Bunlar Suudi Arabistan’ın zamandan kaptığı muhteşem anlar. Hayal kuran, umut inşa eden, nesillere yön veren, yeni bir model yaratan vizyonun büyüklüğünü, planlamanın azmini ve başarıların pürüzsüzlüğünü gösteren düzen ve süreklilik içinde peş peşe gelen ve biriken, muhteşem anlardan biri.
Dünya yavaş yavaş yeni Suudi Arabistan'ın anlamını kavramaya başladı ve bazı ülkeler, liderler onu daha erken kavrayamamanın bedelini ödediler. Zira başarıları kapsamlı ve bütünleşik, kesin bir kararla desteklenen kapsamlı bir vizyondan doğuyor. Ülkeler, sınırsız bir ilerleme ve yükselme arzusuyla hareket ettiklerinde bundan daha fazlasına ihtiyaç duymazlar. Suudi Arabistan modeli hala inşa sürecinde ve henüz en üst dereceye ulaşmadı.
Bilimin ve modern Arap tarihindeki baskın akımların hikayesi uzun bir hikaye ve Suudi Arabistan ile Körfez Arap ülkeleri söz konusu olduğunda özel bir bağlamı var. Körfez gençliği, geçmiş dönemlerde hakim olan Arap fikri akımlarının etkilerini deneyimledi. Bir dönem Arap milliyetçiliği ve onun sloganları, bir dönem komünizm, solculuk ve aşırılıkları egemen oldu. Ardından siyasi İslam ideolojileri dönemi geldi ve uzun süre devam etti. Ancak Suudi Arabistan devleti daha çok “bilim” ve “bilgi” üzerine bahis oynuyordu ve böylece yeni Suudi Arabistan'ın yaşadığı, inşa ettiği ve bölgede öncülük ettiği rönesansın yolunu açan, onlarca yıl süren kültürel ve fikri bir harekete tanık oldu.
2007 yılında bu satırların yazarı “Körfez Kültürünün Güneşi” başlıklı bir makale yayınlamış ve şunları belirtmişti: "Mevcut verilerin bir kısmı olduğu gibi devam ederse, geliştirilir ve yatırım yapılırsa, önümüzdeki dönemin hak ettiği şekilde bir Körfez dönemi olacağını düşünüyorum." Öyle de oldu, hem de o zamanlar hayal edilemeyecek bir şekilde. Reyyane Bernavi ile Ali el-Karni'nin “Uluslararası Uzay İstasyonu”na gidişleri, sadece göz kamaştırıcı Suudi Arabistan “2030 Vizyonu”nun taçlandırdığı uzun bir hikayenin sonucu.
Suudi Arabistan’ın “uzay” ile hikayesi, Arap hikayelerinin en eskisi. 1980'lerin ortalarında Suudi Arabistan, ilk Arap astronot olan Prens Sultan bin Selman ile buluştu ve uzaya çıkışı önemli bir tarihi olay oldu. Suudi Arabistan, Veliaht Prensi'nin vizyonuyla uzay yürüyüşünü yeniden başlattı, "Uzay Otoritesini" kurdu, bilime, insanlığa ve vatana hizmet etmek için uzaya astronot gönderme programını başlattı.
Suudi Arabistanlılar ve Araplar, geçen hafta yaşanan yeni bir tarihi anı, ilk Suudi Arabistanlı Müslüman astronot bilim kadını Reyyane Bernavi ile ikinci Suudi Arabistanlı astronot Ali Karni’nin Uluslararası Uzay İstasyonu'na ulaşmalarını hevesle ve etkilenerek izlediler. Her ikisi de büyük hayaller ve engin umutlarla dolu ve İstasyona ulaştıkları an, Arap Körfez ülkelerinin benzersiz bir şekilde gerçek ilerleyişini dürüstçe anlatan bir andı.
İki astronot Uluslararası Uzay İstasyonu'na girdiklerinde, onlardan önce istasyona giden BAE’li astronot Sultan el-Neyadi tarafından karşılandılar. Neyadi onları Körfez ülkelerine has bir yolla kutladı. Onlara, Arap Yarımadası vatandaşlarının asırlardır temel besini olan ve olmayı sürdüren, cömertliğin ve misafirperverliğin sembolü olan "hurma" sundu. Bu, tarihi, bugünü ve geleceği bilimin, bilginin ve bir bütün olarak insanlığın hizmetinde yoğunlaştıran ne kadar anlamlı bir andı.
Suudi Arabistan ve BAE'nin Arap ülkeleri arasında rönesans, ilerleme ve yükselme yolunda zirve için rekabet ettikleri bir sır değil. Vizyonun sahibi Suudi Arabistan Veliaht Prensi bunu yıllar önce kamuoyu önünde açıkça söylemişti. Bilimde, ilerlemede, bilgide ve insanlığa hizmette rekabet etmek ne kadar büyük bir şeydir. Her iki ülke de başarılı ekonomilere öncülük ediyor ve ilerleme için cömertçe para harcıyor. Özellikle uzay alanında, her birinin iyi ve güzel bir yolculuğu, iki astronotları, Suudi Arabistanlı Prens Sultan bin Selman ve Ali Karni, BAE’’li Hiza el-Mansuri ve Sultan Neyadi ve ilk Suudi Arabistanlı kadın astronotu var.
Yayınlanan kısa ve yoğun bir videoda İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Abdullah es-Savaha, Suudi Arabistanlı astronotların misyonunu anlattı ve araştırmalarının 3 ana alanda insanlığa hizmet edeceğini söyledi. Bunlar; kanser tedavileri, kronik enfeksiyonların tedavisi ve bulut tohumlama. Bakan, astronotlardan her birinin bilimsel araştırmalarının odak noktasını ve Suudi Arabistanlı astronotlar ile Suudi Arabistan üniversiteleri ve araştırma merkezleri, ilgili uluslararası kurumlar arasındaki entegrasyonu ayrıntılı olarak açıkladı. Tüm bunların Suudi Arabistan Veliaht Prensi'nin vizyonu, desteği ve doğrudan müdahalede bulunarak zorlukları ortadan kaldırmasıyla gerçekleştiğini kaydetti.
Bulut tohumlama konusu önemli ve bu tarihi yolculuğun bilimsel ve pratik anlamını yoğunlaştırıyor. Suudi Arabistan bir çöl ülkesi ve Suudi Arabistan 2030 Vizyonu her düzeyde iklime ve çevreye büyük önem veriyor. Suudi Arabistan Veliaht Prensi bu kapsamda 3 proje başlattı: “Yeşil Riyad”, “Yeşil Suudi Arabistan” ve “Yeşil Ortadoğu”. Suudi Arabistan'da bulut tohumlama yöntemi yaklaşık olarak 2006'da kullanılmaya başladı ve Ulusal Bulut Tohumlama Programı ile sonuçlandı. Astronot Ali Karni'nin Uluslararası Uzay İstasyonu'nda yapacağı deneyler, birçok boyutuyla bu vizyona ve bu projeye hizmet ediyor. Önümüzdeki dönemde bulut tohumlamanın verimliliğini önemli ölçüde artırmayı hedefliyor. Bu, suyun her şeyden değerli hale geleceği bir gelecekte Suudi Arabistan'a, bölgeye ve tüm dünyaya hizmet edecek bir proje.
Suudi Arabistanlı Bakanın değindiği bir diğer boyut da, Mars gibi diğer gezegenlerde tohumlama yöntemine yönelik gelecek vizyonlarında insanlığa hizmet etme fikriydi. Misyona dair bu basitleştirilmiş açıklama, her takipçiye bu tür eğilimleri yönlendiren vizyonu ve farkındalığı, her bir deneyin kesin bilimsel detaylarını ve gelecekte elde edilmesi istenen sonuçları gösteriyor. Uzun bir aradan sonra Arapların tarihi bir şekilde insanlığın ilerlemesine katkıda bulunmaya geri döndüklerini kaydediyor.
Suudi Arabistan’ın her alanda ilerlemesinden nefret eden pek çok kişi ve her birinin kendi nedenleri var. Kendi ülkeleri kendi insanlarını öldürmek için Suudi Arabistan'ın harcadığının kat kat fazlasını harcarken, savaşları, çatışmaları ve kaosu körüklerken, fikri akımları onlarca yılını nefret, sloganlar ve aşırılıklar yaratmak için harcarken, onlar Suudi Arabistan'ın bilime ve ilme yaptığı harcamaları utanç verici bir şekilde eleştiriyorlar. Bu hızlı karşılaştırma, tüm bu bariz önyargılı seferberliğe verilen en anlamlı yanıttır.
Ulusların ve halkların tarihlerindeki ulusal gurur anları, kutlanmaya ve yüceltilmeye değerdir. Nesillere ilham verir, vatanseverliği ateşler, safları ve çabaları birleştirir. Yol gösteren bir ışık kıvılcımı, daha fazlasını yapmaya iten bir coşku enerjisidir. Ulusal gurur anları, nefret, kaos ve yıkıma değil, geleceğe, ilerlemeye ve yükselmeye motive edenlere ne mutlu!
İki Suudi Arabistanlı astronot ile BAE’li astronot, sürekli ve günlük olarak videolar ve fotoğraflar gönderiyorlar. Ses, görüntü ve sakin tartışmalarla bilimsel ilke ve gerçekleri gösteriyorlar. Bu gerçekler hurafelere ve hurafecilere tarihin ve gerçekliğin karanlık alanlarına çekilmek dışında fırsat tanımıyor ve bu da, milletlerin ve halkların tarihindeki bazı aşamaları yakıp yıkıyor, yeni nesillere gelecek için geniş yollar ve farklı güzergahlar açıyor.