Hac, “Lebbeyk, Allâhümme Lebbeyk” telbiyesi ile yalnızca Allah’ın davetine icabettir. Geri kalanı batıldır. Hacılara hizmet etmek ise Allah’ın yalnızca hak edenlere bahşettiği ulu bir şereftir. Bunda birçok fazilet ve hayır vardır. Resûlullah (S.A.V) Mekke'yi fethettiğinde dahi Allah'ın mukaddes evine hizmet edenleri Kabe-i Müşerrefe’nin anahtarlarını saklama hakkından mahrum etmedi. İbn Saad’ın “Kitâbü’t-Tabakâti’l-Kebîr” kitabında Osman b. Talha’dan şöyle naklediyor:
“Cahiliye döneminde pazartesi ve perşembe günleri Kabe’nin kapısını açardık. Fetih öncesinde bir gün Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) insanlarla birlikte içeri girmek istemişti. Kendisine kabalık etmiş bulundum. Bana hoşgörü ile yaklaşarak ‘Yâ Osman, yakında bu anahtarı dilediğim kişiye verebileceğim bir günü göreceksin’ ifadelerini kullandı. Bunun Kureyşlileri zillete düşüreceğini söylediğimde Resûlullah ise (sallallahu aleyhi ve sellem) aksine o gün Kureyş şerefinin artacağını ifade etti. Fetih günü geldiğinde benden anahtarları getirmemi istedi. Ben de getirdim. Benden alarak sonra tekrar bana verdi. Ardından ise ‘Anahtarı edebi olarak alınız. Bu emaneti zalimler haricinde sizden kimse alamaz’ buyurdu.”
Suudi Arabistan Kralları’na bu yüzden “Hadimu’l Haremeyn-i Şerifeyn” deniyor. Krallık, hak ettiği bu onurlu görevinde iyi performans göstermiştir. Toprağı bol olsun kurucu Kral Abdulaziz döneminden bu yana Suudi Arabistan Kralları, bina ve kalkındırmada rekabet etmiştir. Hac tesislerinde, hizmet, lojistik ve hatta güvenlik hususlarında her yıl yeni gelişmeler kaydediliyor.
Milyonlarca hacıyı ağırlayan Suudi Arabistan, bu yönde sağlık ve güvenlik başta olmak üzere çeşitli hususları ustalıkla yönetti: Pasaportlar, gümrük, itfaiye, emniyet ve trafik polisinden, hacıların en zor koşullarda dahi emniyeti ve koronavirüs salgını...
Başarının tek sebebi hacıların sayısı değildir. Cahilin teki, iki kat daha fazla turist ağırlayan ülkeler olduğunu söyleyebilir. Ancak Suudi Arabistan yalnızca Arafat Dağı’nda milyonları ağırlıyor. Milyonlarca hacı sorunsuz bir şekilde gruplara ayrılıyor. Gelişmiş dünya ülkelerinin çoğu, belirli bir zaman ve mekanda milyonlarca insanı kontrol ederek gruplara ayırma kabiliyetinden yoksundur. Arafat’ta kıyama durmak, burada bulunmaları için belli saatlerde hacıların gruplandırılmasını, yola çıkışlarının planlanmasını gerektirir. Mucizesi buradadır.
İslami bir ritüel olan Hac, İslam'ın önemli direklerindendir. Siyasi çatışmalarla veya sahte dünyevi sloganlarla karıştırılamaz. Her yıl dünyanın şahit olduğu, yoksul ile zenginin, siyah ile beyazın bir araya geldiği en büyük dini toplanışta, tüm hacılar eşit bir zeminde durur. Cenab-ı Hakk’ın huzurunda hepsi eşittir. Üzerlerinde yalnızca beyaz bir bez parçası ile “Lebbeyk, Allâhümme Lebbeyk” derler. Onları bir araya getiren sevgi ve hoşgörüdür.
Hac mevsimlerinde konfor ve kolaylık sağlayan hizmetler ve tesisler sunan Suudi Arabistan, metro ve tren hatları, tünel ve köprülerle hareketin kolaylaştırılması, can kayıplarının önlenmesi için cemarat sürecinin kalabalık açısından hafifletilmesi yönünde gelişmeler kaydetti. Bunlarla birlikte, altyapı ve tesislerin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi için milyar dolarlar harcandı. Krallık, özel olarak Hac için dev güneş şemsiyeleri getirtti, sokakların, tavaf alanının dahi soğutulması için klimalar sağladı.
Mekke'nin ovalarında ve dağlarında, Resûlullah'ın mescidinde bu başarıları ve kolaylıkları sağlamak için çaba harcayanlara ne mutlu. Allah'ın salat ve selamı üzerlerine olsun. Ne mutlu ki ‘zalimlerden başkasının zorla alamayacağı’ o hizmet şerefine nail olmuşlar.
TT
Hacılara hizmet etme şerefi
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة