Tarık Alhomayed
Suudi yazar. Şarku'l Avsat eski genel yayın yönetmeni
TT

Nuri el-Maliki’nin sonu

Bazı Şii partilerin oluşturduğu Kanun Devleti Koalisyonu’nun lideri ve eski Başbakan Nuri el-Maliki’nin Mukteda es-Sadr ve diğer Iraklı yetkililer aleyhinde konuştuğu ses kaydı, ayakta durmaya çalışsa da Maliki'nin siyasi açıdan sonu anlamına geliyor.
Maliki’nin ofisi, gerçekleri ve sesleri tahrif etme yönündeki modern tekniklerin bulunduğu uyarısında bulundu. Ancak bu ses kayıtları, kendisinin siyasi bir lider değil, bir milis lideri olduğunu, bir devlet adamı değil, ideoloji adamı olduğunu gösterdi.
Gazetemize göre, araştırmacı Yahya el-Kubisi, “Maliki'nin konuşmasındakiler yeni değil. Bu sözleri ziyaretçilerine her zaman söylüyor” ifadelerini kullandı. Ses kaydının içeriği, gayri milliyetçi bir düşünceyi, Irak alev alev yanacak olsa dahi liderlik peşinde koşan bir adamı ortaya çıkardı.
Maliki’ye ait olduğu iddia edilen ses kaydında, “Bir sonraki aşama savaş aşamasıdır. Dün bunu Başbakan (Mustafa) el-Kazimi’ye söyledim. (Kazimi ile görüşmesinde) ‘Sana yahut ordu ve polise güvenmiyorum, onlar hiçbir şey yapmadı, Irak hiç kimsenin çıkamayacağı yıkıcı bir savaşla karşı karşıya, eğer Sadr, Halbusi ve Mesut Barzani’nin yönelimlerini engelleyebilirsek o zaman iş başka’ dedim” ifadeleri kullanılıyor. Bunlar tehlikeli açıklamalar.
Bu kadarı ile de kalmayan Maliki, kritik aşamaya hazırlanmak için 10 ila 15 grubu hazır hale getirmek ve silahlandırmaktan da bahsediyor. Aynı zamanda ‘Sadr'ın saldırıya geçmesi durumunda otoriteyi ve halkı korumak için Necef'e saldıracağını’ dile getiriyor.
Maliki'nin ses kaydının Şiiler arasındaki savaşa dair bir işaret olduğunu düşünenler yanılıyor. Maliki, kendisini hayal kırıklığına uğrattığını söylediği Haşdi Şabi’yi ‘korkaklar topluluğu’ şeklinde niteliyor. Mesele oldukça büyük, zirâ kapsamlı bir mezhep çatışması ve Irak için gerçek bir yıkım projesi ile karşı karşıyayız.
Bunlar bir devlet adamından beklenen ifadeler değil. Devletin güvenlik aygıtını baltalamak, Sünni, Şii ve Kürt bileşenlerinin düşüşünden bahsetmek, doğal olarak Maliki'nin ifadelerinin Irak ve bileşenlerini hedef alan DEAŞ’ın hitabından farkının ne olduğu sorusunu meşru kılar.
Maliki’nin söylem ve yönelimindeki ideoloji ve radikalizm, Irak'ın güvenli karaya ulaşamama nedenlerinden biri. Maliki’nin sızdırılan ses kaydı, Irak'ta ve tüm bileşenleri arasında büyük bir yangının fitilini ateşleme yönünde felaket bir reçete sayılıyor. Nitekim bu, her şekilde mücadele edilmesi gereken bir durum. Zirâ yaş da yanar kuru da.
Nuri Maliki ile siyaset yapan herkes, kendisinde siyasi güvenirliğin olmadığının farkındadır.
Bir keresinde merhum Suudi Kralı Abdullah bin Abdulaziz'in bundan bahsettiğini duymuştum. Suudi gazeteciler ile bir araya geldiği o gün, biri merhum Kral’a Irak ile olan ilişkisini sormuştu. Kral Abdullah ise Başkan George Bush’un arabuluculuğu ardından Maliki’den Suudi Arabistan ile daha iyi ilişkiler sağlama yönünde uyacağını taahhüt edeceği 10 maddelik bir kağıt imzalamasını istediğini anlattı.
Ancak Maliki’nin bunlardan birine uymadığını, bu nedenle onunla muamelede bulunmama kararı aldığını ifade etti. Bölgedeki olaylar ve sızdırılan ses kaydı da tüm Iraklılar için bunu kanıtlar nitelikte.