İslam, uzun süredir küresel ölçekte tartışmaların merkezinde yer alan bir dindir. Modern dönemde meydana gelen demokrasi, insan hakları, özgürlük, kadın-erkek eşitliği, hukukun üstünlüğü, bilim, felsefe ve ahlak alanlarında kaydedilen büyük değişmeler karşısında büyük şok geçiren İslam dünyası, kendi içinde modern değerlerle uyumlu bir dindarlık pratiği ortaya koyamamıştır. Müslüman modernleşmesi diyebileceğimiz sahici bir tecrübeyi Müslüman toplumlar yaşamadığı gibi, İslam modernizmi diyebileceğimiz bir olguda mevcut değildir. Sınırlı ve yüzeysel bir şekilde birtakım modernleşme girişimlerine ve yorumlarına rastlanmasına rağmen bir İslam modernizmini gerçek manada ortaya çıkarmanın imkansızlığı ortadadır. İslam, modernleşmesi imkansız olan bir dindir.İslam’ı günümüz dünyasına uygun hale getirmek için yapılan iyi niyetli yorumlar ve girişimler, eninde sonunda büyük bir hayal kırıklığı ve verimsizlikle sonuçlanmaktadır. İslam modernizmi gibi gerçekleşmesi imkansız bir hayal için çaba sarfetmek, boş, verimsiz ve anlamsız enerji ve emek israfından başka bir şey doğurmamaktadır. Önümüzde İslam modernizmi diyebileceğimiz bir olgu olmamasına rağmen, illiberal İslam olarak niteleyebileceğimiz gerçek bir dini durum söz konusudur.
İlliberal İslam’da, hayata, doğaya, bireye, tarihe dair insanın söylediği sahici bir söz yoktur. İlliberal İslam’da insanlar değil, söyledikleri ve yaptıkları tartışılmaz olan, Tanrı adına söz söyleme ve davranma ayrıcalığını kendinde vehmeden kutsallaştırılmış otoriteler bulunmaktadır. Tanrı böyle dedi diyen bu kutsallaştırılmış otoriteler, Tanrı adına kendilerini her şeyin ölçüsü haline getirmektedirler. İlliberal İslam’da belirleyici olan Tanrı değil, Tanrı adına konuştuğunu ve davrandığını iddia eden her türlü güç, kişi, kurum, otorite ve yapıdır.
İlliberal İslam, illiberal bir ilahiyata dayanmaktadır. Her şeyin Tanrı tarafından belirlendiğini savunan illiberal ilahiyatın başında, ortasında ve sonunda fatalizm vardır.İnsanın özgürlüğünü ortadan kaldıran illiberal İslam teolojisi, doğal ve sosyal hayattaki işleyişi gerçekçi olarak anlamaktan uzak, kültürü, toplumu ve insanı işlevsiz bırakan bir durum doğurmaktadır. İçtihad kapısının kapatıldığı dogmasından beslenen illiberal ilahiyat, insanı ve doğayı işlevsiz ve etkisiz bırakmayı kendisine tek iş haline getirmiştir. İslam kelamı, insanı işlevsiz bırakan bir dini teoloji olmanın ötesine geçememektedir.
İlliberal İslam’da insana ve doğaya ait bilgi yoktur, çünkü insanın bilgiyi bilmesi mümkün değildir ve bilgiyi bilen sadece Tanrı’dır. İnsani ve doğal gerçekliklere ait bilgileri bilmek, ancak ana kaynaklarda sunulan bilgilerle sınırlıdır.Bilginin ana kaynaklarla ve fıkıhla sınırlandırılması, bilgi alanında genişlemeyi değil, sürekli olarak daralmayı ve doğmatikleşmeyi doğurmaktadır. İlliberal İslam’ın bilgi anlayışı, dar ve doğmatik niteliktedir.
İlliberal İslam’da araştırma ve sorgulama ruhu yoktur. İlliberal Müslüman ilahiyatı, insandaki araştırma ve sorgulama ruhunu ortadan kaldırmak üzere formüle edilmiştir. Araştırma ve düşünmeyi ortadan kaldıran illiberal İslam, fıkhı dinin kendisi haline getirmiştir. Neyin doğru veya yanlış olduğunu, kişinin nasıl yaşaması gerektiğini belirleyen tek ölçü fıkıhtır. İlliberal İslam’da insani ve ilahi olana dair verimli ve yenilikçi bir teolojinin varlığı söz konusu olmadığı gibi, teoloji yapmak da mümkün değildir. İlliberal İslam’da kelam önemli değildir. İlliberal İslam’da dinin bütün boyutlarını belirleyen ana alan, fıkıhtır.
İlliberal İslam, modern dünyanın demokrasi, özgürlük, kadın-erkek eşitliği, insan hakları, çoğulculuk, tolerans, hukuk ve barış gibi bütün değerlerine karşı çıkmaktadır. Modern dünyanın bütün değerlerini Batıya ait küfür değerleri olarak gören illiberal İslam, Batı’yı kendi düşmanı olarak kurgulamakta ve Batıya karşı cihad etmenin bütün Müslümanların görevi olduğunu söylemektedir.
İlliberal İslam’da özgürlük yoktur. İlliberal İslam açısından sorun olan şey, özgürlüğün varlığıdır. İlliberal İslam’a göre bütün sorunların çözümü, özgürlüğü yok etmekten geçmektedir.İlliberal İslam, bireyin insanı, tarihi, toplumu ve doğayı merak etmek, incelemek, araştırmak ve keşfetmek için gerekli olan özgürlüğe sahip olmaması gerektiğini söylemektedir.İlliberal İslam’da birey, akıl ve özgürlük yoktur. Özgürlüğü ortadan kaldıran illiberal İslam, felsefeyi, bilimi, sanatı, edebiyatı, müziği, moraliteyi ve spiritüaliteyi ortadan kaldırmaktadır. Özgürlüğün olmadığı yerde felsefe, bilim, sanat, etik ve maneviyat yoktur. Tanrı’nın bütün doğaya damgasını vurduğunu söylemek bilimsel bir paradigma ve tecrübe meydana getirmediği gibi, nakil olanın akli ve felsefi olandan üstünlüğünü iddia etmek de derinllikli bir felsefe tecrübesini doğurmamaktadır.
TT
İlliberal İslam
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة