkesi. Sovyetler Birliği’nin, nükleer cephaneliğin ve kültürel, dini ve tarihi emperyal mirasın varisi. Adam da sıradan bir adam değil. İnce hesapların yapıldığı ve kararların katı terazilerle ölçüldüğü istihbarat mutfağından geliyor. O, selefinin tarihi bir gaflet anında yerle yeksân ettiği ‘ihtişamı’ yeniden canlandırma görevini omuzlarına yüklenen biri.

Peki yaşananlar nasıl oldu? İki hafta içinde bitmesi beklenen bir ‘özel harekât’ nasıl oldu da 500 günü aşan bir savaşa dönüştü? Vaat edilen sonun ne zaman geleceğini de kimse bilmiyor. Nasıl olur da işler, Rusya Devlet Başkanı’nın hiç hesaba katmadığı Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından tutuklanma tehlikesi ile karşı karşıya kalmamak için ülkesinin sınırlarının dışına çıkamadığı bir noktaya ulaştı? Böyle bir durum daha önce ne Kruşçev dönemindeki Domuzlar Körfezi Çıkarması sırasında ne de Brejnev dönemindeki Afganistan işgali sırasında görüldü. Rusya’nın itibarı tehlikeye girerken başkanının prestiji de düşüyor.

Gelecek ay BRICS ülkelerinin zirvesine ev sahipliği yapacak olan Güney Afrika’nın Devlet Başkanı, Rusya Devlet Başkanı’nı hakkındaki suçlamalarla tutuklamaya kalkmanın ne anlama geldiğinin farkında. Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, böyle bir şeyin gerçekleşmesinin Rusya ile savaşa girmek anlamına geleceğini söyledi. Bu kapsamda konuk ve ev sahibini sıkıntıya sokmamak adına orta bir yol bulunarak, itaatkâr Bakan Lavrov’un ülkesini temsil etmesi ve Putin’in uzaktan ekranlardan katılması kararlaştırıldı. Böylece tutuklanma riski bertaraf edildi.

BRICS’i, toplantılarını, UCM’yi ve yargılamalarını bir kenara koyun. Hiçbir ilacın fayda etmediği derin bir baş ağrısı hala Kremlin duvarlarının yakınında duruyor: Yevgeniy Prigojin. Askeri yapılanmaya ve ‘özel harekât’ın yönetilme biçimine karşı darbe yaptı. Belarus adlı şaşırtıcı bir yerden ve Putin ile Prigojin’in Lukaşenko adlı bir arkadaşından son dakikada bir kurtarma hamlesi gelmese, darbe, sonuçları kestirilemeyen bir zaferle sonuçlanabilirdi.

Belarus Cumhurbaşkanı’nın arabuluculuğu, hiçbir şekilde Putin için bir zafer olarak adlandırılamaz. Aksine, Rusya Devlet Başkanı yeni düşmanı ve geçmiş yılların dostuna karşı tavizler vermek zorunda kaldı. Bu tür bir darbe, ordu liderliğine karşı bir isyan gibiydi ve bu süreçte çatışmalarda 13 Rus pilotu öldürüldü. Rus yasalarına göre, Wagner liderinin işlediği suçlar için müebbet hapis cezasına çarptırılması gerekiyordu. Ancak, bunun yerine Prigojin adamlarıyla birlikte kendisini Kremlin’de misafir olarak buldu. İşin şaşırtıcı yanı, Putin’in Prigojin’den savaşçılarını ve silahlarını bırakıp Rus ordusuna katılmasını istediğini, ancak ‘aşçının’ öğretmeninin emirlerini reddettiğini açıklamasıydı. Böylece Prigojin, Putin’e hayır diyebilecek bir konuma gelmiş oldu. Daha şaşırtıcı olan ise, Prigojin’in Belarus’ta savaşçılarıyla (sayıları tahmini 5 bin) bir videoda göründüğü sırada onları Afrika’da savaşmak için harekete geçmeye davet etmesiydi. Prigojin söz konusu videoda “Ukrayna cephesinde olup bitenler Rus ordusu için bir utançtır. Bu rezillik sona erdiğinde o cepheye dönebiliriz” ifadelerini kullanıyordu. Bu bakımdan, Prigojin’in savaşı yönetme biçimlerinden dolayı Savunma Bakanı Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Gerasimov’a eleştiri çıtasını yükselttiği bir önceki konuşmasından geri adım atması gibi bir şey söz konusu değildi. Geri adım, Prigojin’i serbest bırakan ve Belarus Cumhurbaşkanı’nın arabuluculuğuna boyun eğen Putin’den geldi.

Savaş alanında sesini yükselten ve ‘özel operasyonun’ yürütülme biçimini eleştiren tek kişi Wagner lideri değil. Başka subaylar da bunu yapmaya başladı. Ukrayna cephesinde hızlıca zafer kazanma vaatleri sönerken, ölü sayısı artarken ve ekonomik yük fazlalaşırken bu subayların sesleri Rusya’nın içinde yankılanmaya başladı. Savaş alanındaki generallerden biri olan Ivan Popov “Ukrayna kuvvetleri cepheden saflarımıza giremedi, ancak liderliğimiz bizi arkadan vurdu” dedi. 2014’ten bu yana Ukrayna’nın doğusundaki saldırılarda yer alan bir başka komutan, Rus ordusunun düzensiz bir şekilde dağılmasının pek çok kişinin beklediğinden daha yakın olduğunu söyledi.

Zor bir durumda, Putin’in güç kararlar alma ihtiyacı artıyor ve dış dünya ile gerilimi tırmandırmak en kolay çıkış yolu oluyor. İç cephenin başlığı parçalanmak olunca, krizleri dışarı satmak yeni bir icat değil. Bu bağlamda Başkan Putin’in Ukrayna’nın ordusuna askeri yardımlar naklettiğini bahane ederek Ukrayna’nın tahıl ihracını ve tüm gemilerin limanlarına girişini engelleme kararı bu kapsamda değerlendirilebilir. Ne Türkiye Cumhurbaşkanı’nın arabuluculuğu, ne de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin küresel bir gıda krizi uyarısı işe yaradı. ‘Bana ve dostlarıma karşı’; Rusya Devlet Başkanı’nın güçlerinin Ukrayna savaşında karşı karşıya kaldığı çıkmazı dışarıya satma girişimindeki yeni çatışmanın başlığı bu. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sahnesi genişliyor. Öyle ki bunu, artık tehlikeleri her geçen gün artan ‘küresel bir savaş’ olarak adlandırmak abartı olmaz. Kremlin’de ikamet eden adam, Zelenskiy cephesinde yenilgiyi kabul etmeyecektir. Batı, Rusya için bu büyüklükte bir kader çizerse, o zaman küresel güvenliğin kaderi de bununla yakından ilişkili olacaktır.

Büyük savaş, büyük ve güçlü arabuluculara ihtiyaç duymaya başladı.